TEFERRUAT

TEFERRUAT - imagesCAXKU41FTEFERRUAT

Hüseyin MÜMTAZ

 İlin Valisi Çukurca saldırısından yaralı kurtulan er Erhan Yakut’un İnegöl’deki evini ziyaret ederken, Yakut’un yaralı haldeyken evine otobüsle gönderilmesi ile ilgili sorular üzerine; “Olay teferruattır” dedikten sonra “Zaten gelebilecek durumda olmasa komutanları ve doktorlar izin vermezdi” diye devam etmiş.

Teferruat, münferit, tefrik ve müteferrik…

Hepsi aynı kökten türeyen kelimeler olduğu halde, dünya görüşünüze ve olaya bakış açınıza göre zaman ve mekâna bağlı olarak herhangi birini kullanabilirsiniz.

Vali burada “teferruat”ı seçmiş.

Aslında Yılmaz Özdil’in dünkü 9 Ağustos tarihli “El âlemse viaypi, bizimkiyse Niyazi” başlıklı yazısının üstüne bu konuda kalem oynatılmazdı  ama Vali’nin kelâmı o yazıdan sonra söylenmiş olduğu için gönlümüzün bir taraflarındaki tek telli kırık saz yine ve mecburen derinden ses vermeye başladı..

Zaten başladı mı birer birer gelmezler ki..

Hakkâri, Çukurca, Şemdinli….

Derken Foça…

Büyük bir ihtimalle “münferit” bir olaydır..

Eş zamanlı olarak Obama’nın danışmanı Brennan,  Dış İlişkiler Konseyi’nde yaptığı konuşmada Suriye’nin kuzeyinde uçuşa yasak bölge oluşturulması konusunda, ”ABD hükümetinin çok dikkatle incelediği şeyler olduğunu, bunun avantajlarıyla dezavantajlarını ve olası sonuçlarını anlamaya çalıştığını” kaydediyor.  Medyaya özenle servis edilen bilgilere göre ABD; Suriye’de Halep, İdlib, Hama ve Humus gibi Türkiye’ye yakın şehirlerin de içinde bulunacağı bir “güvenli bölge” oluşturmayı planlıyormuş.. John O. Brennan, uçuşa yasak bölge oluşturmanın, ”uygulamaya geçirilmeyecek bir kavram” olup olmadığı yönündeki soruya, ”Başkan’ın herhangi bir şeyin tartışma dışı olduğunu söylediğini hiç hatırlamıyorum” yanıtını vermiş.

Bu “tiyatro”yu bir yerlerden hatırlıyor musunuz?

Dünün peşmerge Reisi Barzani, 1991 Çekiç Güç şemsiye senaryosu ile 2010’da “President” haline ge(tiri)lmedi mi? İncirlik’te konuşlu Çekiç Güç, “bu maksatla” 36’ıncı paralelin kuzeyini özenle “güvenli bölge” yapmamış mıydı?

Brennan’ın sözleri, Washington yönetiminin 1991’deki Kuzey Irak benzeri bir durumu bu kez de 2012’de Suriye için planladığı anlamına geliyor.  “Bilmem ne Güç” bu sefer de meselâ Antakya’ya konuşlanmış olabilir mi acaba?

Hadi bunu da yukarıdakilerle ilgili görmeyerek “tefrik” edelim.

Fakat eş zamanlı ve mekânlı olarak “tezgâhlanan” şuna ne diyeceksiniz?

“ ‘Jerusalem Center for Public Affairs’ tarafından hazırlanan bir raporda, Ortadoğu’ya serpilmiş Kürtlerin en az bir devleti hak ettiği ve Kuzey Irak’ta kurulacak bir devletin İsrail’in çıkarına olabileceği ifade edildi. Eski İsrail Başbakanı İzak Rabin’in dış politika danışmanlarından olan emekli istihbarat subayı Jacques Neriah tarafından kaleme alın raporda, Ortadoğu’da yaşanan koşulların Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkına zemin hazırladığı ifade edildi. Kürt çabalarının Irak’tan sonra şimdi Suriye’ye odaklandığını belirten Neriah, İsrail’in her ülkedeki Kürt meselesi konusunda dikkatli olması gerektiğini, tarihi adaletin, 22 Arap ülkesi bulunan Ortadoğu’daki 35 milyon Kürt’ün en az bir devleti hak etmesini dikte ettiğini kaydetti.  Neriah, Kuzey Irak’taki bir Kürt devletinin İsrail’in jeopolitik çıkarlarına yararlı olabileceğini savundu. Raporunda, Türkiye’nin de Kuzey Irak’taki bir Kürt devletine eskisi gibi tepkisel yaklaşmadığını, ancak Suriye’deki Kürtler konusunun bunu değiştirebileceğini belirten Jacques Neriah, Türkiye’deki Kürt nüfusunun 37 milyon olduğunu ileri süren Türk demografi uzmanlarının bulunduğunu da raporuna ekledi”.

Bu da mı “teferruat”?

Ben “teferruat”lı cümlelerin, en çok “Atatürk” tarafından söylenenini severim.

“Mevzuu bahis olan VATANSA gerisi teferruattır”.

Farkında mısınız bu aralar fena halde  “VER KURTUL/VUR KURTUL” yahut “VUR KAÇ/VER KAÇ” sarmalına sıkış(tırıl)mış vaziyetteyiz.

Sykes-Picot/Sevr/Rice/Ralph Peters haritaları yetmezmiş gibi Baydemir de bir harita çiziverdi.

“Benim yüreğimden geçen, bir insan olarak yüreğimden geçen, özerk Kürdistan’ın başşehri Kamışlı’dır. Özerk Kürdistan’ın başşehri Diyarbakır’dır, özerk Kürdistan’ın başşehri Hevler’dir, (Erbil) özerk Kürdistan’ın başşehri Mahabad’dır. Benim yüreğimden geçen Mahabad’dır, ama onlar karar versinler benim yüreğimden Mahabad geçiyor”.

olacak/siyaset/siyasetdetay/28.07.2012/1572884/default.htm  

Harita manyağı etmeye çalışıyorlar bizi öyle mi?..

Kendi haritalarını çizemeyenlerin hem haritasını hem kestanesini başkaları çizer..

Öyleyse AL SANA HARİTA… Kapı gibi “MİSAKI MİLLİ HARİTASI”.

Her meşrepten tarih dergileri, gezi dergileri her ay pırıl pırıl kuşe kâğıda otlar-kuşlar-böcekler, mağaralar, akarsular, akmaz sular, kokar sular haritaları verir de bir tane “Misakı Milli” haritasını neden vermezler?

Ortaokul-lise tarih atlaslarında “En geniş zamanında Roma-Bizans-Osmanlı” yahut “Sevr” haritaları vardır da ilaç için bir tane “Misakı Milli” haritası neden yoktur?

“Misakı Milli”, “Milli Yemin” demektir kıymetli okuyucu..

Yeminin “millisi” olur mu?

Bal gibi olur..  Ama görmek için gönül gözüyle bakmak gerekir.

“O göz ya aşırı miyopsa?” diyeceksiniz..

Gözlüğünüzü değiştireceksiniz efendiler..

TEFERRUAT - 16781287

Ne demiştik?

Ben “teferruat”lı cümlelerin, en çok “Atatürk” tarafından söylenenini severim…10 Ağustos 2012

 57′NCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57′İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ

 

 

TEFERRUAT - imagesCAXKU41F

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir