Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Marka 2011 Konferansı’nda yaptığı Twitter esprisiyle herkesi güldürdü.
Bağış’ın konuşması öncesi, vatandaşların kendisi hakkında görüşlerini içeren video gösterisi sunuldu. Görüntülerin kendisi için sürpriz olduğunu belirten Bağış, “Ben de sizler gibi güldüm, duygulandım, eleştirilerden almam gereken mesajı aldım” dedi.
“BİR BAKIYORUM HEMEN BİRİ TWEET ATMIŞ”
Konuşmasında marka kavramının “ayırt eden, özellikle, işaret eden” anlamına geldiğini belirten Bağış, “Bu yeni bir fikir değil, milattan önce 15 bin yıl öncesine kadar giden bir kavramdan bahsediyoruz. Günümüzde iletişim imkanları çok hızlı, artık herkes muhabir. Bazen eşimle gittiğim bir restoranda bazen bana kızıyor, (Bilgisayara, cep telefonuna, twitter’a, facebook’a fazla vakit ayırıyorsun, masada bile bana vakit ayıracağına, twitter’e giriyorsun) diye. Ama bakıyorum hemen birileri tweet atmış, (Egemen Bağış fıstık gibi bir hatunla restoranda yemek yiyor)… Bu tür ortamlarda markanın, iletişimin bu kadar hızlı olduğu bir dönemde, çok daha öne çıktığını görüyoruz. İletişim o kadar hızlandı ki, bir araştırmaya göre son 30 yıl içinde üretilen enformasyon, ondan evvelki 5 bin yılda üretilenden daha fazla…” diye konuştu
“AB TÜRKİYE’NİN DİYETİSYENİDİR”
“AB Türkiye’nin diyetisyenidir” diyen Bağış, 27 AB üyesi ülkenin, müzakerelere başladığı günle bitirdikleri gün arasında bir kıyaslama yapıldığında çok daha sağlıklı, çok daha demokratik, şeffaf, çok daha saygın ülke olduklarının görüleceğini ifade etti.
Bağış, “Türkiye de bu süreçten geçti. Biz de ülkemizde belki kendi başımıza yapamayacaklarımızı, yapmakta üşengeç davranacaklarımızı AB sürecinde gerçekleştirdik” dedi. AB bir ekonomik süreçten, bir buhrandan geçtiğini ancak sıkıntının asıl sebebinin Avrupa’nın kuralları olmadığını belirten Egemen Bağış, “Hani bizde vardır ya hocanın dediğini yapacaksın yaptığını yapmasan da olur diye, AB üyesi ülkelerin bir çoğu aslında kendi kurallarına uymadıkları için bugün bu sıkıntıları yaşıyor. Maastricht kriterlerini yerine getirmedikleri için bu sıkıntıları yaşıyorlar. Ama o kuralları iyi uygulayanlar, o diyetisyen reçetesini harfiyen uygulayanların hiçbir sorunu yok” şeklinde konuştu.
“ÇARE TÜRKİYE”
Avrupa’nın bugün sorunları bulunduğunu, nüfus artışının durduğunu, iç talebin düştüğünü söyleyen Bağış, çarenin Türkiye olduğunu, Türkiye’nin Avrupa’nın sorunlarını çözebilecek potansiyele sahip bulunduğunu belirtti.
Egemen Bağış, “Sosyal olarak Müslümanlar’a ve azınlıklara davranışında maalesef sınıfta kalan bir Avrupa var. Bunların bu süreci aşabilmesi için Türkiye’nin en güçlü markasının, İstanbul’un, Hatay’ın, Mersin’in, Urfa’nın topraklarına iyi bakmak lazım. Asırlardır bizim şehirlerimizde camiler, kiliseler, havralar insanlığa birlikte huzur veriyorlar. İşte Avrupa’ya belki de o Mevlana’nın, Yunus Emre’nin ‘bütün yaratılanları yaratandan ötürü sevme’ anlayışını iyi anlatabilmemiz lazım. Yoksa içine düştükleri o hastalıklı zihniyetten kurtulmalarına yardımcı olamazsak bundan biz de çok zarar görürüz” diye konuştu.
Hürriyet
Bir yanıt yazın