Source in English : https://www.turkishnews.com/en/content/2011/12/03/new-internet-filtering-system-condemned-as-backdoor-censorship/
BTK’nın İnternet Fitresi
RSF: “Sahte Filtreleme; Gizli Sansür Siyaseti”
İnternet Konferansı 30 Kasım’da İzmir’de açılırken Bilişim Teknolojileri ve İletişim
Kurumu’nun (BTK) “Güveni İnternet” adına 22 Kasım’da uygulamaya soktuğu yeni
merkezi filtre sistemi Türkiye’de ve uluslar arası planda sert tartışmalara neden
oluyor.
Hak haberciliğiyle tanınan bianet sitesinden sonra, son olarak da Alternatif Bilişim
Derneği, 4 Kasım’da Danıştay’da dava açarak, tercihe bağlı olsa dahi sahte
düzenlemenin iptalini talep etti.
Filtreleme, resmi olarak bazı anahtar sözcüklerin sansür edilmesi yoluyla İnternet
kullanıcılarını, özellikle de çocukları “şok edici” (“objectionable content”) korumayı
amaçlasa da, gerçekleştirilen yeni bazı testler kimi sitelerin keyfi şekilde erişime
kapatıldığını ortaya koydu.
Uluslar arası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), filtreleme yoluyla önlem
geliştirilmesiyle uluslar arası sözleşmelerin ihlal edileceği konusunda uyarıda
bulundu.
“BTK, tercihi İnternet kullanıcılarına bırakarak sansür yapmaktan kurtulduğuna
inandırmak istiyor. Filtreme uygulamasıyla İnternet bağlantısının daha güvenli hale
geldiğini ileri sürmek yüzsüzce bir yalandır. Belirli sitelere erişim pekala kapalı kalır
ancak kullanıcının İnternet erişimi daha güvenli hale gelmez. İnternet kullanıcılarını,
özellikle de çocuk ve gençleri, pornografiye karşı korumayı amaçlamak övgüye
değerdir. Ancak filtreleme çözümü buna uyumlu olmadığı gibi, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin de yakın zamanda bildirdiği üzere
le-filtrage-du-net-porte-atteinte-28-11-2011,41471.html), özellikle de aşırı filtrelemeye
başvurmak suretiyle, ifade özgürlüğünü de tehdit ediyor.“
RSF, “Amaç sadece pornografik karakterli içerikleri filtrelemekse o zaman, örneğin,
Kürt ayrılıkçı harekete ilişkin terimler neden sansür edilecek anahtar sözcüklerin
oluşturduğu kara listede yer alıyor?” diye de sordu.
Düzenlemeni yürürlüğe girmesini de tepkiyle karşılayan RSF, “Gizli sansür
politikasını kınıyoruz. BTK Türkiye’de İnternet sansürünü
turquie,39738.html) daha da ağırlaştıran bu düzenlemeyi terk etmeli” şeklinde
açıklama yaptı.
“Telekomünikasyonu denetleyen birimleri İnternet sansüründe yarışmaya bir son
vermeye çağırıyoruz. İnternete özgürce erişim herkes için güvence altına alınmalı;
neyin şok edip etmediğine dair karar devletin değil ailelerin özgür tercihine
bırakılmalıdır”.
İnternet filtresine sıcak bakan kullanıcılar, “aile” ve “çocuk” profillerinden birini tercih
etmeleri gerekiyor. Şu aşamaya kadar, 11,5 milyon İnternet kullanıcısından sadece
22 bini buna rağbet etti. İnternet erişim sağlayıcıları (FAI), müşterilerine bunu
önermek zorundalar. Diğer “şüpheli” portallar gibi, pornografik siteler de daha önce
mahkeme kararlarıyla erişime kapatılırlardı. Söz konusu içerikler bundan böyle,
talepte bulunmuş İnternet kullanıcılarının yerine, RSF’nin de açıklık getirilmesini talep
ettiği net olmayan bir prosedüre göre otomatik şekilde filtrelenecekler.
Filtreleme kriterlerinin ne olacağına, çoğu hükümet kaynaklı 11 üyeden oluşan bir
komisyon karar verecek. Böylece, bu komisyonun bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışma
konusudur. Komisyon, “zararlı” (İngilizce “harmfull”) görülen aralarında “pornografi”,
“seks”, “Verbot” (Almanca “yasak”), Türkçe “kaynana”, “ensest” ve hatta “gay”
sözcülerinin de bulunduğu 130 anahtar kelimeden oluşan bir liste geliştirdi.
Bu tür ayrımcı karışımlar, homofobik bir iklimi tahrik ederek sansürü sıradan haber
sitelerine doğru yaygınlaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Türkiye’de yasak
olan PKK gibi ayrılıkçı siyasi gruplara ilişkin anahtar sözcükler de filtreleniyor. Bu da,
BTK’nın hedefinde sadece pornografik içeriklerin olmadığını açık şekilde gösteriyor.
Açıktır ki, yetkililerin resmi olarak hedefinde olan sitelerin yanı sıra, birçok başka site
de kendisini sansür filesinin içerisinde bulacak. Google, sosyal ağlar ve haber siteleri
bu aşırı erişime kapatmadan etkilenebilecekler.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Rektör yardımcısı Prof. Dr. Yaman
Akdeniz, “keyfi bir düzenleme”ye tepki gösteriyor.
Aynı zamanda www.cyber-rights.org sitesinin de kurucusu olan Akdeniz, RSF
muhabirine, “İnternet yavaş yavaş otoritenin kontrolü altına giriyor. Bunun
(Filtrelemenin) opsiyonel (tercihe bağlı) olması, yol açabileceği sorunlardan arındığı
anlamına gelmez. İfade özgürlüğü ve demokrasi adına hukuki girişimlerimizi
sürdüreceğiz” dedi.
Akdeniz’e göre, filtreleme için “çocuk” profilini tercih eden İnternet kullanıcıları evrim
teorisinin savunucusu Richard Dawkins’in ) sitesine
erişemezken
yaratıcılık
tezinin
savunucusu
Adnan
Oktar’ın
sitesine girebiliyorlar.
RSF muhabiri de, kullanılan profile göre hangi domain adreslerine erişimin olduğu
gösteren Güvenli Net ) sitesi
aracılığıyla çeşitli testler gerçekleştirdi.
Azınlıklarla ilgili çeşitli programlara yer veren İstanbul’dan Yaşam Radyo’ya ait
sitesine çocuk profilinden erişim olmadığı ortaya çıktı. Söz
konusu paketten video paylaşım sitesi olan YouTube’a veya Facebook’a da erişim
mümkün gözükmüyor. “Aile” paketini tercih eden İnternet kullanıcıları sosyal
mecraya talep ilettikleri taktirde erişebiliyorlar. Akdeniz, beş yaşındaki bir çocuğa
YouTube sitesini yasaklamanın anlaşılabileceğini ancak erişkinliğe yakın çocuklara
bunu yasaklamayı abartılı buluyor.
Türkiyeli İnternet kullanıcıları, BTK’nın bu yeni girişimine kayıtsız kalmıyorlar. İnternet
sansürüne karşı www.seninyuzunden.org sitesi, 2 Aralık’ta son bulacak İzmir
Konferansı dolayısıyla, onları gözleri bantlı fotoğraflar göndermeye davet ediyor.
Türkiye, RSF’nin 11 Mart 2011’de yayımladığı “İnternet Düşmanları” raporunda
) “Gözlem altındaki ülkeler” arasında
yer alıyor.
Bir yanıt yazın