TÜRKİYE Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, bedelli askerlik konusunda fırsat eşitliği açısından çekinceleri olduğuna işaret ederek, “Bir anne olarak vicdanımda pek de rahat edemiyorum” dedi.
’BEDELLİYE GELİNCE BİR SORUN OLDUĞU ORTADA’
Hükümetin son yaptığı bedelli askerlik konusundaki soruya yanıt veren Boyner, Türkiye’nin rasyonel bir güvenlik politikasına ihtiyacı olduğunu kaydederek şöyle konuştu:
“Ülkelerin güçlü ordulara ihtiyacı var. Türkiye’nin beşeri sermayeye de ihtiyacı var. Gençlerin nasıl yetiştiği, yaşamlarının ne kadar eğitimde harcadığı da önemli. İkisinin arasında rasyonel bir yere gelebiliriz. Bu teknik bir konu. TÜSİAD ’ordu nasıl yönetilmeli’ konusuna bir çözüm geliştiremez ama, şunu da görüyorum. Yavaş yavaş askerlik süresi düzenlenmiş, daha rasyonel ve güvenli, teçhizat açısından profesyonelleşmiş bir ordunun, şu anda yaşanan düşük yoğunluklu savaşla mücadele konusunda önemli. Bedelliye gelince burda bir sorun olduğu ortada. Ama şu var, bunu bir anne olarak söylüyorum. Fırsat eşitliği açısından vicdanımda biraz rahat edemiyorum. İhtiyacı olanlar var, tek tek baktığınızda haklı sebepleri olabilir ama bu bir vicdan meselesi bana o kadar kolay gelmiyor.”
’İŞ DÜNYASI KENDİNİ KİMSEYE BEĞENDİRMEK ZORUNDA DEĞİL’
MHP İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın IMF çıpasının etkinliğinin azalmasına ilişkin olarak yönelttiği ’IMF nerede?’ sorusuna da yanıt veren Ümit Boyner, “Önceden para veriyorlardı. Şimdi öyle bir durum söz konusu olmadığı için hesap soramıyorlar. Öte yandan Türkiye iş dünyası kendini kimseye beğendirmek zorunda değil. Tam tersine bizler birilerini beğenmek zorundayız. Onun için de eleştirmemiz, doğruyu bulmamız ve birlik olmamız gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.
’TERÖR SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNÜ İSTEMEYENLER VAR’
TÜSİAD Başkanı Boyner, Güneydoğu sorununa ilişkin bir soruyu da şöyle yanıtladı:
“Terör sorunu ekonomimizi de ilgilendiriyor. 30 yılı aşkın süredir bu sorunu çözmedik. Çözülmesini istemeyen çok ciddi sayıda lobi var, kişi var. Birileri var ki bu sorun çözülemiyor. Biz bunun için Güneydoğu’daki Kürt sorununa AB şemsiyesinden baktık. Bir kere Kürt sorunu olduğunu söylüyorsak, bu bireysel hak ve özgürlükler şemsiyesi altında çözülmesi gereken bir sorun. Bu genel bir demokrasi sorunu.”
Boyner ayrıca Kürt sorunu ile terör sorununun karıştırılmaması gerektiğinin altını çizerek, mücadeleyi çok dengeli bir şekilde yürütmek gerektiğini kaydetti.
SURİYE’YE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
Ümit Boyner, Suriye ile son günlerde gerilen ilişkiler konusundaki görüşlerini de şöyle açıkladı:
“Daha önce ortak Bakanlar Kurulu toplantısı yaparken, nasıl oldu da bu hale geldi? Üstelik Türkiye kendini yalnız buldu. Batıdan da pek ses çıkmıyor. Anlamakta güçlük çekiyorum. Libya’da olduğu gibi Suriye’de de cinayetler işleniyor ama, Türkiye’nin müdahalesi insani ölçülerde de baksak, kendi sınır güvenliğini sağlamanın ötesinde ancak ikna yoluyla olabilir diye düşünüyorum. Kapalı kapılar arkasında neler pişiriliyor sizden daha fazla bilmiyorum.”
’MERKEZ BANKASI’NA SAHİP ÇIKMALIYIZ’
Finansal krizle birlikte yapısal problemlerin de ortaya çıktığına ve krizlere karşı önlem almanın bir yolunun da bağımsız denetçi kuruluşlarını etkin bir biçimde işletmekten geçtiğine işaret eden Ümit Boyner, özetle şunları söyledi:
“Mali yapılar sorunlu. Kamu maliyelerindeki önemli sorunların çözümü ciddi siyasi kararlar ve acı ilaçlar gerektiriyor. İş dünyası olarak da bağımsız bir Merkez Bankası’na sahip çıkmalıyız. Neticede sağlam bir finans sektörü ekonominin bel kemiği. Öte yandan Türkiye’nin kamu ve özel kesim borç yapısına baktığımız zaman problemsiz bir tabloyla karşı karşıyayız. Kamu bütçe dengesi çok iyi çalışıyor. Yatırımcı, tüketici güven endeksi yine çok önemli ve önümüzdeki dönemde de önemini koruyacak. İstikrarı devam ettirmek Türkiye için olmazsa olmaz bir koşul.”
Boyner, Türkiye’nin riskli pazarlardan çok sanayileşmiş ülkelerdeki pazar payını artırması gerektiğini sözlerine ekledi.
KESTELLİ: EĞİTİMDE ORTA İKİDEN TERKİZ
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de, Ümit Boyner’den İzmir’in EXPO adaylığına destek olmalarını istedi. Türkiye’nin gelişmek için katma değeri yüksek ürünler üretmesi gerektiğini vurgulayan Kestelli, “Girmeye çalıştığımız dünyanın 10 büyük ekonomisinde insanların ortalama eğitim düzeyi 10- 12 yıl. Türkiye’de bu rakam 6.5 yıl. Yani ülke olarak orta ikiden terkiz” sözleriyle, eğitim seviyesinin de yükseltilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Bir yanıt yazın