MİLLİYETÇİLİK “KÂBUSU”

MİLLİYETÇİLİK “KÂBUSU”

HÜSEYİN MÜMTAZ

                2014 nihayet “girdi”. Girdi de, nasıl çıkacağı hakkında rivayetler hayli muhtelif.

Her an, her saat dünyanın dört bir yanında ve ne yazık ki uzaktan yakından bizimle ilintili bir şekilde “milliyetçilik”in yeni bir tezahürüne tanık oluyoruz.

Geçen yılın son, yeni yılın ilk günlerinde çevremizde cereyan eden olaylar baş döndürücü bir hızla seyrediyor. Frene bassak takla atacak, fren filan kalmamış zaten. Patlamış..

1.AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle cuma günü yaptığı yazılı açıklamada “katılım kriterlerinin karşılanması bağlamında Türkiye’yi gözetmekle görevli” olduğunu hatırlatarak 17 Aralık’tan itibaren yaşanan gelişmeleri artan endişeyle takip ettiğini bildirdi. Suçlamaların tarafsız ve şeffaf bir şekilde aydınlatılmasını talep eden Füle, Adli Kolluk Yönetmeliğinde yapılan değişiklin yargının bağımsızlığını ve hareket kapasitesini zayıflattığını kaydetti ve Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararını memnuniyetle karşıladığını açıkladı.

Meğer AB Komisyonu Türkiye’mizi, “katılım kriterlerinin karşılanması bağlamında” gözetmek ve gözetlemekle de “görevli”ymiş.

2.Almanya Başbakanı Angela Merkel yeni yıl konuşmasında vatandaşlık bilincine vurgu yaptı… Toplumun gittikçe daha yaşlı ve “daha çeşitli” hale geldiğini belirten Merkel, dolayısıyla toplum içindeki birlikteliğin daha da önem kazandığını vurguladı.

Siz de bu “vurgu”dan, Alman toplumunu “çeşitlendiren” unsurların en önemlilerinden biri olan Türk’lerin “de” asimilasyonu ve entegrasyonu sonucunu çıkarmıyor musunuz?

3. Moskova yönetimi, Volgograd kentinde düzenlenen ve en az 30 kişinin ölümüne yol açan bombalı saldırılardan, Kuzey Kafkasya’da faaliyet gösteren İslamcıları sorumlu tuttuğunu açıkladı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, pazartesi günü yaptığı açıklamada, Doku Umarov liderliğindeki Kafkasya Emirliği örgütünün, cihad bayrağı altında her geçen gün yeni savaşçıları faaliyete geçirdiğini belirtti. Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, terörle mücadelede, düşmana karşı gerekli adımların atılacağına dikkat çekti. Bakanlık, bombalı saldırıların Suriye, Irak ve Afganistan’daki saldırılardan farksız olduğunu vurguladı.

Washington yönetimi, 7 Şubat’ta Soçi kentinde başlayacak olimpiyatlar öncesi, Moskova yönetimine güvenlik alanında daha sıkı bir işbirliği teklifinde bulundu. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) sözcüsü Caitlin Hayden, ABD’nin, sporcuların, izleyicilerin ve diğer tüm katılımcıların güvenliğini sağlayacak desteğe hazır olduğunu ifade etti ve bombalı saldırılarda hayatını kaybedenler için duydukları üzüntüyü dile getirdi.

Soçi burnumuzun dibindedir. “Suriye, Irak ve Afganistan’daki saldırılardan farksız” olduğu vurgulanan bombalı saldırılar için Washington yönetiminin de işbirliği teklifinde bulunması ilginçtir.

Güneyimizde devam etmekte olan çok uluslu-çok etnisiteli-çok mezhepli kaosun kuzeyimize de yerleşiyor olması ciddi endişe nedenidir.

4. Çin’in Sincan bölgesinde yine kan döküldü. Pekin yönetimi, bir karakola baskın düzenlendiğini ve ‘terörist’ olarak adlandırılan saldırganların öldürüldüğünü açıkladı.

Sincan yönetiminin resmi internet sayfasında, ellerinde patlayıcı maddeler ve bıçaklar bulunan saldırganların bir polis karakolunu hedef aldıkları ve polis ile saldırganlar arasında çatışma çıktığı belirtildi. Açılan ateş sonucu, karakola saldırı düzenleyen sekiz kişinin öldürüldüğü ve kaçan bir saldırganın da Kaşgar yakınlarında ele geçirildiğine yer verildi. Uygurların yaşadığı Sincan bölgesinde, son olarak yaklaşık iki hafta önce Kaşgar bölgesinde çıkan çatışmada 16 kişi hayatını kaybetmişti. Pekin yönetimi, bir ‘terörist’ gurubun güvenlik güçlerine saldırdığını açıklarken, bölge sakinleri hayatını kaybedenlerin düğün hazırlığı yapan bir Uygur ailesinin üyeleri olduğunu öne sürüyor.

Uygur Özerk Bölgesi ile Çin arasındaki gerilim uzun yıllara dayanıyor. Pekin yönetimi, Uygurları terörist saldırılar düzenlemekle suçlarken, nüfusu yaklaşık 9 milyonu bulan Uygurlar Çin tarafından siyasi ve ekonomik baskı altına alındıklarını öne sürüyor.

Sincan, Uygur, Kaşgar isimleri size bir şey hatırlatmıyor mu?

Hatırlatmıyorsa zaten yukarıdaki haberi okumanızın da bir anlamı olmuyor..

5. Yakına gelelim mi?

Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’a ve Güvenlik Konseyi’ne bir mektup yazarak Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerin “teröristlerin Suriye’ye girişine yardımcı olduğunu” belirterek soruşturma istedi.

Voice of Russia’nın haberine göre Suriye yönetimi, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkeler için BM nezdinde girişim başlattı. Suriye’nin BM Daimi Demsilcisi Caferi, BM Güvenlik Konseyi ve Genel Sekreter’e yazdığı mektubunda şu suçlamaları yöneltti:

“Türk yetkililer sistematik olarak Bab el Hava, Fauz, Hirbat el Caus, Gazala köyü, Tel ed Dehab, Atima gibi bölgelerde faaliyet gösteren teröristlere silah sağlayarak yardımda bulunuyor. Her gün Suriye halkına, hükümet binalarına ve diğer altyapı hizmetlerine yönelik terör saldırıları düzenleyen grupları destekliyorlar” dedi.

Türkiye, hatırladığımız kadarıyla tarihte ilk defa bu tür bir “resmî” suçlamayla karşı karşıya kalıyor.

6.Tam da bu arada  Suriye İçişleri Bakanlığı, muhaliflerin dün Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği’nin çevresini bombaladığını öne sürdü.

Suriye resmi ajansı SANA’ya göre, İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Esat rejimine karşı mücadele eden muhalif grupların, Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği’nin çevresine birkaç kez havan ateşi yaptığı iddia edildi. Bakanlık saldırıda ölen ve yaralananların olduğunu duyurdu, ancak elçiliğin isabet alıp almadığı belirtilmedi.

Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği 26 Mart 2012’de kapatılmış, bütün personeli de tahliye edilmişti.

Hayret, hem de “muhalifler” Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği’ne saldırıyor…

7. Son zamanların, ezber bozan ve en spektaküler çıkışını yine Barzani yapıyor;

Yeni yıl mesajında, “dört parçaya bölünmüş” Kürtlere hitap eden Barzani, “Yeni yıl aynı zamanda Kürdistan topraklarını parçalayan Çaldıran Savaşı’nın da 500’üncü yıldönümü.  2014 yılının Kürtlerin onurlarının, haklarının ve topraklarının verilmesinin başlangıcı ve Kürtlerin meşru mücadelesinin ilerlediği bir yıl olmasını umuyorum” dedi..

Vay anasını sayın seyirciler! Siz hiç Çaldıran’a ve Yavuz’a bu gözle bakmış mıydınız?

Politik rüyasını tamamen Osmanlı’nın restorasyonuna adayan Dâvutoğlu, Yavuz’u ve Çaldıran’ı böyle görmüş müydü?

2014 yılında Barzani Kürtlere “toprak verilmesini” de istiyor..

Ne dersiniz? Ucu uzaktan, yakından bize de dokunuyor mu acaba?

8. Irak’ta El Kaide bağlantılı militanlar Felluce ve Ramadi şehirlerinde kontrolü ele geçirdi. AFP’ye konuşan Bir İçişleri Bakanlığı yetkilisi ‘Felluce’nin yarısı İSİL’in diğer yarısı ise aşiretlerin elinde’ açıklamasında bulundu.

9. Hemen Felluce ve Ramadi Irak’ta diye “bana ne!” demeyin.

ŞIRNAK’ın Uludere İlçesinin Irak sınır kesiminde yapılmak istenen güvenlik yoluna Ortasu köylüleri karşı çıkınca, gerginlik yaşandı. Köylülerin yol çalışmasına başlayan iş makinelerini durdurmaya çalışması üzerine, güvenlik önlemi alan askerler havaya uyarı ateşi açtı.

Irak sınırında 28 Aralık 2011 tarihinde düzenlenen hava operasyonunda 34 kişinin yaşamını yitirdiği yerde güvenlik yolu yapılmasına köylüler karşı çıktı. Bu sabah saat 09.00 sıralarında güvenlik güçlerinin aldığı önlemlerle yol açma çalışmasına başlayan iş makinelerinin önü, Ortasu köyünden gelen bir grup köylü tarafından kesildi.

Askerlerin uyarılarına rağmen köylüler dağılmayınca, havaya uyarı ateşi açıldı. Askerlerin uyarı ateşine rağmen köylülerin dağılmaması ve gerginliğin artmaması için yol açma çalışmaları durduruldu. Askerler birliklerine dönerken, köylülerin ise halen güvenlik yolunun açılacağı yerde beklediği bildirildi.
Yukarıya “milliyetçilik”in 9 değişik fotoğrafını yerleştirdik.

Dâvutoğlu bu fotoğrafların neresinde?

Siz neredesiniz?

Bu milliyetçilik fotoğraflarının biz neresindeyiz ey millet?2 Ocak 2014

57’İNCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ