AFRİKA NEREDE BABA?
HÜSEYİN MÜMTAZ
Karadeniz alev alev yanarken Afrika’ya “insanî yardım malzemeleri” götürecek olan dört Türk Savaş gemisinin uğurlanması sırasında mürettebattan birisinin çocuğu sormuş yukarıdaki soruyu..
Afrika nerede?
Nasıl zamanlar bu zamanlar?
Pişmanlık, korku, endişe, bıkkınlık, çaresizlik, galiz küfürler, puslu-dumanlı havalar, karanlık köşe başları.
Vıcık vıcık çamur, çirkef, lâğım kokan zamanlar.
Mücadele, müzakere, mütareke..
“Osmanlı tarihi” diye tutturmuş olanlar Osmanlı’ya özlem duyarken doğal olarak Osmanlı coğrafyasına göz diktiler.
Osmanlı coğrafyası, “ilk paylaşım” olan 1915-18 yılları arasında bölünmüştü.
“Bölenler”, icabı halinde kullanmak üzere bölgedeki çeşitli ırk, din, mezhep ve dilleri; birbiri içinde kalacak şekilde ayırarak çizmişti sınırları ve “Osmanlı bakıyyesi” (Arapça biliyor zannetsinler diye -bakiye- kelimesini “ı” harfi ile ve çift “y” kullanarak söylemeye dikkat edin.) çıkmıştı ortaya..
Tam 100 yıl geçmiş, bir asır.
İşte bu “Osmanlı bakıyyesi”ni (Arapça biliyor zannetsinler diye -bakiye- kelimesini “ı” harfi ile ve çift “y” kullanarak söylemeye dikkat edin.) bir asır sonra tekrar birleştirmek rüyası ile yola koyulanlar farkındalar mı bilmiyorum ama 1915’de bölünenler bir defa daha bölünüyor.
Filistin, Gazze parça parça.. Suriye-Irak bölündü. “Kırım” tekrar kırıldı. Trans-Dinyester’in eli kulağında, Yugoslavya parça parça, Kosova ayrıca ayrıldı, Mısır belli değil.
İsmi lâzım değil, memleketin birisinin güneyinde de “özerk yerel yönetimler” ilan ve inşa ediliyor.
Herkes, her şekilde bölünüyor ama nedense bir türlü o “bakıyye”deki Türkler, 100 yıl önceki paylaşımda bilerek ve isteyerek azınlıkta bırakıldıkları sahte “bütün”den ayrılamıyor, “bölünemiyor”..
Batı Trakya bölünemiyor, Rodoplar bölünemiyor, Karabağ bölünemiyor, Musul-Kerkük Türkmenleri bölünemiyor, Bayır-Bucak Türkmenleri bölünemiyor. Bosna-Hersek “yine de” üçlü federasyon, Kırım, kırım kırım kırılıyor.
Ama Kıbrıs Türkleri ille de “birleştiriliyor”.
2004’den beri radikal İslamcılarla, Rum’la birleşmek için işbirliği yapan “Komünist” Talât her hafta Amerikan Büyükelçisinin yüksek himayelerinde gittiği Baf’tan sonra Limasol’da da Yunan bayraklı saldırıya uğruyor.
Sağ partiler KOP’çu topçu Sertoğlu’nu Lefkoşa’da aday gösteriyor.
Karmakarışık zamanlar bu zamanlar.
At izinin ot izine karıştığı zamanlar.
El Kaide ile IŞİD’i, yeni yeni Afganistanlaşan kuzey Suriye’de bilirken biz; El-Kaide Niğde yolunda jandarma-polise saldırıyor, Rize nüfusuna kayıtlı IŞİD militanları Ümraniye’de polisle çatışmaya giriyor.
Allah Allah.. Hiç Müslüman, Müslümanı öldürür mü?
Nereden geldiler, nasıl geldiler, kaç kişiler?
Neye bulaştığımızın farkında mıyız?
Süleyman Şah türbesindeki bayrağa gözümüz gibi bakarken güneydoğudaki “baharın karşılanış” törenlerinde neden bayrak göremiyoruz?
Başkaları, başka başka bayraklar dalgalandırıyor.
Biz Afrika’da “sancak gösteriyoruz”.
“Afrika nerede baba?”
Nasıl bir zamanlar bu zamanlar?
İşte öyle bir zamanlar, bu zamanlar..27 Mart 2014
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ
Bir yanıt yazın