Ç E Ş İ T L E M E
ABD Savunma Bakanı Robert Gates emekliliği öncesi Newsweek’e,”Tüm yetişkinlik hayatım süresince ABD bir süper güçtü.Ekonomisi çok güçlü olduğu için sırtı hep pekti.Artık farklı bir devredeyiz.Açıkçası emekli olmamın nedenlerinden biri de bu -çünkü, dünya ile ilişkisini sürekli daha da azaltmak zorunda olan bir hükümetin parçası olmak istemiyorum”yorumu yaptığında,
Yunanistan’ın önümüzdeki haftalarda borçlarını ödeyemez duruma geleceği hemen hemen kesinleşmiş ve İrlanda,Portekiz,İspanya ve İtalya’da yaşanan borç sarmalıyla birlikte müttefik Avrupa Birliğinin geleceği tehdit altında bulunuyordu.
*
O esnada dünyanın yükselen ekonomileri liderleri St.Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumunda, “Liderlerden Yeni Çağa” başlığıyla,küresel ekonomik gelişmeyi etkileyen güçler,riskler ve ülke ekonomilerinin modernizasyonu ve teknolojinin sunduğu avantajlar konularını tartışmaktadır.
Çin ve Rusya -bugün, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki karışıklıklar ve Japonya nükleer felaketi nedeniyle -yarın, kimbilir hangi nedenle, yükselen hammadde fiyatları ve küresel enflasyonun ülkelerinin uzun vadeli hedeflerine uygun olmadığına dikkat çekiyor -ardından,uluslararası finansal sistemi değiştirmek üzere ekonomik işbirliğini arttırma kararı alıyor…
*
Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad’ın Şam Üniversitesinde mevcut durumları ele alan konuşması ise dikkatle izlenmektedir.
Esad ülkesini bir ayrım sürecine getiren olayların amili olarak üç bileşen gösteriyor;devletten ihtiyaçlarını talep edenler ve bunların kanadı altına sinmiş bozguncuları ulusal bileşen olarak adlandırıyor.
Devletin ihtiyaçları karşılayacağını,yolsuzluklara karşı mücadele edileceğini ,anayasal değişiklikleri yapmayı,ulusal diyaloğu geliştirmeyi,af ve parlamento seçimi yapmayı vaadediyor.
Esad üçüncü bileşen olarak reform ya da özgürlükle ilgisi olmayan, kaos ve silahlı eylemlerle Suriye’nin rejimini tehdit eden mikrop,fanatik,çağdışı olarak tanımladığı dış bağlantıları olan ve 30 yıldır Müslüman Kardeşlerle gelen komplocu birikime işaret ediyor.
“Çözüm,sorunlarımızı kendi ellerimizle çözmemiz ve ulusal direncimizi zayıflatan birikimleri aşmamızdan ibarettir”diyor.
*
Gerçekten,Ortadoğu’da başta Mısır ve Suriye olmak üzere Ürdün, Filistin, Lübnan, Irak gibi çok sayıda ülkede etkili örgütlerin temelini Müslüman Kardeşler oluşturuyor.
Bilhassa Mısır ve Suriye gibi etkin ülkelerin yönetimlerinin ekonomik,siyasal ve sosyal alanda başarısızlığından hareketle başlatılan muhalif kalkışmalarda;
Türkiye’de AKP ‘nin gelişimi ve başarısından cesaretle yıllardır yeraltında ekonomik ve siyasal büyüme sağlayan sünni Müslüman Kardeşler örgütünün bulundukları ülkelerde -elbette,ABD ve İsrail denetiminde ve yararına; yasallaşması,ekonomi ve siyasetle hem-hal ehlileşmesi ve ortak bir strateji ve belletilen islam siyasetiyle Arap İslam Ülkelerinin pelte halinde yeni sömürgeler olarak yeniden oluşturulması amaçlanıyor.
*
Beşşar el- Esad’ın işaret ettiği Müslüman Kardeşler için “Vahiy”; toplumun iyilik,güzellik ve mutluluğa ulaştırılmasının yegane yol göstericisidir.
“Hakimiyet” bütün varlıkları külli hakimiyetinde tutan, adalet ve kudretiyle mutlak hakim Allah’ındır ve bu hakimiyet siyaseten bir ferdin,sınıfın tabii ve ilahî hakkı olmaksızın müslüman halkın iradesince kullanılmasının -o nedenle;devletin hiçbir anlamda kutsal olmadığı ve otoriter,dayatmacı resmi bir ideolojisi olamayacağı öngörüsündedir.
O halde İslam,demokratik hukuk devletinin evrensel ve temel ilkeleri dışında siyasi rejimin ayrıntılarının düzenlenmesini bizzat islam toplumuna bırakmıştır,deniyor ve çıkışlarını “İslami Uyanış”la adlandırıyorlar.
Örgüt-mesela, Suriye’de BAAS iktidarına sivil ve askeri bürokraside Alevi ağırlığı nedeniyle,”Aleviler kâfirdir” propagandası sürerek muhalefet ediyor.
Anayasa devlet başkanının “Müslüman” olmasına amirdir fakat Müslüman Kardeşler Örgütü Alevileri Müslüman saymıyor.
Örgüt açtığı mezhep çatışmasıyla Suriye ulusal birliğini yokederken, bundan – bilhassa, ABD ve İsrail’in maddi ve manevi yararını -asla, önemsemiyor!
*
Esad’ın konuşması ABD ve müttefiklerinden hareketle Türkiye’yi de rahatsız ediyor.
Cumhurbaşkanı Gül’ün danışmanı Erşat Hürmüzlü,El Arabia televizyonuna Suriye’nin uzun süredir taahhütte bulunduğu reformları bir hafta içinde uygulamaması halinde dış müdahale tehditi var,derken,
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak,”Esad dönülmez eşiği geçti.Muhtemelen üç aya kadar ayakta kalacak,ancak bu onun kaderini değiştirmeyecek”diyor…
*
Yine Newsweek’te, Niall Ferguson’ın, ABD’nin Büyük Ortadoğu’daki askeri varlığını azaltması ardından neler olacağı sorusuna dikkat çektiği “Ortadoğu’nun Bir Sonraki İkilemi” başlıklı makalesi bilinen başka ufukları açıyor!
Ferguson ABD askerinin çekilmesiyle birlikte doğacak boşluğa üç ihtimal tanımaktadır;
Ya demokrasi gelişecektir ya iç savaşlar ve İslami Devrimler sürecektir ya da Türkiye’nin gücünü göstermesiyle birlikte yakında yeniden canlanmış bir Osmanlı İmparatorluğu ile karşı karşıya kalınabileceği yorumu yapıyor…
*
Bu noktada ulusal devletinde ve özgür inancında birlik ve dirlikte olmak hedefinde Türk vatandaşlarının karambole düşürülmesi gerekiyor!
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün devlete karşı işlenmiş suçların affının parlamentoda tartışılabileceğine işaret etmektedir!
AKP tıpkı Müslüman Kardeşler Örgütünün islami siyaset konseptinde- devletin kutsallığı yoktur ilkesinden hareketle “insanlar zarar görmediyse doğrudan doğruya devlete yönelik,sisteme yönelik birtakım eylemler ortaya konulmuşsa bu eylemlerden ortaya çıkan suçların affıyla ilgili tartışma yapılabilir” ahkâmı kesiyor.
Kesilen ahkâmın ivmesiyle İslami siyaset minvalinde, “Genel Af” tartışılıyor!
Ya da uzlaşmacı görevinde yeniCHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu,AKP’ yi -sanki,neticeyi etkileyecekmiş gibi,samimiyet testinden geçirmektedir,”Meclis Başkanlığı seçimi AKP nin ilk sınavı olacak.Meclis’teki diğer partilere danışmaları iyi olur”diyor!
Balyoz Soruşturması kapsamında Korgeneral Ziya Güler tutuklanırken,milletvekili seçilen Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’in tahliye taleplerini savcılar reddediyor,Hatip Dicle’nin milletvekilliği düşürülüyor….
Vatandaşın gözüne- dimağına ve gönlüne perde konmak üzere tartışıladursun;
*
İran yerli savunma ve sanayi kompleksinin tasarım ve imalatı yeni kuşak uçak savar füzeleri “Mersad” ve “Şahin”in seri üretimine başladığını ardından taşıyıcı roket ile Rassad-1 uydusunu 260 kilometre yüksekte yörüngesine oturttuğunu açıklıyor.
Ne anti-damping ne anti-sübvansiyon ne vergi uygulamaları Çin’in dünya ticaretinde ağırlığının her geçen gün artmasına engel olmuyor.
Çin kalkınmakta olan ülkelere Dünya Bankasından 10 kat daha fazla taahhütte bulunabiliyor ya da 900 milyar dolarla Avrupa Birliğinin en büyük kreditörüdür.
Son olarak Avrupa Birliğinin kendisine karşı “tam piyasa ekonomisi uygulayan ülke” statüsünü tanıyıp tanımamasının hiç bir sıkıntı oluşturmadığını o nedenle AB’nin Çin’e karşı antidamping önlemleri almasının da etkisiz ve önemsiz olduğunu ilan ediyor!
*
Başkan Obama sıkıntılıdır,muhayyel geleceğin Osmanlı Sultanı Erdoğan’ı telefonla arıyor…
Bir yanıt yazın