Senelerdir Türkiye’de yaşayan ve Today’s Zaman gazetesinde köşe yazmakta olan Andrew Finkel, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in gözaltına alınmasıyla ilgili yazıları nedeniyle gazeteden kovulmuş.
Milliyet gazetesi yazarı Metin Münir, arkadaşı olan Today’s Zaman yazarı Andrew Finkel’in kovulmasının, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in gözaltına alınması sonrası yazdığı yazılardan kaynaklandığını yazdı.
İşte Milliyet’ten Metin Münir’in yazısı
Andrew Finkel neden kovuldu?
Eski dostum Andrew Finkel ile aramızda hangimizin daha çok gazeteden kovulacağımıza dair özel bir yarış var.
Hafta başında, Andrew’den köşe yazarlığı yapmakta olduğu Today’s Zaman’dan kovulduğunu öğrendikten sonra havlu atmaya karar verdim.
Andrew, hem Türk hem de yabancı basına çalıştığı için kovulma fırsatına daha çok sahip. Ben yerel çalışıyorum. Ona yetişmem mümkün değil.
Andrew Osmanlı tarihçisi eşi ile birlikte uzun yıllardan beri Türkiye’de yaşıyor. Üç yıldır haftada üç gün İstanbul’da yayımlanan Today’s Zaman adlı İngilizce günlük gazetede yazı yazıyordu. Today’s Zaman büyük abisi Zaman gazetesi gibi, Fethullah Gülen cemaati tarafından çıkartılıyor. Bana anlattığına göre, Andrew’in gazete ile arası Ahmet Şık ve Nedim Şener’in gözaltına alınmasından sonra yazdığı yazılarla bozulmaya başladı. Bir yazısının son paragrafını atmışlar. Ondan sonra yazdığı yazı kullanılmamış ve kovulmasına neden olmuş.
Andrew’den yazıyı bana yollamasını istedim. Yazıda bana ters gelen bir şey yoktu. Fethullah Gülen cemaatine ters gelebilecek ne olabilirdi?
Üyesi olmadığım bu cemaatin hassasiyetlerinin ne olduğunu bilmediğim için bu soruya vereceğim cevap bir tahminden ileri geçmez. Onun için vermeyeceğim. İlgilenen herkesin kendi kararını kendi vermesi için yazının tamamını milliyet.com.tr’de yazımın altında yayımlıyorum.
Beni rahatsız eden konu…
Andrew, özetle, Türkiye’de demokratik olmayan güçlere karşı yürütülmekte olan mücadelenin demokratik olmayan yöntemlere başvurmasından endişeli olduğunu söylüyor. Kitaplar kötü veya art niyetle yazılmış olabilirler. Ama sonunda, iftiraya uğramış olabileceklerin haklarını arayabilecekleri mahkemeler var.
“Özetle, Gülen cemiyetini rahatsız eden bir kitap yazmak suç değildir” diyor Andrew. Ama ben belki yanlış yerleri özetledim. Belki kafaları benimkinden daha değişik yapıda olanları rahatsız eden şeyler yazının başka yerlerindedir.
Beni rahatsız eden Andrew’ün düşüncelerinden dolayı işine son verilmesidir. Ve onu kovanların da kendilerini başkalarından iyi addetmeleri, ideallerinin başkalarınkinden ulvi olduğunu düşünmeleridir.
Ben Zaman grubunu düşüncelerinden dolayı başka yerlerden kovulanlara kapılarını açan bir medya grubu sanırdım.
Yanılmışım. Dini veya siyasi eğilimi ne olursa olsun bu medyanın yönetici kadrolarında, birkaç istisna hariç, hiç kimse bir diğerinden farklı değil. Hepsi aynı otoriter, hoşgörüsüz, dar görüşlü kayadan yontulmuş. Zaman yazarı Hüseyin Gülerce geçen hafta müridi ve dostu olduğu Fethullah Gülen’in yanındaydı. Bir köşesinde onun şöyle dediğini yazıyor:
“Keşke o insanlar da bizim iyiliğimizi isteyerek, bizler için ‘daha iyi olsalar’ mülahazasıyla ve insafla, izanla neyimiz eksik ise onu söyleseler. Biz de kendimizi Allah karşısında hesaba çekerek, kendimizle yüzleşerek, ‘neyimiz eksik, bu mevzuda ne yapsak’ desek. Okuma mı, müzakere mi, mukayeseli okuma mı, fedakârlık mı, ne eksikse bunlar bize rencide etmeden, kırmadan söylense. Biz bu yaklaşımı, irşat sayarız. Bize irşat adına elini uzatan insanların elini öperiz, çok rahatlıkla…”
Hoca Efendi, “elini öperim” diyor. Bazı mürtlerinin ise en ufak eleştiriye tahammülleri yok.
Bu, tarih boyunca hep böyle olmuştur. Bütün dinleri, mezhepleri, cemaatleri yörüngelerinden kaydıran, güç ve rant odağı bürokrasiler haline getiren, gaddarlaştıran, daima daha katı olan müritler olmuştur.
Bir yanıt yazın