Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin KKTC toprakları üzerinde egemenlik kurma istekleri bir türlü bitmiyor.
Bunun için de her yolu deniyor, her türlü fırsatı kullanıyor.
Kullanamadığını da yaratmak için elden geleni yapıyor.
Kiliseler, Bölgesel Piskoposlar, Papazlar ve ayinler konusunda yıllardır yazılar yazmama, neler olabileceğini söylememe ve uyarılar yapmama rağmen maalesef Noel günü Karpaz’da, KKTC yetkililerinden izin alınmadan oldu bittiye getirilerek yapılan ayine, KKTC yetkilileri haklı olarak müdahale edince suçlu durumuna düştük.
Hem olayı yaratan hem de bu olayı AB’ye taşımak için de fırsatı kaçırmayan Rumlar, DİSİ’nin Avrupa Parlamentosundaki Milletvekili Eleni Theoharus kanalı ile Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’ya soru önergesi verdiler ve Barosso’da Karpaz’da Noel günü gerçekleştirilen ayinin “yarıda kesilmesi” nedeniyle üzüntüsünü dile getiren bir yanıt gönderdi kendisine. Sonra da araştırma yapmak sözü verdi.
Bu konuda önceden tedbir alacağımıza, kendi kendimizi tuzağa düşürdük.
Üstelik bir de suçluymuşuz gibi, başvuru süresini de 30 günden 10 güne indirdik.
Burada yapılması gereken, sadece KKTC devletine akredite papazların ayin yapabilecekleri kararını, Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’un KKTC toprakları üzerinde ilan ettiği dini bölgelere piskoposlar ve papazlar atadığı gün yapmamız gerekirdi.
Geç kaldık ve bekle gör politikamız bize çok pahalıya mal oldu. Şimdi de Başpiskopos Hrisostomos’un atadığı Piskoposlar, hem bölgemize gelip istedikleri gibi ayin yapabilecekler hem de 30 gün yerine 10 gün evvelden başvuracaklar.
Açıkçası kendi topraklarımız üzerindeki egemenliğimizin dini ayinler ile ilgili olan kısmını Rumlara kaptırdık. Şimdi artık bir “Hristiyan Kulübü” olan Avrupa Birliği’ni de en hassas yerlerinden vurup arkalarına da aldılar. Artık durdurabilirseniz durdurun Hrisostomos’u. Her kiliseye bir papaz atayıp gönderirse hiç şaşmayın. Biz “Hayır” dedikçe de hemen AB’ye koşup, şikayette bulunacaklar, Türkiye-AB müzakerelerinin önüne de bir yapay engel daha koyacaklar.
Sıra şimdi, 22 Mayıs’ta Rum tarafında yapılacak seçimlerde, KKTC’de yaşayan Rumların oy kullanabilmesi için Karpaz’da sandık açmaya geldi. Egemenliğimizin bir parçasını daha, Rumların güneyde yapılan seçimler için oy kullanması bahanesi ile koparıp el koymaya çalışacaklar.
Daha şimdiden “Rum Karpaz Koordinasyon Komitesi”, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Heyetiyle yaptığı görüşmede 22 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan Kıbrıs Rum Temsilciler Meclisi Milletvekilliği seçimlerinde Dipkarpaz, Sipahi ve Koruçam köylerinde seçim merkezlerinin oluşturulması konusunu gündeme getirdi.
“Rum Karpaz Koordinasyon Komitesi” KKTC’de yaşayan Rum ve Maronitlerin daimi olarak kaldıkları yerlerde oy kullanma hakkına sahip olmasını istediler ve buna ilaveten de daimi olarak kaldıkları köylerde oy kullanmaya ilişkin temel haklarının güvenceye alınması için Türkiye hükümetine yönelik kararlı bir şekilde müdahalede bulunulması çağrısında bulundular.
Yani, konu gene AB’nin gündemine sokulmak ve egemenliğimizin bir parçasını daha Rumlara kaptırmamız istenecek.
Bunu önlemenin yolu hemen tedbir almaktır.
İlgili makam hangisi ise, “KKTC’yi tanıyan ve diplomatik ilişki kuran ülkeler, KKTC’de yaşayan kendi vatandaşları için, KKTC hükümeti ile protokol yapmak kaydı ile kendi ülkelerinde seçim yapılırken KKTC’de de seçim sandıkları kurabilir” içeriğinde, hemen ve derhal bir karar almalıdır.
KKTC’de Rum’dan daha fazla İngiliz vatandaşları yaşamaktadır. Seçim sandıkları açılacaksa önce İngiliz kökenli vatandaşlarımız için açılmalıdır eğer İngiltere böyle bir talepte bulunursa.
Türkiye’de yapılacak seçimler için de, gümrük kapılarında açılacak sandıklarla eşzamanlı olarak KKTC’de de seçim sandıkları açılabilir. Bu konunun emsal olması, örnek teşkil etmesi için de Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile bir protokol imzalanabilir.
Benden öngörüsü ve uyarması. Karar, elbette ki Yöneticilerimizin.
Prof. Dr. Ata ATUN
Bir yanıt yazın