Saygıdeğer Mahkemelerimizin verdikleri kararlara saygımı muhafaza ediyor olmakla birlikte şahsi kanaatim odur ki, Emekli İkramiyelerinden kesinti yapılması ile ilgili dünkü Anayasa Mahkemesi Kararı, Mali yönden KKTC’nin batış sürecini başlatmıştır.
Edinebildiğim bilgiye göre, devletimizin Baş Savcı’sının ve diğer Savcıların “Emekli Maaşlarından yapılacak Kesintiler” ile ilgili olarak hükümete olumlu görüş vermelerinden sonra uygulamaya konan kesintilerin yasallığının Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmemesi, yasalarımızın Yargıçlarımız ve Savcılarımız tarafından değişik şekillerde yorumlanabileceğini ortaya koymaktadır.
Bir taraftan hükümetin “Yasa Danışmanı ve Avukatı” olan Savcılık makamı, kesintiler uygundur derken, diğer taraftan Anayasa Mahkemesi “Uygun değildir” demektedir.
Anayasa Mahkemesinin bu kararı ile başlayan “Mali Batış” sürecinin maalesef geri dönüşü de yoktur
Bunu görebilmek için ne muhasebeci olmak gerekir ne de matematik ustası.
Dün bu kararı duyduğum vakit aklıma hemen KTHY ve KTHY’nin batış süreci geldi.
KTHY’nin batışının geriye dönüşü olmayan kırılma noktası, CAS’a devredilen 135 çalışanın geri alınması için yapılan grevlerdi.
Sendika ısrarla grevleri sürdürmüş, Ercan Havaalanını uçuşlara kapatmaya çalışmış ve halkın cezalandırılması için de elden geleni yapmıştı.
Şirketin batması pahasına söz konusu bu 135 personel geri alınınca, KTHY’yi kurtarmayı üstlenmiş olan THY de bu niyetinden vazgeçmiş ve KTHY de batmıştı. Çünkü KTHY’nin kasasında bu kadar fazla personeli ödeyebilecek para yoktu ve batış da açınılmaz hale gelmişti.
O dönemde, 14. maaşları kesilince “biz ne yapacağımızı biliriz” havasında olan çalışanlar şimdi yılda 12 asgari ücrete bile razı ama artık o bile yok.
Anayasa Mahkemesinin bu kararından sonra KKTC’nin Mali Yönden batışını durdurabilmek için “Mevcut Anayasa’mızın ivedilikle değişmesi” gerekmektedir.
Aksi takdirde memurlarımızı ve emeklilerimizi de aynı akıbet beklemektedir.
Çok değil en fazla 10 yıl içinde, yasalar bu şekli ile kalırsa KKTC Mali yönden batar.
Aslında çok iyi niyetle 10 yıl dedim.
Gerçekte bu anayasa ile 5. yıldan sonra kamuda mali depremin başlaması kaçınılmaz olacaktır. İlk işaret maaşların gününde ödenememesi ile gelecektir.
Şu anda devletin kasasından maaş alan 17 bin memur ve geçici statüde personel ile 13 bin emekli var. 28 bin Sosyal Sigorta emeklisinin maaşlarının neredeyse yarısı da, yıllardır Sosyal Sigortalara yatırılmayan devlet katkısından dolayı Maliye tarafından ödenmekte. Bunun da yıllık toplamı 280 Milyon TL’dir.
Kamu Görevlilerinin aldıkları maaş üzerinden ödedikleri %2.5 emekli maaşı kesintisi ve emekli ikramiyesi kesintisi, ne emekli olduklarında alacakları maaşlarını ne de emekli olurken aldıkları ortalama 250 bin TL civarındaki ikramiyelerini karşılayabilecek düzeyde bir prim yatırımıdır. Ancak çerez parasına yetmektedir.
Reel olarak bu kesintilerin, %38 civarında olması gerekmektedir.
Ocak 2011 itibarı ile Maliyedeki açık 200 milyon TL civarındadır.
Anayasa Mahkemesinin aldığı bu karar ile kayıp yaklaşık 75 milyon TL civarındadır. Ve üstelik bu miktar, emekli olan memurların artması nedeni ile de her ay biraz daha yukarı çıkmaktadır.
Maliye, emekli maaşlarından kesinti yapamayacaksa, ki Anayasa Mahkemesinin bu kararı ile kesemeyecek, 13. maaşların ödenmesi matematiksel olarak olanaksızdır.
Kasada para yok ise ve halktan da dolaylı ve dolaysız vergileri arttırıp toplanamıyorsa, ne maaşlar ödenebilir ne de ikramiyeler.
Tüm vatandaşlarımızın artık denizin bittiğini anlaması gerekmektedir.
KKTC’yi yaşatmak istiyorsak, toplumsal fedakârlığa hazırlanmamız ve “Varoluş Mücadelesi Yılları”nda direnişi güçlendirmek için yapılan yasaları artık değiştirmemiz ve çağın koşullarına uygun hale getirmemiz gerekmektedir. Bunun aksi KKTC’nin mali batışına yol açacaktır.
Prof. Dr. Ata ATUN
Ata.atun@atun.com
14 Ocak 2011
Bir yanıt yazın