Prof. Dr. Eyüp S. Karakaş: BEN DE ÖZÜR İSTİYORUM

‘Dersimli’ bir profesörün mektubu…
Prof. Dr. Eyüp S. Karakaş: BEN DE ÖZÜR İSTİYORUM
“Sayın Başbakanımız devletin Dersim’de yaptıklarından dolayı özür diledi.
Annem Tunceli’nin Çemisgezek, babam Hozat ilçesinde doğmuş, büyümüş.
Ben de Çemişgezek doğumluyum. Yani ben Dersimliyim.
Sayin Başbakanımızın devlet adına özür dilemesi elbette beni de ilgilendirir
ama benden başkalarının da özür dilemesi gerekir.
Kimler mi özür dilemelidir?
Elbette Seyit Rıza ve onun gibi şakilere sahip çıkanlar ve onlar adına konuşanlar!

Ben Dersim olaylarını babaannem, babam ve annemden dinleyerek büyüdüm.
Devlete isyan eden asiler sadece askerleri katletmekle kalmamış, oranın sivil halkını da öldürmüşler ve zulmetmişlerdir. Babaannemin nahiye müdürü olan Salih isimli kardeşinin oğlu Efendi’yi asiler kaçırmış ve daha sonra ‘gel çocuğunu geri vereceğiz’ diye köylerine çağırmış ve yolda pusu kurarak öldürmüşlerdir. Bu ölüm Hozat’ta büyük üzüntüye sebep olmuş ve aşağıdaki ağıt-türkü yakılmıştır. Bu türkü halen söylenmektedir:

Hozat’ta gezerdim bir fidan boylu
Görenler derdi kim bu aslan soylu
Sorana deyin ki Hamil’in oğlu

Varsın Hozat yansın ver veran olsun
Hozat’ın gençleri intikam alsın

Hozat’in içinde okunur ezan
Ne kara yazmış ah alnını yazan
Hep Seyit Rıza’dır kavlini bozan

Yolumu kesenler yolundan kalsın
Büyüsün Efendi’m intikam alsın.

Diğer kardeşini de benzer şekilde öldürmüşler.
Onun için de bir türkü söylenmiştir. O türkünün de sözleri söyledir:
Atımı bağladım nar ağacına,
Perçemim dolandı gül ağacına
Gidin söyleyin benim bacıma
Nasil dayanacak benim acıma.
Türküde geçen bacı, benim babaannemdir.
Rahmetli babaannem bu olanları anlatır, türküleri söyler ağlardı.

Eşkiya işi o kadar azıtmıştır ki birkaç kere Çemişgezek’i basmış, karşı koymaya çalışanları öldürmüş ve kasabayı yağmalamıştır. Annem o günleri hatırlıyor. Kadınlar bir camiye toplanır eşkiya onlara bir kötülük yapmasın diye dua eder tespih çekerlermiş. Daha üç gün önce, o günlerde küçük bir kızın yanında öldürülen yüzbaşıyı, balta ile parçalanarak öldürülen askerleri, Fırat nehrini salla geçerken salın ipi kesilerek Fırat’ın azgın sularına terk edilen ve boğulan askerlerin hikâyesini anlatırken gözleri doldu.

Bu asiler köprüleri yıkmışlar, telefon tellerini kesmişler, nahiye müdürü, vergi tahsildari gibi memurları öldürmüşler, karakolları basmışlar, subayları, astsubayları, erleri öldürmüşler. Halkın mal, can ve ırz emniyeti kalmamış. Işte bu ortamda askeri müdahale yapılmış ve suçlular ağır biçimde cezalandırılmış.

Ikinci Dersim harekâtında maalesef bu asilerin yanında çok sayıda yerli halk da zarar görmüştür. Tabir yerinde ise kurunun yanında yas da yanmıştır. Isyana iştirak eden aşiretler mecburi iskâna tâbi tutulmuş ve Anadolu’nun farklı bölgelerine gönderilmiş. Isyanın liderlerinden Seyit Rıza ise aslen bir Türk’tür.
Kendisinin bazen Arap, bazen Kürt olduğunu söylemiştir ama mensup olduğu aşiret aslında bir Türk aşiretidir.
Bu hareket sonunda Tunceli’den tamamı son model 14 binden fazla silah toplanmıştır.

Dersim dosyasının açılmasını Cumhuriyet’in tasfiyesi projesi içinde değerlendirmek gerekir.
Cumhuriyet’i koruyan tüm kişiler, kurumlar, topluluklar sindirilmeye, etkisizleştirilmeye veya Cumhuriyet’ten soğutulmaya çalışılıyor. ‘Sonsuza kadar koruma ve kollama’ kararlılığı ve direnci kırılmak isteniyor. Insanlar hapse atılıyor, hatta öldürülüyor, bilgi kirliliği yaratılıyor; âdeta Cumhuriyet’ten intikam alınıyor.
Bu çerçevede sıra Alevilere gelmişti. Alevi yurttaşlarımızda Atatürk sevgisi ve Cumhuriyet sevdası her zaman var olmuştur. Cumhuriyeti koruma kararlılığının hiç yitirmemişlerdir. Dersim dosyası açılarak, Atatürk’ten ve Cumhuriyet’ten soğutulmaya çalışılıyor.

Özetle Cumhuriyet savunmasız bırakılmak isteniyor. Geçmişte bazı oyunlara gelmeyen Alevilerin bu oyunu da bozacağına inanıyorum.
Prof. Dr. Eyüp S. Karakaş

Unlike ·
Eşkiya işi o kadar azıtmıştır ki birkaç kere Çemişgezek'i basmış, karşı koymaya çalışanları öldürmüş ve kasabayı yağmalamıştır. Annem o günleri hatırlıyor. Kadınlar bir camiye toplanır eşkiya onlara bir kötülük yapmasın diye dua eder tespih çekerlermiş. Daha üç gün önce, o günlerde küçük bir kızın yanında öldürülen yüzbaşıyı, balta ile parçalanarak öldürülen askerleri, Fırat nehrini salla geçerken salın ipi kesilerek Fırat'ın azgın sularına terk edilen ve boğulan askerlerin hikâyesini anlatırken gözleri doldu. - 011210 ha ozur1

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir