Türkiye’de yaşananlar Batı basınının ilgisini çekmeye devam ediyor. İngiliz basınında Erdoğan’ın, “ortaya çıkan telefon konuşmalarından sonra siyasi geleceğini kurtarmaya çalıştığı” ve “Türkiye’deki sorunların kaynağı” olduğu yorumları yer buluyor.
Türkiye’de yaşanan ‘yolsuzluk’ sarsıntısı Batı basınının ilgisini çekmeye devam ediyor. İngiltere’de yayımlanan Financial Times gazetesinde yer alan bir makalede, “Türkiye’deki sorunların kaynağı Erdoğan” denildi.Economist dergisi ise Erdoğan’ın “telefon kayıtlarından sonra siyasi geleceğini kurtarma mücadelesi verdiğini” yazdı. İngiliz Economist dergisi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ‘ın oğlu Bilal Erdoğan’la yaptığı konuşmalara ait olduğu iddia edilen telefon kayıtlarından sonra siyasi geleceğini kurtarma mücadelesi verdiğini yazdı.
BBC Türkçe servisinin aktardığına göre, Erdoğan’ın bu kayıtları “alçakça, hayâsızca bir montaj” olarak nitelediğini ve arkasında Fethullah Gülen’in olduğunu ima ettiğini Economist dergisindeki yazıda şöyle deniyor:
‘ERDOĞAN GELECEĞİNİ KURTARMAYA ÇALIŞIYOR’
“Amaçları Erdoğan’ı indirmek, bazıları belki de 30 Mart’taki yerel seçimlerden önce diyor. Peki, bunu başarabilirler mi? Ülkeye hâkim olan belirsizlik ortamında, ihtiyatlı olma alışkanlığı olan Batılı diplomatlar bile ‘Her şey mümkün’ diyor. Erdoğan’ın yolsuzluk soruşturmasının bir dış komplo olduğu ve bunun da Fethullah Gülen eliyle hayata geçirildiği iddiası sadık destekçi kitlesini tatmin etmiş olabilir. Ama bomba gibi düşen telefon kayıtları insanların aklına şüphe saldı.”
“Bu kayıtları YouTube’da 2 milyon kişi izledi. Bir kadın vapurda diğer yolculara dinletti. Binlerce kişi hükümetin istifası talebiyle sokaklara döküldü. Yeni gösteriler bekleniyor ve Gezi Parkı olaylarındaki gibi şiddet ortamına dönüleceği kaygısı var. Kürtler de huzursuz ve protestolar yapma tehdidinde bulunuyorlar. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, PKK ile ateşkesin bozulabileceğini söyledi. Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ‘Erdoğan köşeye sıkışmış durumda. Hapse girmemek için her şeyi yapabilir’ diyor.’
‘CUMHURBAŞKANLIĞI 30 MART’A BAĞLI’
“Erdoğan, Gülen’e yakın olduğu düşünülen binlerce polis memuruyla savcıların görev yerlerini değiştirdi. İnternette sansürü ağırlaştıran, hükümete savcılar ve hâkimler üzerinde daha fazla denetim veren ve MİT’in yetkilerini artıran yasalar geçirdi. Erdoğan bu önlemlerin Gülen’in paralel devletini dağıtmak için gerekli olduğunu söylüyor. Ama birçokları için bu Erdoğan’ın yerini sağlamlaştırmak, yeni kayıtların çıkmasını engellemek ve kendisinin ve ailesinin kovuşturulmasını engellemek için yaptığı girişimler. Birçok kişi Erdoğan’ın, sahibi olduğu iddia edilen milyon dolarları dışarı çıkarma görüntülerinin çıkmasını bekliyor. “
“Ağustos’ta görev süresi sona eren Abdullah Gül’ün Erdoğan’la makamlarını değiştirmek istediği farz ediliyordu. Ama Erdoğan’ın cumhurbaşkanlık hayali, AKP 30 Mart’ta güçlü bir şekilde kazanmazsa, gerçekleşmeyebilir.”
Hâlâ genel kanı, ekonomi kötü gitmedikçe, çok az kişinin yöneticilerin yolsuzluklarından rahatsız olacağı şeklinde. Ama bu yanlış çıkarsa (Şimdi bazı insanlar AKP’nin Ankara’da kaybetmesini bekliyor) AKP üyeleri Erdoğan’ın yerine başka birini getirmeye karar verebilirler.”
“Gül, hâlâ Erdoğan’ın yerine geçebileceği düşünülen bir isim. Diğer bir isim itibarı lekelenmemiş Ali Babacan. Ama daha büyük mesele, Erdoğan’ın nereye konulacağı. Kılıçdaroğlu , bu hafta Erdoğan’a ne yapması gerektiğini söyledi: Helikoptere bin, yurt dışına kaç.”
FT: DİJİTAL ÇAĞLA BAŞ EDEMİYOR
BBC, Financial Times gazetesinde yer alan ve “Türkiye’deki sorunların kaynağı Erdoğan” denilen makaleyi de okuyucularına ve izleyicilerine aktarıyor. FT’de David Gardner imzalı yazı özetle şöyle:
“Bu kuşağın en doğuştan siyasetçilerinden biri olan Erdoğan, dijital çağla baş edemiyor. Erdoğan, oğluyla arasında geçtiği iddia edilen bir konuşma kaydını düşmanları tarafından yapılan bir montaj olarak niteledi. Ama şimdi Erdoğan çukurda. Ülkesi de öyle. Erdoğan ile Gülen arasındaki iktidar mücadelesi ülkeyi sarsıyor. Her şeyin mubah olduğu bu savaş, geçen yaz yüzbinlerce kişinin Erdoğan’ın davranışlarına karşı çıktığı isyanın üzerine geldi ve şimdi yolsuzluk kanıtları Erdoğan’ın yakın çevresine ulaştı.”
‘MUHALEFET SİYASİ CÜCE’
“Erdoğan köşeye sıkışmış olsa da hâlâ baskın bir siyasetçi. Muhalifleri siyasi pigme. Ancak Erdoğan’ın itibarı içeride ve dışarıda, kurtarılamayacak şekilde zedelenmiş durumda. Peki, nasıl bu noktaya gelindi?
“Erdoğan çok uzun zamandır iktidarda. Erdoğan’ın döneminde Türkiye yeniden bölgesel güç olarak ortaya çıktı. Türkiye’nin ekonomisi, Çin’inkine yakın bir hızda büyüdü. Zenginlik arttı, sağlık hizmetleri yayıldı, okullar, yollar yapıldı. Birkaç büyük işadamının karşısına ‘Anadolu kaplanları’ çıktı.”
“Yasaklanmış iki İslamcı partinin enkazından çıkan yeni AKP nizamı, Atatürk’ten beri Türkiye’nin idaresini bir hak olarak ellerinde tutan laik seçkinleri devre dışı bıraktı. Kan dökülmemişti ama Marquees of Queensberry kurallarına (1867’de boks karşılaşmalarının adil olmasını sağlamaya yönelik kurallar) göre de yapılmamıştı. Askerlerden, kodamanlara, seçkinlerin devre dışı bırakılma şekli, Türkiye’deki kurumların kırılganlığını ortaya çıkardı, hukukun üstünlüğünü konusunda soru işaretleri uyandırdı. Gülenci savcılar ve hâkimlerle ittifak kuran hükümet, yasaları kullanarak ve gerekmesi durumunda bunları suistimal ederek generalleri ve müttefiklerini ezdi.”
“Tezat bir şekilde Erdoğan, yarım kalsa da gerçek bir anayasal devrime öncülük etti. Bunun itici gücü Avrupa Birliği’ne üyelik perspektifiydi. Ama Almanya ve Fransa gibi ülkeler Türkiye’nin üyeliğine ısrarla karşı çıkınca, Avrupa, reformların lokomotifi olmaktan çıktı. Erdoğan internete kelepçe vururken, yargıyı kösteklerken ve ajanlarına dinleme yetkisi verirken Brüksel’den gelen tepkiler, AB’nin dışarıda tutmak istediği bir ülkede etkisiz kalıyor. Erdoğan bu hafta, ‘Bu bir bağımsızlık savaşıdır ve son sözü halkım söyleyecek’ dedi. Erdoğan’ın kendisini milletle özdeştirmesi sorunu büyük ölçüde özetliyor. Yetkileri üzerinde siyasi ve kurumsal bir denetim olmayan Erdoğan, kendinden başka kimseyi dinlememeye başladı.”
Bir yanıt yazın