ÜFLEMEK

 

           ÜFLEMEK
          Amerikan düşünce kuruluşu “German Marshall Fund”un, Transatlantik Eğilimler anketinin,
          Türkiye sonuçları;         
          Ankara’nın  ısrarla farklı eğilimler sergilemek tavrına rağmen,
          Dış politikadan hareketle  oluşturulan  yeniTürkiye’yi gösteriyor.
 
          *
          Anket Türkiye’nin  Batı’ya  yakınlığını inceliyor.
          Son bir yılda Türk’lerin AB ve NATO üyeliklerine desteğinin düşmesi,
          Orta Doğu’da yakın işbirliği isteyenler ve İran’ın nükleerinden endişe duymayanların oranının artması,
          Gazze ambargosunu delme girişimleriyle İsrail’den kopuş  ve benzeri sonuçlarla,
          Türkiye’nin giderek batıdan; AB den NATO’dan uzaklaştığı;
          Uluslararası medya  ve ajanslarınca dalga-dalga dünya kamuoyuna bildiriliyor.
          “Yazıyor! Yazıyor! Türkiye Orta-Doğu’ lulaşıyor!” avazı dört bucağı sarıyor…
          *
          Egemenin devlet ötesi olduğu yeniDünya düzeninde;
          Serbest piyasaların demokrasi ve özgürlük içinde rekabete dayanabilir  olması yanında,
          Etnik ve din milliyetçiliği gibi  siyasal tehditlere karşı güvenlik gerekiyor.
          Bu uğurda askeri ve ekonomik dengeler yeniden oluşuyor, coğrafyalar yeniden çiziliyor.
          Ülkeler gelişmişlikleri  oranında belirlenen seçilmişleri,atanmışları ve varsıllarından, 
          Oluşturulan kamuoyu yaratıcıları ve  medya ajanslarının büyük  iletişim gücüyle,
          İmaj,saygınlık ve takip edilen dış politikaları için zemin oluşturuyorlar.
          *
          ABD’nin AP, İngiliz Reuter,Alman DPA,Japon Kyodo, İtalyan Apcom,Rus TASS  gibi ajanslar,
          Ülkelerinin  imajı,saygınlığı ve dış politikalarında zemin oluşturmakta  çok mahirdirler.
          Yazık ki,Türkiye’nin medya  ve ajansları  bu konuda çok etkisiz  kalıyor.
          O halde yetersiz olanaklar ve nitelikleriyle  seçilmiş,atanmış ya da varsıllardan oluşan,
          Yerli kamuoyu yaratıcılarının;
          Etkin bir kamu oyu üzerinde imaj,saygınlık ve dış politikadan hareketle güçlü bir ülke profili oluşturmaları için,
          Uluslararası  medya ve ajanslarını taşeron kullanmaktan başka çareleri kalmıyor!
          Onlar ne verirse alınıyor, tam anlamıyla “kazan-kazan” politikası yürüyor.
          Sevsinler,elbette Türkiye sömürülüyor!
 
          *          
          Alman Marshall Fonu anketinde  Türkiye’yi bu temelden değerlendirmek gerekiyor.
          Anket; Türkiye’nin  Batıdan uzaklaştığı ve Orta Doğu’ya yöneldiğinin kamu oyunu oluşturuyor.
          Neden Ankara  ısrarla bu eğilimden farklı bir tavır  sergiliyor?
          AKP iktidarı ekonomik ve siyasal  hassasiyetleri kaygan bir zeminde,
          Referandumdan sonra  Genel Seçimleri kazanarak iktidarını sürdürme hedefindedir.         
          O nedenle de dış politikadan hareketle Türkiye’yi dönüştürdüğünü açık etmeyi risk sayıyor.
 
          *
          AB’ye katılım yolunda  müzakerelerde adaletten-içişlerine, bilgi toplumundan-bilim araştırmaya,
          Sanayiden-tarıma ve taşımacılığa, rekabetten-ticaret ve tüketici politikalarına ve daha bir çok konuda uyum sağlama prosesinde ciddi bir gecikme yaşanıyor.
          Kürt Açılımında ekonomi ve siyaset uygulamalarının Kuzey Irak Kürdistan’ını abad ettiği görülüyor.
          Arap ülkeleriyle banka-sigortacılık, turizm,sağlık,inşaat,tarım sektörlerinde gelişmeye yol açmak üzere  sermaye hareketine islami derinlik vermek çabaları gözden kaçmıyor.
          Davos ve Gazze gibi kurgularla, İsrail’e karşı  imajla Arap halklarına kahraman edası kesmek,
          Barışta İran için batıyla diyalog  kapısını tutmak, potansiyel İsrail-İran savaşında denge unsuru olmak  politikası hiç saklanamıyor.
          Askeri ihtiyaçlar için Orta Doğu konjonktürü hedef alınıyor.
          Anlaşılıyor ki Türkiye ekonomisi ve siyaseti Orta-Doğu’yu kendi cazibesine almak istiyor.
          Ya da ılımlılaştırılan İslam, medeniyetler ittifakıyla batıya ilişikleniyor; işte Sümela,işte Akdamar Ayinleri!
          Türkiye Orta Doğu’lulaşırken, Orta Doğu’nun batıya köprüsü oluyor!
 
          *
          AKP İktidarı genel seçim arifesinde,
          Referandumla ele geçirdiği yargı gücüyle sessizce AK-laşma sürecini  başarmak istiyor.
          Mustafa Kemal’in çağdaş medeniyetler hedefinden sapmanın infialinde,         
          Özellikle referandum sonucunun da gösterdiği Ege ve Akdeniz bölgelerinin,
          Ve laik tavrıyla Marmara sermayesinin tepkisini almak;
          Karabasan  anlamına geliyor.
 
          *
          Rağmen dünya dönüyor.
          Alman Marshall Fonu ve başkalarının anketleri,yorumlar,haberler medya ve ajanslarca  üfleniyor.
          “Flaş!Flaş! Orta-Doğu’lu Türkiye’de Başbakan diktatoryasını kuruyor!”
          Küresel piyasalar dünyasında yeni oluşumlara yönelik kamuoyları oluşuyor.
          Muhalefetin mesela tatil rehavetiyle kumsalda  güneş altında uyumayı referandumda oy vermeye yeğ tutan,
          Yüzbinlerce kumsal güzelini,
          Kazanmaya yönelik ve elbette daha nice projeler üretmesi,
          Ve Marmara sermayesininin laik medyasını harekete geçirmesi  gerekiyor…
          Sonra projelerin ard-arda  laik medya vasıtasıyla  ve vuvuzela etkisinde topluma üflenmesi!
          Aksinin  Orta-Doğu’luluk olduğu biliniyor…


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir