Sömürgeciler, sömürmeye devam edebilmek için, dönem hangi enstrümanı kullanmayı gerektiriyorsa, o enstrümanı kullanırlar.
Biliyorsunuz. Ukrayna ve Venezüella’da olaylar oluyor.
Batı destekli faşistler, Ukrayna’yı bölüp, Batıya bağlamak için harekete geçtiler.
Batı; bu eylemcilerin Ukraynalı polisleri, silahla vurmasını doğal bir hadise, bazı ölen faşistlere de “kurban” diyor.
Hiroşima ve Nagazaki’de, yüzbinlerce insanı bir kerede, Irak’ta milyonlarca insanı on yılda yok eden Amerika, hemen insan hakları diye, ciyak ciyak bağırmaya başladı.
Ülkemizde de, göbekten ABD’ye bağımlı, işbirlikçi sermaye ve onun temsilcileri, başladılar “Rus emperyalizmi” demeye…
Bu ABD işbirlikçilerini, Irak, Afganistan, Libya, Yugoslavya, İran, Suriye’den tanıdığımız için anlıyoruz.
Onlar ABD tüm dünyayı imha etse, gene Amerikancılığa devam ederler.
Lakin çıkar yoluyla, ABD’ye bağımlı değil gibi görünüp, sözde insani kaygılardan ve emperyalizme karşıtlık gösteren solculardan gelmesidir.
Ukrayna’da faşistler, Batı çıkarları için ayaklanmışlardır.
Kendini sol diye tanımlayan bazı akademisyenler çıkıyor, Rus emperyalizmine de, Amerikan emperyalizmine de karşıyız diyor.
Böyle durumlarda, “ABD’ye selam gönderircesine, Rus emperyalizmi çığırtkanlığı yapan sol, ABD’nin kullandığı, en son model enstrümandır.
Amerika, Suriye’deki yenilgisinin acısını çıkarmak istercesine, Ukrayna’yı istikrarsızlaştırmıştır.
Yarım kalan Soroz devrimine, kaldığı yerden devam etmek isteğidir, Ukrayna’da yaşananlar.
Ukrayna’nın talihsizliği; Yanukoviç gibi, ne yaptığını bilmeyen bir yönetimle, böyle olağan dışı bir olayla karşılaşmış olmasıdır.
Yanikoviç, hem Batıcı, hem Rus yanlısı olmayı denedi.
Aslında dönem öyle bir dönem ki, hem emperyalizmden yana, hem de Avrasya’dan yana olma dönemi kapandı.
Batı, ya bendensin, ya da haydutsun, eğer benden değilsen, ben gereğini yaparım diyor.
Ya Avrasya ittifakının içinde olacaksın ve bağımsızlığını sürdüreceksin, ya da emperyalizmin kucağına oturacaksın.
Bunun ikisinin bir arada yürütüldüğü dönem arkada kaldı.
Kaldı. Çünkü finans kapital büyük bir çıkmaza girdi.
Finans kapitalizm, ya da emperyalizm, istikrar kazanması için, daima kendi dışından, bir şeylere ihtiyaç duyar. Kapitalizmin büyüme içgüdüsü gereği budur.
Bundan dolayı, her deliğinden kan ve pislik akar.
Böyle durumlarda, Rusya, Çin ve ABD’yi aynı kefeye koyarak, sözde akademik tarafsızlık yapıyormuş gibi Amerikancılık yamak, ABD adına çalışanlara yakışır.
Böyle bir davranışı da, “sol adına koymak” tamda sol gösterip, sağ vurmaktır.
İnsanın ya fiyatı vardır, ya da onuru…
Bir yanıt yazın