YARGIYI YARGILAMAK

         YARGIYI YARGILAMAK

         Hiçbir şey boşluk kabul etmez. Bir yerde hasıl olan bir boşluğu, bir başka şey mutlaka doldurur.
         Bu siyasette de böyledir, ekonomide de böyledir. Sosyal yaşantıda da böyledir.
         En küçük sosyal birim olan ailede dahi eğer anne veya baba otoritesini yitirirse, bu otorite boşluğunu biri doldurur. Örneğin çocuk dizginleri ele alır. İstediği gibi, başı boş davranır.

         Yargıda da aynı kural geçerlidir.
         Yargı mensuplarına; hakim ve savcılara tanınan sınırsız sorumsuzluk yüzünden, davalar uzamakta, hatalı kararlar artmakta, sorumlu da bulunamamaktadır.
İşte burada hasıl olan boşluğu Anayasa Mahkemesi doldurmuştur.  Diğer yargı organlarının suskunluğu sayesinde, en üst yargı organı haline gelmiştir.
         Tüm mahkemelerin, hatta kendileri de birer üst yargı organı olan Yargıtay’ın ve Danıştay’ın kararlarını inceleyen, ortadan kaldıran bir üst yargı organı konumuna gelmiştir.
         Örneğin; hak ihlali, hukuk ihlali yapıldı diye tahliye kararları bile vermektedir.
         Hak ve hukuk ihlalleri karşısında diğer yargı organları susarsa, bu boşluğu elbet birileri dolduracaktır.
         Vatandaş neredeyse tahliye davasını dahi Anayasa Mahkemesinde açacak hale gelmiştir 

         Aynı şekilde, tüm yargı organlarına siyasi ve idari baskı yapıldığı, sayısız atamalar ve keyfi düzenlemeler yapıldığı iddiaları ortalıkta dolaşmakta olmasına rağmen, Saygıdeğer yargı organı mensupları susmaktadırlar. Onlar suskun kalınca, bu uygulamalar da artmakta ve meşruiyet kazanmaktadır.

         Uzun tutukluluğu önlemek için çıkarılan yasa dahi senelerce yanlış yorumlanarak ve sessiz kalınarak, uzun tutukluluğa dönüştürülmüştür.
         Oysa kanunda “Ağır Ceza Mahkemelerinde tutukluk süresi 2 yıldır, uzatma ile toplam üç yıl olabilir.” Denmesine rağmen, bu madde garip bir hesapla 3 ile 2’yi toplayarak 5 yıl gibi bulunmuştur. Üstelik yürürlükten kaldırılan özel yetkili mahkemelerde iki misli uygulanır diye 2 ile çarpılarak 10 yıla çıkarılmıştır.
         Normal süresi 2 yıl, uzatma süresi 1 yıl, toplam 3 yıl olması gereken yargılama ve tutuklama, nasıl olur da 10 yıla çıkarılabilir.

         Daha iyi anlaşılması için şöyle ifade edelim :

90 dakika olan bir maçın uzatma süresi 180 dakika olabilir mi?”

Normal süresi 2 yıl olan tutukluluk, nasıl 5 yıla 10 yıla çıkarılabilir.
         Şimdi bunu akıl mantık alır mı.
         İnsanlar bitmeyen davalarda, senelerce hapis tutulmuştur.

         Eğer mahkemeler daha önce bu basireti gösterse, insan hakları yanında yorum yapsa, sesini çıkarsa idi, bütün bu mağduriyetler yaşanmamış olacaktı.

         Buradaki boşluk da, başka biri tarafından doldurulmuş, hatalı yazılan ve yanlış yorumlanan madde, “işini görüp bitirince”, bu defa sıra yeni bir kanun ile, düzeltilmeye gelmiştir.   

         Yargıdaki bu boşluk, yönetimde de kendini göstermekte ve topluma bir başka şekilde yansımaktadır.

         Bir siyasi partinin mensubu ;
         “Özerkliğimizi sağladık, sıra bunun ilanına gelmiştir.” Diyebilmiştir.
         Bir başkası alenen tehdit ederek ve sayı vererek ;         “Açılım ve özerklik sağlanmazsa başkaldırı olur ve 500.000 kişi ölür.” Diyebilmiştir.
         Bir başkası yaptığı açık hava toplantısında ve üstelik İstanbul’da;
         “Merhaba kürdistanlılar.” Diyebilmiştir.
         Ve bir diğeri;
         “Laik Kemalist diktatörlüğe isyandan” söz edebilmiştir.

         Bütün bunlar bir boşluğun, suskun kalışın sonucudur.

         Yargıda, siyasette, yönetimde boşluk olursa bu boşluğu biri dolduracaktır.

         Bu dolduruş hiç de iyi olmayacaktır.

Toplum ve insanlar “dolduruşa” gelecektir.

Bunu önlemek için; hak ve hukukun, insan haklarının, ülkenin bölünmez birlik ve bütünlüğünün yanında yer almak, suskun kalmamak, boşluk bırakmamak, kısaca “üzerimize düşen görevi yerine getirmek” gerekir.

Bu hiç de zor bir iş değildir.

Hatta suskun kalmaktan daha kolaydır.

 

Av.A.Erdem Akyüz

erdemak@gmail.com

 

         YARGIYI YARGILAMAK - erdem bey11

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir