Taşeron ne demektir? Özetle bir işi belli bir sürede yapmayı taahhüt eden, alt yüklenicide denilen firmalardır. Son dönemlerde AKP hükümetinin özelleştirme politikası ile çoğalan şirketlerdir. Eskilerin kesene usulü dedikleri işlerin şimdiki yasallık kazanmış, işverenin yasal zorunluluk ve sorumluluklarından kurtulmuş durumudur. En son TTK Karadon bölgesi 540 nolu kodda meydana gelen 30 işçinin ölümüyle sonuçlanan olaydaki işçiler taşeron firmaya ait çalışanlardı. Taşeron firmaları biraz açalım isterseniz.
Taşeron firmalarda istihdam edilen personel, İş Kanunu hükümlerine tabi olup, bunlar kamu personeli değildir. Özel sektörde çalışan bir personel ile taşeron firmasında çalışan bir personelin tabi olduğu mevzuat açısından bir fark bulunmamaktadır.
Taşeron firmalarında istihdam edilen personelde, KPSS gibi objektif kriterler kullanılmamaktadır. Buradaki personel, taşeron firma sahibinin isteğine göre belirlenmektedir. Firma sahibi daha çok para kazanmak için sigorta primini genellikle tam değil yarım gün ödemektedir. Taşeronda çalışan işçiler; kağıt üzerinde tam bir yıl dolmadan işten çıkarılarak, 5-6 gün sonra tekrar işe alınıp çalıştırılmaktadır. Böylece firma sahibi kıdem tazminatı gibi diğer sosyal hakları ödemekten kurtulmaktadır.
Karadon’da çalışan işçiler de 4 yıllık taşeron bir firma elamanı idiler. Böylece hem TTK taşeron kullanarak kar etmiştir, hem taşeron firma para kazanmıştır. Arada olan ölen işçilere olmuştur. Belki Hükümet çok açık bir şekilde ortaya çıkan bu durumu kapatmak için takviyelerle olayı örtme yoluna gidecektir.
İşsizliğin milli bir sorun olduğunu biliyoruz. Çalışanların, bir iş sahibi olanların da maaşlarından şikâyetçi olduklarını da biliyoruz. Emeklilerin de daha beter bir geçim sıkıntısı içinde yaşamaya çalıştıklarını biliyoruz.
Bilmediğimiz ya da gündemde pek de yer almayan başka bir çalışan grubu var ülkemizde. Bunlar yurtlarda çalışırlar, yemek yaparlar, temizlik yaparlar; okullarda çalışırlar, çay yaparlar. Hastanelerde, bankalarda çalışırlar. Ciddi firma ve kurumlarda çalışanlar asgari ücret alırlar.
Bu sektörlerde “ara eleman” adıyla çoğu geçici olarak istihdam edilirler.
Bu çalışanlar “taşeron firmalar” aracılığı ile iş bulurlar. Ücretleri düşük, yaşadıkları çile ise büyüktür. “Taşeron Firma” denen bu eleman ve iş bulan firmalarla ilgili yeni ve acil bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğu kesindir. Çoğu kadın olan bu çalışanların işçi mi, işsiz mi, köle mi olduklarına siz karar verin. Hayatı patronun keyfine bırakılmıştır.
Okullarda çalışanların durumu daha da içler acısıdır. Okullarda müdürler eliyle toplanan “eğitime katkı payı”ndan maaşları ödenen bu çalışanlar asgari ücret gibi bir aylık parayla gün boyu okulu temizlemekte, çay yapmakta, hafta sonları da okulun kullanım alanlarını baştanbaşa yıkayıp temizlemektedir. AKP hükümetinin övünerek özelleştirme adıyla sattığı işyerlerinde çalışanlar iş bulabilmek için taşeron firmalara mahkûm edilmektedir. TTK çalışan sayısı en az 30 bin, Ereğli Demir Çelikte 15 bin çalışan sayısı düşmüştür. Bu insanlar iş bulmak amacıyla taşeron firmalara başvurmaktadır.
Ama sosyal güvencesiz, asgari ücretle ve köle gibi çalıştırılmak üzere. Aynı olayı 4-C adı altında kamu çalışanlarına da uygulayan iktidar tamamen halka karşı sermayeden yana tavır almaktadır. AKP’nin gerçek yüzü budur.
Bir yanıt yazın