Talat’ın “Lefkoşa Reyhanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği”ni açarken dile getirdiği “Geziyorlar, tozuyorlar ve diyorlar ki ‘çözüm olduğu zaman hepsini toplayıp Türkiye’ye gönderecek Talat’. Yalandır. Ben hiçbir şekilde sizleri pazarlık konusu yapmadım” sözleri gerçekte Hristofyas ile mutabakata vardığı “Çapraz Oylama”nın gerekçeleri ile pek bağdaşmıyor.
Ekim ayında Hristofyas ile Talat arasında yapılan görüşmede, Hristofyas’ın Başkanlık ile ilgili yapmış olduğu öneri Talat tarafından “Çapraz Oylama” adı altında kabul edildi. Ve bu “Çapraz Oylama” yöntemi de, temposu gittikçe hızlanan Cumhurbaşkanlığı yarışında Talat ve ekibi tarafından tartışma alanlarında, kürsülerde ve TV ekranlarında bol bol savunuluyor.
Hristofyas’ın yapmış olduğu “Çapraz Oylama” önerisine göre, görev süresinin bir bölümünde Başkanlık diğer bölümünde de Başkan Yardımcılığı yapacak olan Kıbrıslı Türk adayın seçilmesinde Rum seçmenler de oy verecek ve bu oylar Kıbrıs Türk Devletindeki oyların yüzde yirmisi değerinde olacak. Aynı şekilde Kıbrıslı Türkler de Rum aday için oy kullanacaklar ve bu oyların toplama etkisi de yüzde yirmi olacak, yani toplam ada nüfusunun beşte biri.
Hristofyas bu önerisinin temeli olarak da “ada nüfusunun yüzde yirmisinin Kıbrıslı Türk olduğu” gerekçesini dile getirdi.
Kulağa çok hoş gelen ve BM parametrelerindeki “Siyasi Eşitlik” kavramını öne çıkarır gibi gözüken bu önerinin arkasında nüfusumuzun belli bir kısmının, olası bir anlaşmadan sonra geri gönderilmesi var.
Bu gerçeği maalesef hiç kimse dile getirmiyor. Belli ki hasır altı edilebileceği inancındalar.
Rumların “KKTC’de binlerce yerleşik var, Türkiye’ye geri dönsünler” iddiaları AB de ve BM de pek taraftar bulamayınca, çareyi müzakerelerin içinde bir yere, müzakerelerin sonundan kurulacak olan yeni devlet içinde Kıbrıs Türk nüfusunun kısıtlanmasını sağlayacak maddeler koymakta buldular.
Bu fırsatı da, adanın nüfusunun sadece yüzde yirmisinin Türk olduğu iddiası ile Başkanlık seçimlerinde ortak liste, aynı gün ortak seçim ve adadaki iki toplumun oylarının karşılıklı olarak birbirlerinin oylarını yüzde yirmi oranında etkileyebileceği bir öneri sunmakla yakalayıp elde ettiler.
Hedefleri hem adada tek halk olduğunu gözler önüne sermek hem de Kıbrıs Türk nüfusunu yüzde yirmi ile kısıtlamak.
Matematiksel olarak düşünüldüğünde, “Çapraz Oylama” önerisinin Talat tarafından kabul edildiği gün adadaki Rum nüfusu, içindeki Rum yerleşiklerle birlikte yaklaşık 750 bin ve KKTC vatandaşlarının sayısı da 285 bin ise, birileri olası bir anlaşmadan sonra geri gidecek demektir.
Eğer 2008 Rum Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki Rum nüfusu yaklaşık 750 bin ise, kabul edilen 80-20 oranına göre adadaki Türk nüfusunun en fazla 187,500 olması gerekmektedir.
KKTC’de 2006 yılında yapılan nüfus sayımına göre açıklanan KKTC vatandaşlarının nüfusu 265,100 ve 19 Nisan 2009’da yapılan Milletvekilliği seçimlerinden evvel açıklanan nüfusu da yaklaşık 285,000 ise, Talat ile Hristofyas’ın varacakları bir anlaşmadan sonra yaklaşık 97,500 KKTC vatandaşı ile çalışmaya gelen ve vatandaş olmayan tüm kişiler geri gönderilecek demektir.
Bu geri gönderileceklerin arasında Reyhanlı’lar da olacak mı şimdiden bilemem ama, “Çapraz Oylama”nın kabulunun, KKTC vatandaşı olan ve olmayan yaklaşık 260 bin kişinin geri gitmesine yol açacağı kesin.
Prof. Dr. Ata ATUN
Bir yanıt yazın