NECDET BULUZ
Hükümet ile terör örgütü arasında sürdürülen görüşmelerde İmralı canisi Öcalan’ın talimatlarının Kandil tarafından tam uygulanmaması kafalarda soru işaretleri yaratıyor. Son olarak “kamu güvenliği” konusunda Öcalan’ın talimatlarının Güneydoğu’da uygulanmaması ve Kandil’in istediği gibi hareket etmesi İmralı ile Kandil arasında liderlik mücadelesinin var olduğunu gösteriyor. Çünkü Kandil’in birçok konuda istediği gibi hareket ettiği de gözlemleniyor.
Son Cizre olayları bu mücadeleyi daha da su yüzüne çıkardı.
Kandil, Öcalan’ın özgür bırakılmasını istiyor. Bu konuda bir sorun yok. Hatta, PKK’nın Kandil’deki elebaşlarından Cemil Bayık, son açıklamasında “2015 yılında Öcalan serbest kalacak” açıklamasını bile yaptı.
Ancak, PKK cephesi, Öcalan’ın devrinin dolduğunu, liderlerinin serbest kalması ile artık sembolik lider olarak kalması gerektiğini düşünüyor. Daha ilerisi için Öcalan’ın önünü kapatıyor. Yapılan açıklamalardan, gelişen olaylardan bunu anlıyoruz.
Hükümet ile terör örgütü arasındaki görüşmelerde ortaya nasıl bir sonuç çıkacak bunu şu an için bilmiyoruz. Hükümet kanadı kamuoyunu tatmin edebilecek açıklamalar yapmıyor. Bütün açıklamalar İmralı,Kandil ve PKK’nın siyasi uzantıları HDP’liler tarafından yapılıyor.
Ortada teör örgütüne verilmiş hiçbir sözün ve vaadin olmadığı söyleniyor. Bunu,daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Erdoğan açıkladılar. Ancak, PKK cephesi, zaman zaman ortaya çıkıyor ve “Eğer şunları yapmazsanız masada verdiğiniz sözleri açıklarız” tehdidinde bulunuyor. Demek ki,ortada verilmiş sözlerin olduğunu bu açıklamalardan anlıyoruz.
Nitekim, Kandil’den Cemil Bayık, içinde bulunduğumuz 2015 yılında Öcalan’ın serbest bırakılacağını söylemesinin ardından daha da döktürüyor:
“Kürt halkı 2014 yılı kazanımlarının temelinde 2015 yılında Öcalan ile birlikte Özgür Kürdistan ve demokratik özerklik statüsünü gerçekleştirme kararlılığı ile mücadelesini daha da yükseltecektir. Haklarımızı masada alamazsak, silahlı mücadeledeki kararlılığımızı herkesin bilmesi gerekiyor.”
İşte size bir tehdit daha. Zaten sürecle birlikte PKK’dan gelen tehditler bitmek bilmiyor. Daha da güçlenen ve silahlanan PKK’nın her an yeniden silahlı mücadeleye başlayabileceğinin mesajlarının da ardı arkası kesilmiyor.
Geçenlerde İngilizlerin saygın gazetelerinden Economist Dergisi’nde konu ile ilgili ilginç bi haber yer aldı. Dergideki yorumda Erdoğan ile Öcalan arasında gizli bir anlaşmanın var olduğuna vurgu yapılıyor. Daha sonra da “HDP eğer barajı geçemezse resmi gayrı bir meclis kuracak. AKP, İmralı’daki Öcalan’a verdiği sözleri tutmaz ise PKK’nın yeniden ayaklanması an meselesi olur. Böyle bir durumda Erdoğan’ın birçok planı da darbe alır” deniliyor.
Ortadoğu’daki olayları çok iyi takip eden bazı Amerikalı uzmanların geçenlerde ortak olarak hazırladıkları son raporun Beyaz Saray’a sunulduğu belirtiliyor. Bu raporun bir bölümünde İmralı’daki Öcalan ile, Kandil arasında görüş ayrılıklarının bulunduğunu, bunun gelecekte bir liderlik mücadelesine dönüşebileceği vurgulanıyor.
Görüldüğü gibi bölgemiz oldukça sıkıntılı geçecek günlere gebe bulunuyor. Yanı başımızdaki Suriye sıkıntısına, İslami terör örgütlerinin tehdidi ve PKK’nın Bağımsız Kür Devleti açıklamaları damga vuruyor. Endişe ettiğimiz bir noktaya doğru sürükleniyoruz.
Şimdi işin bir de başka boyutu var,ona da değinelim:
PKK’lılar AK Parti Hükümeti’nin hala IŞİD’a destek verdiğine inanıyor. Bunu da açıklamaktan kaçınmıyorlar. IŞİD için “AK Parti’nin Rojavada’ki kolu” diyorlar. Cizre’deki HÜDA-PAR’ın da yine bugünkü hükümet tarafından desteklenerek Kürtler üzerine saldırtıldığını iddia ediyorlar.
AK Parti ile terör örgütü arasında başlatılan sürecin bu açıklamalardan yara alabileceği düşünülüyor. Aynı zamanda Kandil’den gelen son mesajlarda Öcalan’ın açıklamalarına pek fazla itibar edilmeyeceği görülüyor. Bu nedenle de mutlaka “Kandil ile İmralı arasında doğrudan bağlantı kurulması gerekiyor,bu mutlaka gerçekleştirilmelidir” deniliyor.
Zaten daha önce de HDP Milletvekilleri İmralı-Kandil hattının kurulması gerektiğini anımsatmışlar ve bu konuda AK Parti’nin zaman kazanmaya çalıştığını vurgulamışlardı.”Sürecin daha iyi işlemesi için İmralı-Kandil görüşmeleri hayata geçirilmelidir” denilmişti.
Zaten AK Parti’nin süreci uzatarak seçimlere kadar zaman kazanmaya yönelik bir çaba içerisinde olduğu da sıkça dile getiriliyor. HDP’li Selahattin Demirtaş da bir çok konuşmasında bu görüşünü de açıklamıştı.
Ancak, HDP’lilere Kandil ile İmralı arasında bir liderlik mücadelesinin var olup olmadığına dair sorulan sorulara HDP’liler “Bizim ne için mücadele ettiğimizi bütün dünya biliyor” şeklinde olmuştu. Bunu da anımsatalım.
necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın