ALMANYA’daki seçimler, hem bu ülkede yaşayan Türkler’in durumunu, hem de Türkiye-AB ilişkilerini zora sokacak. Türkiye’nin üyeliğine sıcak bakan ve bu ülkede yaşayan Türklere yönelik politikasını “dengeli” sürdürmeye çalışan Sosyal Demokratların (SPD) iktidardan ayrılması iyi olmadı. Korktuğumuz başımıza geldi ve CDU/CSU ile FDP iktidarı Almanya yönetimini üstlendi.
Dikkat edilecek olursa, Türkiye AB’ye aday olduğunda (1999) o dönemin 15 AB ülkesinin 13’ünde ya Sosyal Demokratlar iktidardaydı, ya da iktidar ortağıydı. Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlanması kararında da (2004), Almanya’nın o dönemdeki SPD’li Başbakanı Gerhard Schröder’in büyük payı vardı.
AB’nin “lokomotif” ülkesi Almanya’da şimdi sağ iktidar bulunuyor. Bu sağ kimlikli yönetim, AB içinde de gücünü göstererek alınacak kararlarda etkin olacak. Bu durum, var olan sorunların çözümünü imkansız hale getirdi ve yeni sorunların eklenmesini de mümkün kıldı.
Şüphesiz bu noktaya gelinmesinde baş neden, SPD’nin büyük oranda oy kaybına uğraması. Almanya’daki Türklerin “favorisi” olan SPD, Hıristiyan Demokratlarla yürüttüğü iktidar sırasında Türklere verdiği sözleri tutamadı. Sürekli olarak yönetim değişikliği yaşadı ve iktidarın büyük ortağına boyun eğerek Sosyal Demokrat kimliğinden uzaklaştı. Almanya’da yaşayan bir çok Türk kökenli seçmen, SPD’den soğudu. Oylarda kayma oldu ve 700 bin civarında olduğu tahmin edilen Türk seçmen bölündü.
***
İktidar ortaklığını elde eden Liberal görünümlü FDP ise bence bu seçimin galibi… Oylarını artırmanın yanısıra iktidara geçmenin de keyfini yaşıyor. FDP, hem Türkiye’nin AB üyeliği, hem de ülkedeki Türklerin sorunları konusunda “rengini çok belli etmemeye” gayret ediyor. Ama sağ görüş, parti politikasının ağırlığını oluşturuyor. Üyelik konusunda “ikili” bir tutum içinde iken, Türklere “yakın” davranır gibi yapıp, aslında Merkel çizgisinde hareket ediyor. Hür Demokrat Parti FDP, ilk kez parlamentoya bir Türk kökenli milletvekili (Serkan Tören) taşıyarak, iktidar ortağının yapmadığını da yapıyor. FDP’nin bu “net olmayan ikili” tutumu, kendisine iktidar ortaklığı getiriyor.
***
Geriye çekilip mevcut tabloya bir bakalım.
Türkiye’nin AB üyeliğini “açıkça” destekleyen, Almanya’nın bu konudaki mevcut kararlarını uygulaması için hükümet içinde baskı yapan ve dolayısıyla Angela Merkel’e “ahde vefa” sözünü söyleten SPD artık hükümette değil.
Suç işleyen Türklerin sınır dışı edilmesi konusunu “seçim programlarına” taşıyan, yabancılar konusunda “katı tutum” içinde olan iki parti ülkeyi yönetecek.
Seçimlerden “güçlü” çıkan ve bir beş sene daha halktan “güvenoyu” almış olan Angela Merkel, Avrupa Birliği içinde Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’e daha fazla destek olacak. Deyim yerindeyse, Merkel giderek “Sarkozy’leşecek”…
Mevcut tablo bunu gösteriyor. Hem Türkiye’nin, hem de Almanya’daki Türklerin işi daha da zorlaşacak.
Zeynel LÜLE zlule@skynet.be
Avrupa Hürriyet
29 Eylül 2009, Salı
Bir yanıt yazın