Değerimizi bilelim.Oyumuzu kullanalım.

13 Eylül 2009, Pazar Hürriyet
Celal Özcan

ALMANYA’da göçmenlere yönelik siyasi hava değişiyor. İlk kez bu yılki seçimlerde yabancılar seçim malzemesi yapılmıyor. Tam tersine siyasi partiler seçim kampanyalarında göçmenlere göz kırpıyor.
Bu değişim havası Almanya’nın göçmen siyasetinde tarihi bir dönüm noktasının başlangıcını müjdeliyor. Daha önceki seçim kampanyalarında, “suç işleyen yabancılar derhal sınırdışı edilmeli”, “Bizim kurallarımıza uymayanın burda işi yok” gibi sözlerle seçim kampanyası yapan Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU), şimdi bu politikaya yavaş yavaş veda ediyor. Başbakan Angela Merkel’in Münih yakınlarındaki Keferloher festivalinde yaptığı seçim konuşması bunun önemli ipuçlarını veriyor.

***

Merkel’in konuşması özetle şöyle: “Göçmen kökenliler de dahil, ülkeye enerjisini vermek isteyen her genci desteklemeliyiz, onlara değer vermeliyiz, saygı göstermeliyiz ve onların burda çok iyi kabul gördüğünü hissettirmeliyiz. Biz herkese açığız. Ama bizim yasalarımıza uymaları ve dilimizi öğrenmeye hazır olmaları şartıyla.” Bu sözlerin satır aralarını çok iyi okumak gerekiyor. Hıristiyan Birlik Partileri göçmenlere açılmak istiyor, ama yabancılara halen önyargılı yaklaşan kendi tutucu seçmen kitlesini de küstürmek istemiyor. Ayrıca şimdiye kadar şamaroğlanı gibi gösterilen göçmenlere birden gül dağıtması da inandırıcı olmaz. Ancak Merkel, satır arasında Alman toplumuna şu önemli mesajları da veriyor: “yabancıları benimseyin, yabancısız yaşayamayız, onlar artık bu ülkenin insanları, onlara ihtiyacımız var ve onları kabul edelim.”

***

Almanya nihayet acı gerçeği anladı. Çünkü Almanya’da nüfus hızla yaşlanıyor. Bu manzara seçim kampanyalarında özellikle göze batıyor. Seçim toplantılarına gelen insanlar daha çok 50 yaş üzeri ve emeklilerden oluşuyor. Almanya’da 62 milyon seçmen var ve bunun 30.7 milyonu, yani yarısı 50 yaşın üzerinde. Hadi 50 yaş yaşlı sayılmaz diyelim. Ama Almanya’daki seçmenin 20.1 milyonu 60 yaşın üzerinde ve bunun 11.7 milyonu ise 70 yaşın üzerinde. Bu, Almanya’nın geleceği açısından çok korkunç ve dehşet verici bir tablo.

Eskiden Almanya’da üç kişi bir emekli için çalışıyordu. Şimdi iki kişi bir emekli için çalışıyor. Bu durum 20 yıl sonra bire bir olacak. Yani bir kişi bir emekli için çalışacak. Sadece sağlık ve emeklilik sistemini değil, Alman ekonomisini de tehdit edici bir gelişme bu. Ne Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nin CDU’lu Başbakanı Jürgen Rüttgers’in “Hintli yerine çocuk” çağrısı ne de Federal Aile Bakanı Ursula von der Leyen’in çocuk paralarını artırması Almanya’da nüfusun azalmasını önleyebildi. Almanya’da nüfus geçtiğimiz yıl da yüzde 1.1 oranında geriledi. Göçmenler olmasa nüfus azalması çok daha fazla olacaktı.

***

O nedenle Almanya şimdiye kadar ihmal ettiği göçmenlere, yatırım yapması gerektiğinin artık farkına vardı. Ayrıca Alman vatandaşlığına geçen Türkler giderek önemli bir seçmen kitlesi oluşturmaya başladı. Bizim burdan çıkaracağımız sonuç şu: Değerimizi bilelim. Almanya’da siyasi gelişmelere damgamızı vurmak, sorumluluk üstlenmek için hazır olalım. 27 Eylül’de sandık başına gitmeyi ihmal etmeyelim.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir