HANGİ BAŞKAN?
Hüseyin MÜMTAZ
KKTC’deki son seçimlerde UBP birinci parti çıkınca diğerleri hep küstü ve “ortak olmam” dedi ya; eş zamanlı olarak bir de “KKTC’de de Başkanlık olsun” söylemi dillendirilmeye başlandı.
UBP’ye alternatif; CTP’li 4’lü koalisyon.
Olsun…
Sendikal faşist Sıla Usar ile kapitalist emekçi Fikri Toros’lu CTP’yi görelim bakalım.
Daha önceki seçimlerde neden böyle olmamıştı, neden şimdi, nereden çıktı bu “Başkanlık”?
Nasıl “Başkanlık”?
Başkan “kim” olacak?
Gündeme uygun olarak da Beratlı, işin anatomik atlasını serdi önümüze, neredeyse otopsi yaptı.
Lâfı hiç dolandırmadan söyleyeyim, “Ben KKTC’de Başkanlığa karşıyım!”
Aklıma üç tip “yaşayan” Başkan modeli geliyor; Trump, Putin, Aliyev…
Amerikan tipinde; Trump’ın “bile” çıkardığı yasalar eyalet savcıları tarafından iptal edilebiliyor; Trump’ın sağlık durumu periyodik olarak kamuoyunun gözü önünde kontrol edilip sağlığı açıklanıyor; kolay değil, çünkü önünde sadece ülkeyi değil, dünyayı perişan edebilecek oldukça iri bir “nükleer düğme” var; hayatının en kirli yönlerini açıklayan kitaplar (Michael Wolff; “Ateş ve Öfke, Trump Beyaz Sarayı’nın İçinden” serbestçe yazılıp, serbestçe dağıtılabiliyor.
Putin?
Kim demiş “Sovyetler Birliği yıkıldı” diye? Daha da ileri/geri gitti, Çarlık dönemine gitti Rusya, “sıcak denizlere” indi. “İki dönemden sonra seçilmeme” yasasını değiştirmedi ama geçici olarak bir dönem “Kâhyasına” emanet etti, sonra tekrar oturdu. Devam ediyor. Ömür boyu da edecek gibi…
Aliyev?
Eşi hanımefendiyi “Başkan Yardımcısı” yaptı. Seçim güya var ama “göstermelik”. O da ömür boyu Başkan.
(Elçibey’i ne çabuk unuttuk? Nasıl vaz geçtik?)
Nilgün Cerrahoğlu yazıyor;
“Pazartesi günü CNN International’da Christian Amanpour’un ‘Cumhuriyetçi Parti’den bir senatörle yaptığı bir söyleşiyi izledim.
Trump’ın partisinden olan senatör, ‘Trump’ı Stalin’e’ benzetiyordu.
Senatörün Trump’la Stalin arasında paralellik kurmasına yol açan neden, Beyaz Saray’daki ilk yılını tamamlayan Başkan’ın da, Sovyet diktatörü gibi basını ‘halk düşmanı’ olarak damgalaması.
‘Stalin bir kasaptı. Trump kasap değil’ diyor ABD’li politikacı ‘Ancak beri yandan basın için en kanlı diktatörlerin kurduğu cümleleri kurmaktan da kaçınmıyor’.”
Fas, Tunus, Cezayir, Libya, Mısır… Sonra Ortadoğu, Körfez. Toplam 23 Arap ülkesi ve İran… Hepsi Müslüman, hepsinde farklı din anlayışı, hepsi kendine Müslüman. Kendi aralarında bile savaş halindeler.
Başkanlık da işte aynen öyle. Hepsi farklı…Hepsi “kendine Başkan”.
Ben KKTC’de Başkanlık istemiyorum.
DENKTAŞ’ın kıymetini bilmedik, sağlığında “Başkan” yapmadık, bir üniversiteye bile adını veremedik, şimdi kimi bulacağız da “Başkan” yapacağız? 18 Ocak 2018
Bir yanıt yazın