NECDET BULUZ
İthal et ile birlikte kırmızı et üretiminde çok önemli düşüşlerin olmaya başlaması endişe yaratıyor. Sektör temsilcileri ve üreticiler “Acil önlem alınmazsa kısa zaman sonra kırmızı et vitrinlerde kuyumcu dükkânlarındaki altın ve mücevher gibi sadece bakılacak nitelikte olacaktır” diyor.
İthal etin de kırmızı et için zaten çözüm olmayacağını daha önce görmüştük. Bugün de aynı görüşteyiz. Yerli üretime destek verilmediği sürece ithal et projeleri iflas etmeye mahkûmdur.
Girdilerdeki fiyat artışları üreticileri sıkıntıya soktu. Bu nedenle süt veren ineklerin de kesilmesi ile süt alanında da sıkıntı yaşanmaya başladı. Süt ve süt ürünlerindeki fiyat artışlarının önüne geçilemiyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kırmızı ette üretim düşüşünün sürdüğünü, acil önlemin şart olduğunu bildirerek, “Bu yılın üçüncü çeyreğinde kırmızı et üretimi yüzde 23.6, 9 aylık dönemde yüzde 11.2 azaldı. 2016 yılında 1 milyon 173 bin 42 ton olan kırmızı et üretimi, Eylül ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde 1 milyon 65 bin 105 tona indi” açıklamasını yapıyor.
Ocak-Eylül dönemine bakıldığında kırmızı et üretiminin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,2 düşüşle 902 bin 354 tondan 794 bin 417 tona indiğini görüyoruz. Bayraktar bu konuya da dikkat çekiyor ve açıklamasında şunları dile getiriyor:
“Bu yıl 9 aylık döneminde kırmızı et üretimindeki azalma 107 bin 937 tonu buldu. 2016 yılında 1 milyon 173 bin 42 ton olan kırmızı et üretimi, Eylül itibarıyla son bir yıllık dönemde 1 milyon 65 bin 105 tona geriledi. Kırmızı etteki üretim düşüşünde tek neden sığır eti üretimindeki düşüş olarak görünüyor. Koyun eti üretimi 9 aylık dönemde yüzde 10.2, keçi eti üretimi yüzde 14, manda eti üretimi yüzde 330 arttı. Üçüncü çeyrekte üretim artışı koyun etinde yüzde 39.9, keçi etinde yüzde 25.5, manda etinde yüzde 400.9’u buldu. Türkiye, 9 aylık dönemde 73 bin 840 ton koyun, 28 bin 347 ton keçi, 1230 ton manda eti üretti. Eylül itibarıyla son bir yıllık dönemde, koyun eti üretimi 89 bin 314, keçi eti üretimi 34 bin 498, manda eti üretimi 1295 tonu buldu. Sığır eti üretimindeki düşüşü de ciddiye almak gerekiyor. Acil önlem şarttır. Üreticilerimiz acil olarak desteklenmelidir. Et maliyetinin yaklaşık yüzde 60-70’inin besi hayvanı, yüzde 20-30’u ise yemdir. Besi hayvanı ve yem maliyetini indirmeden ucuz et yemenin imkânı yok ”
Sakarya Veterinerler Odası Başkanı Mustafa Yıldız et ve süt üretiminin nasıl artması gerektiği konusunda bir açıklama yapmıştı. Aslında Yıldız’ın önerileri daha önce de sektör temsilcileri ve besiciler tarafından dile getirilmişti. Şimdi bu açıklamadan kısa bir bölüm:
“Uygulamaya baktığımızda şehirleşmeyle beraber meralara her türlü küçültmeye dair taciz gizliden gizliye yaşamaktayız. Akabinde yükselen et ve de süt fiyatları hayvancılıkla uğraşan köylünün hayvancılığı ve de köyünü terk etmesi son bulmaktadır. Bunun yanında yıllarca tarım, hayvancılıktan para kazanamayan üreticimiz, daha iyi bir yaşam hayalleriyle kente göç ediyor. Kontrolsüz artan şehir nüfusu, beraberinde çarpık şehirleşme, işsizlik, asayiş sorunları vb. birçok sorunu içinde barındırmaktadır. Şu anda samanın 25-30 kg balyası adedi 12 TL, yonca 20-25 kg balyası 18 TL, mısır silajı tonu 270 TL, pancar küspesi tonu 130 TL, yulaf 25-30 kg balyası 15 TL, fenni yem 50 kg 58 TL’dir. Bu fiyatları aşağıya çekmek üretimi artırmak hepimizin görevidir. Hayvancılık desteklerini yem desteklerini de kapsayacak şekilde genişletmeliyiz. Yoksa et, süt ürünlerinin fiyat artışlarını ithalatla kısa bir süre baskılarsınız. Uzun vadede ise kartopunun yuvarlanıp büyümesi gibi her seferinde artan bir ivme ile ette ve de sütte maalesef fiyatlar artacaktır. Bunu görmek için kahin olmaya gerek yoktur. Ayrıca yıllardır ithalata rağmen hayvancılıkta bir ilerleme olmadığı gibi her yıl ciddi oranda hayvan sayısında azalış sağlandı. Üretici, üretimden vazgeçtiği zaman bir daha yıkılan düzenini tekrar kurmuyor. Çözümün bir parçası olarak mutlaka veteriner fakültelerinden hocaların da olduğu, ilgili sivil toplum örgütlerinin de olduğu bir tanışma konseyi kurulmasını tavsiye ediyorum.”
Sorun şu:
Et fiyatları çok yüksek ve giderek de yükseliyor. Tüketicinin alım gücü de buna paralel olarak düşüyor.
Ne yapılması gerekiyor:
Et fiyatlarının normale dönmesi için üretimin artırılması gerekiyor. Bunun için de bizi yönetenlerin ne yapması gerektiği ortada. Üreticinin zarar etmeyeceği, üreticinin üretimini sürdürmesine ve de artırmasına imkân verecek bir destek formülle ve teşvikle bu işin üstesinden gelinebilir. İşin kolayına kaçmadan uzun vadeli programların devreye sokulması da şarttır.
Akaryakıt pahalı. Yem fiyatları pahalı. Girdiler sürekli olarak üreticinin sorunu olmaya devam ediyor. Aslında sıkıntıların neler olduğu biliniyor. Ama, sorunlara halen neşter atılmıyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın