Hz. Muhammed’in Mektubunu Parçalayan Perviz Türk Kanı Taşıyordu!

Malum; Hz. Peygamber, çevre hükümdarlara "İslam'a Davet" mektupları göndermiştir. Bu hükümdarlar arasında; Bizans İmparatoru Heraklius, Mısır Kralı Mukavkıs, Habeş Necaşisi Eshame ve İran Kisrası II. Hüsrev Perviz de vardır. Bize kalırsa; Hz. Peygamber, en azından o dönemin Batı Göktürk Kağanı'na da böyle bir mektup göndermiş olmalıdır. Ancak nedense tarihçilerimiz bu konu üzerinde fazla durmazlar. - mektup

Malum; Hz. Peygamber, çevre hükümdarlara “İslam’a Davet” mektupları göndermiştir. Bu hükümdarlar arasında; Bizans İmparatoru Heraklius, Mısır Kralı Mukavkıs, Habeş Necaşisi Eshame ve İran Kisrası II. Hüsrev Perviz de vardır. Bize kalırsa; Hz. Peygamber, en azından o dönemin Batı Göktürk Kağanı’na da böyle bir mektup göndermiş olmalıdır. Ancak nedense tarihçilerimiz bu konu üzerinde fazla durmazlar.

Elbette bizi bu şekilde düşünmeye iten sebepler vardır. Rivayete göre; Hz. Peygamber bu mektupları M.628 yılında, Hudeybiya dönüşü göndermiştir(1). O tarihlerde Doğu Gök Türk Devleti’nin başında İl Kağan, Batı Gök Türk Devleti’nin başında ise T’ung Yapgu vardır. Batı Göktürk Devleti’nin lideri her ne kadar Yabgu unvanıyla anılsa da, aslında o da bir Kağan’dır. Zira Batı Gök Türkleri, Tardu zamanında olmak üzere 582 tarihinde bağımsızlıkların ilan etmişler ve Doğu’daki Kağanlıktan resmen ayrılmışlar, en büyük komşuları olan Çin de Tardu’ya Kurt Başlı sancak göndermek suretiyle Batı Gök Türk Devleti’nin bağımsızlığını tanımıştır(2).

Tarihçi Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, T’ung Yabgu kumandasındaki Batı Gök Türk Ordularının, 619 yılında Sasanileri yenerek Rey ve İsfahan şehirlerini ele geçirdiklerini, 623 yılında ise Bizanslılar ve Hazarlarla ittifak yaparak, Sasanileri ağır bir yenilgiye uğrattıklarını ve Gök Türklerin, Sasani Hükümdarı Hüsrev Perviz’i yenmesinin İslam dünyasında büyük tesir yarattığını ve Gök Türkler tarafından zayıflatılan Sasanilerin, Arap-İslam ordularınca kolayca ortadan kaldırıldığını söylemektedir(3).

Yani, 636 yılında ve halife Hz. Ömer döneminde olmak üzere Kadisiye Savaşı’nda Arap-İslam ordusundan ağır bir yenilgi alarak tarih sahnesinden çekilen Sasani İmparatorluğu, aslında Batı Gök Türk Devleti tarafından oldukça zayıflatılmış ve tıpkı gol pası veren futbolcunun “al da at” diyerek forvet oyuncusuna atmış olduğu bir top misali adeta İslam Ordusu’nun önüne atılmış bir devletti.

Bu durumda şu soruyu sormak, sağ duyulu, tarafsız ve dürüst tarih yazarları için bir zorunluluktur:

Hz. Peygamber mağlup bir devlet olan Sasanilerin hükümdarı II. Hüsrev Perviz’i muhatap alıp, kendisine mektup gönderdiği halde, onu yenen galip devletin lideri T’ung Yabgu’ya acaba neden mektup göndermedi? Üstelik T’ung Yabgu, Hz. Peygamber’in mektup gönderdiği bir başka lider olan Bizans İmparatoru Heraklius ile ittifak yapmakla en azından onunla eşit sevide bir liderdir o tarihlerde.

Bize kalırsa; Hz. Peygamber, Bizans ile ittifak yaparak Sasani ordularını yenmek suretiyle bu devleti iyiden iyiye zayıflatan ve böylece İslam’ın Asya içlerine kadar yayılmasına zemin hazırlayan devletlerden hem Hazar Hanı’na, hem de Batı Gök Türk Kağanı’na da birer mektup göndermiş olmalıdır. Bu konuyu araştırıp gün yüzüne çıkarma sorumluluğu ise tarihçilere düşmektedir.

Biz, bu konuyu ayrıntılı olarak ele aldığımız ve 06.05.2013 tarihinde yayınlamış olduğumuz “Hz. Peygamber’in Türk Hakanı’na Yazdığı Mektup Nerede?” başlıklı yazımızda da bu hususu dile getirmiş ve şöyle demiştik:

“Özetle; İslam’ın ilk devirlerinden, hatta İslam öncesi devirlerden beri Arabistan yarımadasında yaşayan insanlar, Türkler hakkında belli bir bilgiye, düşünceye ve kanaate sahiplerdi. Böyle bir kültür dairesinde yetişen Hz. Peygamber de Türkler hakkında oldukça yeterli bir bilgiye sahip bulunuyordu. Esasen temel görevi hak dinini tebliğ ve yaymak olan bir insanın, diğer milletler hakkında bilgi edinmemesi ve bilgi toplamaması akla ve mantığa da aykırıdır.

Öte yandan Hz. Peygamberin, sağlığında Arap yarım adasında bulunan bazı kabile reisleri ile Habeş Necaşisi Eshame (veya Asame) ve Mısır Hükümdarı Mukavkıs’ın yanı sıra Türklerin sürekli mücadele ve siyasi rekabet içinde bulundukları Bizans’ın o dönemdeki İmparatoru Herakleos’a ve İran Kisrası’na da mektup ve elçiler gönderdiği bilinmektedir. Hal böyle iken Hz. Peygamberin, mektup ve elçiler göndererek İslâm’a davet ettiği bu iki süper güçle aynı anda mücadele etmekte olan kendi çağdaşı durumundaki Batı Göktürk Devleti’ne karşı kayıtsız kalması akla uygun mudur? En azından bizim kanaatimize göre; asla uygun değildir.

Hz. Peygamber’in söz konusu mektupları M.628 yılı civarında gönderdiği kabul edilmektedir. O dönemde Batı Göktürkleri’nin başında Tardu’nun küçük torunu Tong Yabgu Kağan vardır ve devlet oldukça güçlüdür. Onun 628 yılındaki vefatıyla Göktürkler parçalanıp zayıflamaya başlamışlardır ama bu arada Türgişler ve Karluklar güçlenmeye başlamışlardır. Dolayısıyla; Bahreyn Emiri Münzir b. Sava, Gassani Emiri Hâris b. Ebû Şimr ve Yemâme Hâkimi Hevze b. Ali Hanefî gibi sıradan kabile reislerine bile benzer mektuplar gönderen Hz. Peygamber’in, o dönemde bile hâlâ siyasi bir güç olarak M.659 yılına kadar bağımsızlığını koruyan üstelik de I.Hüsrev Perviz yönetimindeki Sasaniler’in sınır komşusu olan Batı Gök Türkleri’ni ve onun yerini almakta olan Türgişleri ve Karlukları görmezden gelmesi düşünülemez!

Bizim tahminimiz ve hatta kanaatimiz, Hz. Peygamberin kendi çağdaşı olan Batı Göktürk Devleti ve onun yerini almakta olan Türgiş ve Karluklar hakkında bilgi sahibi olduğu, hatta diğer hükümdar ve imparatorlar gibi en azından Batı Göktürk Hakanı’na da bu kabil bir elçi veya mektup gönderdiği yönündedir.”(5)

II. Hüsrev Perviz ve Hz. Peygamber’in Mektubu

Hz. Peygamber’in mektup gönderdiği diğer hükümdarlar bu mektupları hoşgörü ile karşılayıp en azından iyi niyetlerini bildirdikleri halde, İran Kisrası II. Hüsrev Perviz, olaydan hoşnut kalmamış, Peygamber elçisini aşağıladığı gibi, kendisine sunulan mektubu yırtıp yere atarak hakaret etmiştir. İlginçtir; II. Hüsrev Perviz, aynı sene içinde olmak üzere bu hadiseden kısa bir süre sonra ölmüştür.

Konuya ilişkin bilgi aktaran bazı yazarlar, işin içinde bir miktar vahiy, mûcize ve duânın (bedduânın) gücü olduğunu ima ile şöyle derler:

“Sâsânî Hükümdarı II. Hüsrev Pervîz’e Hz. Peygamber’in İslam’a davet mektubu Abdullah b. Huzâfe tarafından götürüldü. Adının Muhammed isminden sonra yazılmış olmasına kızan Kisrâ mektubu yırttı ve San‘a’daki valisi Bâzân’dan Hz. Muhammed (s.a.v) hakkında bilgi istedi. Mektubunun yırtıldığını öğrenen Rasûlullah üzülmüş ve bu edep dışı davranışından dolayı kisrânın cezalandırılmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz etmiştir. Aradan fazla bir zaman geçmeden Yemen valisi Bâzân iki adamını Medine’ye gönderdi. Hz. Peygamber, Hüsrev Pervîz’in, oğlu tarafından öldürüldüğünü vahiy yoluyla öğrenip elçilere bildirdi ve Bâzân’a Müslüman olduğu takdirde valilik görevinde bırakılacağını iletmelerini istedi. Bunun üzerine Bâzân ile birlikte Yemen halkı da Müslüman oldu. Böylece Yemen’in ilk Müslüman valisi Bâzân ile İslamiyet bu bölgede yayılmaya başladı; birçok Arap kabilesi değişik zamanlarda çeşitli heyetler göndererek İslamiyet’i benimsediklerini bildirdi.”(6)
II.Hüsrev Perviz’in ölümü/öldürülmesi, o zamana tesadüf eden sıradan bir saray darbesi midir, yoksa Hz. Peygamber adına hareket eden bazı adamların (casusların) Perviz’in oğlu üzerinde babasına karşı darbe yapması konusunda yaptıkları bir kışkırtma veya satın alma hareketinin sonucunda meydana gelmiş bir olay mıdır ya da bazı kaynakların dediği gibi Allah’ın inayetiyle peygamber adına Azrail tarafından ve Perviz’in oğlu eliyle alınmış bir intikam mıdır şimdilik bilmiyoruz!

Peki Kimdir Bu II. Hüsrev Perviz?

II. Hüsrev Perviz, Kisra IV. Hürmüz’ün oğlu, kaynaklarda Ânuşirvân ve Nûşirevân olarak da bilinen Kisra I.Hüsrev’in torunudur. I. Hüsrev, her ne kadar şiirlere konu olacak ve rivayete göre; Hz. Peygamber’in hadislerine yansıyacak ve adaletiyle meşhur hükümdarlara örnek gösterilecek biçimde adaletli devlet yönetimiyle ün yapmış ise, torunu II. Hüsrev Perviz de Hz. Peygamber’in mektubunu parçalayıp hakaret etmesiyle ün yapmıştır.

Şair Hayalî, Kanuni Sultan Süleyman’ı övdüğü bir şiirinde onu Ânuşirvân ile eş değer tutarak şöyle demiştir:

Neseble nâşır-ı şer’ü haseble hâmi-i sünnet
Adilde reşk-i Nuşirvan sahada gayreti hâtem şükrî
Hazret-i Sultan Süleymân-ı selimül-kalb kim
Hırmeninde adlinün Nûşirevân’dur hûşe-çin

Kemalpaşa-zâde ise Yavuz Sultan Selim’i övdüğü bir beytinde adil olma konusunda onun Ânuşirvân’ı bile geçtiğini söyler ve şöyle der:

“Nâmı Nûşirevân-ı unutdurdı adl ü dâd ile
Şimdi ağızlarda adı dâdıdur Nûşirevân”

Konuya ilişkin yazısında yukarıdaki beyitleri aktaran tarih profesörü Ahmet Şimşirgil, Hz. Peygamber’in Ânuşirvân konusunda söylenmiş hadisi bulunduğunu ifade ile şöyle demektedir:

“Ancak hakkında bir söz var ki kıymeti cihan değer… Nûşirevân şayet hayatta olsaydı da bu cümle¬yi işitseydi sevinci doğudan batıya herkesçe işitilirdi. İki cihan serveri Resulullah efendimiz: ‘Ben âdil sultan zamanında dünyaya gel¬dim’ buyurarak onun adaletini öv¬müştür. Peygamber efendimizin övgüsüne mazhar olan hiç unutu¬lur mu?”(7)

Kaynaklarda, Batı Gök Türklerinin Yabgusu olan İstemi’nin, Taberi ve Mesudi gibi İslami kaynaklarda ismi “Fakim” olarak geçen kızını, Sasani Hükümdarı Ânuşirvân’a vererek Sasanilerle ittifak kurduğundan, Fakim’in Sasani İmparatoricesi olduğundan ve İstemi Yabgu’nun Ânuşirvân’la işbirliği yaparak Akhun (Eftalit) devletini yıkmak suretiyle bu devletin topraklarının Batı Göktürkleri ile Sasaniler arasında Ceyhun Nehri sınır olmak üzere pay edildiğinden bahsedilmektedir.(8)

Hz. Peygamber’in İslam’a davet mektubunu parçalayan II.Hüsrev Perviz, İstemi Han’ın, I.Perviz’le, yani meşhur Ânuşirvân’la evlendirdiği kızı Fakim’in torunudur. Yani İstemi Yapgu’nun kızından dolayı torunu olan ve fiziki yapısı itibarıyla dayıları olan Türklere benzediği için “Türkoğlu” anlamında “Türkzâde” denilen IV. Hürmüz’ün oğludur (9).

Öte yandan Ânuşirvân’ın, Gök Türk elçilerini hile ile öldürttüğüne ve Göktürk Devleti’ni gelirden mahrum bırakmak için İpek Yolu’nu büsbütün kapattığına (10) bakılırsa, öyle şiirlere ve (muhtemelen uydurma) hadislere konu olacak derecede âdil bir hükümdar olmadığı da açıktır.

Ancak ne var ki; Ahmet Şimşirgil’in yazısında da bulunan şu kabil bilgiler, nedense İslam toplumlarında Sasani Kisrası I.Hüsrev’e, yani bilinen namıyla Ânuşirvan’a saygı duyulmasına sebep olmuştur:

“Hazreti Ömer, Sasanî devletini yıkıp İran’ın fethini tamamladığında Nûşirevân’ın üç kızı da esirler arasında bulunuyordu. Bun¬lara da diğer esirler gibi muamele yapılmak istenince Hazreti Ali, ‘Resûlullahın esir olan sultanlara ve çocuklarına ayrı mua¬mele yapılmasına dair Hadis-i Şerifi var’ deyince Hazreti Ömer bu kızları Sevde vali¬demizin emrine verdi. Bir müddet sonra bunların üçü de kendi istekleriyle Müslü¬man oldular. Bunlardan Şehr-i Bânu Gazele Hazreti Ali’nin oğlu Hazreti Hüseyin’le evlendi. Birisini Hazreti Ömer’in oğlu Hazreti Abdul¬lah diğerini de Hazreti Ebubekir’in oğlu Hazreti Muhammed nikah edindi. Hazreti Hüseyin ile Şehr-i Bânu Gaze-le’nin evliliğinden Zeynelabidin hazretleri dünyaya geldi. Şehr-i Bânu’nun annesi olan Nûşirevân’ın hanımı ise Göktürk hakanının kızı idi. Böylece Türkler ve Acemler seyyidlerin akrabaları olmuşlardır.”(11)

23.11.2017

________
1-Doç.Dr. Casim Avcı, “İslam’a Davet Mektupları” başlıklı yazısı,
2-Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Kök Tengri’nin Çocukları (Asya Bozkırlarında İslam Öncesi Türk Tarihi), 11. Basım, Bilge Kültür-Sanat Yayınları, İstanbul, 2017, s, 148.
3-Age, s, 151-152.
4- Casim Avcı, agm.
5-Daha geniş bilgi için bk. ” Hz. Peygamber’in Türk Hakanı’na Yazdığı Mektup Nerede?” başlıklı yazımız. https://www.turkishnews.com/tr/content/2013/05/06/hz-peygamberin-turk-hakanina-yazdigi-mektup-nerede/
6- Casim Avcı, agm. Karşılaştırma için bk.
7-bkz. Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, “Nuşirevan” başlıklı makalesi,
8- Ahmet Taşağıl, age, s, 135-136.
9- Age, s, 148.
10- Age, s, 136.
11-Ahmet Şimşirgil, agm.

Malum; Hz. Peygamber, çevre hükümdarlara "İslam'a Davet" mektupları göndermiştir. Bu hükümdarlar arasında; Bizans İmparatoru Heraklius, Mısır Kralı Mukavkıs, Habeş Necaşisi Eshame ve İran Kisrası II. Hüsrev Perviz de vardır. Bize kalırsa; Hz. Peygamber, en azından o dönemin Batı Göktürk Kağanı'na da böyle bir mektup göndermiş olmalıdır. Ancak nedense tarihçilerimiz bu konu üzerinde fazla durmazlar. - mektup

Yorumlar

  1. vasilas avatarı
    vasilas

    türkler ve daha nicesi işgalciler yüzünden iran tarihten buyana mahvoldu lanet türkler kürtler zazalar azeriler daha nicesi dünya eski uygarlıkları dünya ülkeleri yüzünden iran afkrika kıtası ülkeleri afganistan ırak yeryüzünden kuruluşlarından buyana mahvoldular bu islam ülkeleri üstelik en çok alçak türkler kürtlerin işgal sömürü medeniyetleri islamın yayılmasını ilerlemesine en çok engel olan yüzsüz lanet kavimlerdir olmaz olası ilamda tek medeniyetlerdir

  2. valery avatarı
    valery

    tarihten buyana iranı en çok mahveden alçak türklerdir aslında iran milleti diye bir millet yok çünkü iran milleti en az 30 çeşit kavimlerden oluşur çünkü 3 kıtanın birleşimi kesişimi noktasıdır elamlardan halen iranı yöneten azeri türk domuz mollaları rejimi iranı tarihten buyana 4.500 yıldır iranı halan türkler mahvediyor alçaklarca sasani türk kralı alçağı yüzünden zerdüştlerin ateeş tapınakları yüzünden her gelen dünya eski medeniyetleri işgalcilerinin irana lanet izm inançları dinleri koymasıyla işte örnek mitraizm zervanizm maniheizm daha nicesi bilinen bilinmeyen eski izm inançlarını irana getiren diğer alçak dünya işgalci medeniyetleridir mesela alçak türkler şamanizm ve diğer izm inançlarını kurmuştur med imparatorluğunu iranda alçak kürtler kurmuştur işgalci medeniyet olarak part imparatorluğunu yine alçak türkler kurmuştur ama soykırımlarından dolayı söylemeleri işine gelmez cumhurbaşkanlığı forsunda yoktur ayrıca perslerde ahamnişlerde irana işgalci medeniyet olarak gelen alçaklardır yani persler ahamenişler pasargad imparatorluğu selevkos büyük iskender işgallleri iranı alçaklarca tarihten buyana din mezhepler yönünden dönüştüren işgalci medeniyetlerdir persleri ahamenişleri ruslar slav ve rum ülkeleri latin ülkeleri yunan bizans roma mu atlantis lemurya kıtalarından gelen kavimler kurmuşlardır bir başka kesin bilgiye görede rusyanın perm bölgesinde persler kurulmuştur yani persler ahamenişler irana gelmeden önce zaten var olan alçak işgalci medeniyetti iranı merkez olarak seçmelerinin sebebi 3 kıtanın kesişen merkez nokta olmasıydı alçak türkler iranı tarihten buyana en çok mahveden alçaklardır yani sonuç itibariyla iran asla bir millet medeniyet değildir iranı medeniyet millet yapanlar dışardan yerleşik uzun işgal egemenliği iranda süregelen medeniyeetler kavimlerdir ama asla iran ne medeniyettir nede millettir nede kendilerine özgü dilleri vardır hepsi dışardan gelen işgalci medeniyetlerin kendi dillerini kendi dinlerini kendi bemliklerini irana empoze eden zalimlerddir bugün halen iranın yüzde 53 türktür halen çoğunluğu azeri türkü olan ve diğer farklı ırklarda 45milyona yakıntürk var moğolistandan macaristana kadar 10 tane fazla türk ülkeleri olduğu halde türkler nüfus yönetim olarak iranın her kurumunu ordusunu herşeyini ele geçirmiş durumda iranın öz yerli halkları milletleri asla kendine ait ırkı yoktur hep dışardan toplama kavimler ırklardır özellikle türk ülkelerinden gelen lanett türklerdir baktriya imparatorluğunu irana getirende işgalcilerdir tarihten buyana iranı işgal etmeyen medeniyet ülke kıtalar kavimler kalmamıştır tarihten iranı işgal etmeyen hiçbir eski dünya medeniyetleri dünya ülkeleri kalmamıştır hepsi alçaklarca iranın üzerine çullanmıştır aynısı tarihten buyana afrikayı mahvetmeyen kıta ülkeler kavimler kalmamıştır alçak türk kürt medeniyetleri eski dünya medeniyetleri dünya ülkeleri tarihten buyana afrikayı alçaklarca mahvetmiş evrensel tüm bilinen bilinmeyen alemlere gelen 18.000 veya bir başka sahih hadise göre ise 360.000 alemlere gelen evrensel islamın yayılmasına en çok bu islam görünümlü şeytan kavimleri evrensel islamın dünyaya anlatımasına öğretilmesine alçaklarca engel olmuşlardır halbuki afrika ve hindistan tüm insanlığın atasıdır afrika ilk insanlığın başlangıç noktasıdır islam evrenseldir islam tüm dünyaya gelmiştir ama islam gibi görünen vahşi türklerin sınırsız sayısız islamda tek medeniyet sahibi olan türk medeniyetleri türk ülkeleri tarafından islamın dünyaya tebliğ irşat edilmesine alçaklarca türkler engel olmuşlardır bugün afrika kıtasında özellikle batı doğu orta ve sahra altı afrikada bir tane islami medeniyet yoksa işte bu alçak türk kürt sınırsız sayısız islamda en çok öz kendisinin kurduğu medeniyetler olan türkler engel olmuştur ve afrikada hiçbir islami devlet kurmamıştır ondan sonrada afrikayı hiç yoktan kötüleyip vahşi diyorlar halbuki afrika köle olarak işgalci abd kanada brezilya atlantik işgalci ülkelerine avrupaya okyanusya ülkelerine karayiplere yani hint siyahi ülkelere götürülmesebu kıtaların ismi bile bilinmez bu kıtalardaki ülkeler hiç gelişmez ilerlemezdi yani en çok şey tarihten buyana türklerin sınırsız sayısız medeniyetleri türk ülkeleri ve atlantik işgalci ülkeleri avrupa balkan iskandinav işgalci ülkeleri rusya çin yüzünden bunların tarihin yüz karaları işgalci sömürücü insanlıktan nasibi olmayan vahşi saldırgan tehlikeli köpeklerdir afrika kıtasını tarihten buyana sömüren tarihten buyana afrikaya kurulduğundan buyana yeryüzünden buyana afrikaya hindistana irana afganistana karayiplere yani siyahi hint ülkeleri kurulduğundan buyana hayır bereket kendilerine göstermeyen atlantik işgalci ülkeleri brezilya abd kanada meksika arjantin nato rusya çin insanlığın utanmaz yüzü kızarmazdır zalimlerin daniskalarıdır karayipler yani siyahi hint ülkelerini sömüren fakirleştiren onları kendi çarresizliğine gömen çamur yemelerini sağlayan alçak batı atlantikantarktika işgalci ülkeleri zalimleri ve domuz allah tarafından lanetlenen israildir alemlerin tek yaratıcısı olan tek allah mazlum karayip hint ülkelerine afrikaya diğer dünya mazlum ülkelerine yapılanları zalim işgalci bozguncu yağmacı sömürücü darbeci iç savaşlar yeryüzünden terör örgütleri kuran atlantik ülkeleri işgalcilerinden rusyadan çinden yüzü kızarmayan avrupadan allah bırakırmı mazlumların ahı zalimleri tutmazmı rabbimden dilerim afrikaya yeryüzünen kuruluşundan buyan hayır göstermeyen zalimleri rabbimin esmaül hüsna kahhar ismi hürmetine havale ediyorum rabbim bu dünyaya her ümmette kıtaya kutuplara buzullara alemlere ülkelere gelen ebu zerden hadisine göre 124.000 veya 224.000 peygamberin elçilerin resullerin hürmetine rabbim zalimleri en ağır bildiği şekilde yapsın inşallah amin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir