NECDET BULUZ
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani, Türkiye’ye ilişkin açıklamalarda bulundu. Daha önce de Peşmergebaşı Barzani açıklamalarda bulunmuş ve “Türkiye ile hiçbir sorunumuz yoktur. 25 yıl boyunca da Türkiye’ye tehdit olmadık. Bizim sorunumuz Merkezi Irak hükümeti iledir” demişti.
Şimdi Neçirvan Barzani’nin sözlerinden satır başları:
“Habur Sınır Kapısı’nın kapatılması kimsenin çıkarına değil, her iki tarafta yaşayan halk zarar eder”
“Petrol boru vanası Türkiye’nin elindedir. Ama Türkiye ile imzalanan bir anlaşmamız var. Tam tersine biz doğalgaz borusu döşeme çalışması içindeyiz”
“Türkiye ile olan ilişkimiz eskiye dayalıdır ve devam edecektir. Kesinlikle sınırları değiştirmeyeceğiz. Sınırlar olduğu gibi kalacaktır. Türkiye ile diyalogu geliştirmek istiyoruz”
“Bağdat ile diyalog yöntemleriyle çözüm istiyoruz. Türkiye bizim dışarıya açılan kapımızdır. Bölge için istikrar faktörü olacağız”
“Tatbikatın sınırlarımızın içine getirileceğine inanmıyorum. Ancak bu tarafa geçmeyi düşünürse kesinlikle buna karşı tavrımız olacaktır. Ancak böyle bir şey olacağını beklemiyor ve zannetmiyorum.”
Şimdi bizim için önemli olan konuya geçelim:
Bu satırlar yazılıncaya kadar Habur Gümrük Kapısı kapatılmadı.
Petrol vanaları açık.
Peşmergebaşı Barzani’nin iddia edilen Türkiye’deki yatırımları ve çıkarlarına dokunulmadı.
Sadece Erbil’e uçan uçakların artık kalkmayacağı açıklandı. Bir de “Barzani artık Türkiye’ye gelmesin” denildi.
Bizi yönetenler ticaret ve para akışı konusunda yaptıkları açıklamalarla kafa karıştırıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları ile çelişen bazı açıklamalar da var. Bu kargaşa ve açıklamaların Barzani’nin elini güçlendirdiğini söyleyenler de bulunuyor.
Şimdi biz şu soruya yanıt arıyoruz:
Bizim için beka sorunu mu önemli, yoksa Barzani ile yapılan alış-verşilerde elimize geçen para mı?
MHP Genel Başkanı Bahçeli de Kuzey Irak’taki tehlikeye dikkat çekiyor. Yaptığı açıklamalarda “Bundan böyle namlunun uçunda Türkiye vardır” diyor. Biz, konumuz içinde çok önemli bir tutacağı inancı ile Bahçeli’nin bu konudaki açıklamalarından bir demet sunuyoruz:
“Barzani ve çetesinin referandum kanalıyla bağımsızlık yolunda attıkları kirli ve karanlık adım felaket ve sıcak çatışma ihtimalini fazlasıyla gün yüzüne çıkarmıştır. Bundan sonra hiçbir şey 25 Eylül öncesi gibi olamayacaktır. Tartışmalı alanlar da dâhil olmak üzere, Irak topraklarının yüzde 34’ünü ambargo altına alan ve dört ayaklı Kürdistan için bahane ve basamak görülen 25 Eylül komplosu Türkiye’nin milli güvenliğine de büyük bir tehdit, hatta darbedir. Barzani ısrarla ateşle oynamış, elbette yanmayı da göze almıştır. Tek taraflı, hukuksuz, gayri meşru ve yok hükmünde olan 25 Eylül korsan referandumunun vahim sonuçları pek yakında görülecektir. Bu değerlendirme bir vehmin ürünü değildir. Irak’ın Kuzeyinde ilan edilecek bağımsız terör devlet yapılanması ülkemiz ve bölgemizin dengelerini tamamen bozma riski taşımaktadır. Çelişkili açıklamalar Barzani’nin değirmenine su taşıyor. İsrail dışında hemen hemen tüm ülkelerin karşı çıktığı referandumun düşük katılım ve şaibeli bir şekilde gerçekleşmiş olması vahşi bir kurguya, vandal bir emele işaret etmektedir. Irak’ın Kuzeyinde küresel güçler tavşana kaç, tazıya tut politikası izlemiştir. Göstermelik, sanal ve sahte diklenmeler doğal olarak bir işe yaramamış, Barzani’yi durduramamıştır. Halbuki komşumuz Irak’ın bölünüp parçalanmasına yol açacak 25 Eylül hıyaneti Türkiye’nin bekasını, bin yıllık kardeşlik hukukunu olumsuz yönde etkileyecektir. Üstelik jeopolitik riskler önü alınamaz seviyelere ulaşmıştır. Nitekim Barzani referandumuna en çok sevinen, emsal ve umut olarak kabullenen PKK’lı ve bölücü hainler olmuştur. Evet kampanyası yürütülürken Türkiye’yi bölünmüş haritalar eşliğinde gösteren, şer ve şirret propagandayı bu şekilde ilerleten peşmerge çürümüşlüğünün ve yanında saf tutanların önümüzdeki hedefi çok açıktır. Kısaca ifade etmek gerekirse, bundan böyle namlunun ucunda Türkiye vardır.”
Daha çok konuşma ve açıklamaların dışında iyice küstahlaşan Barzani’yi durdurabilecek ve geri adım atmasını sağlayabilecek çok daha kararlı ve ciddi adımların atılması gerektiği görüşündeyiz. Daha önceki yazılarımızda da dikkat edilecek olursa “Yapılması gereken ne varsa mutlaka yapılmalıdır” demiştik.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın