Katar meselesi konusunda yazıp çizenlerin büyük bir çoğunluğu olayın ne olduğundan ya habersiz yada gerçekleri pek anlatmak istemiyorlar. Aslında yaşananlar çok karmaşık değildir ve neler olduğunu anlamak için yaldızlı üniversitelerden diplomalar biriktirmenin gereği yoktur doğru anlatılırsa ilkokul mezunu birisi bile olayı rahatlıkla anlayabilir. Halkımızın büyük kısmı da aslında olanların farkındadır.
Olay şudur
1) Petrol ve Doğalgaza ısınmak, ulaşım ve plastik çer çöp üretimi için Batının gereksinimi vardır. Elektrik, Güneş, Rüzgar ve Nükleer enerji gibi alternatifler ya yetersizdir ya da çok tehlikelidir. Üstelik petrol işi çok da karlıdır ve kimsenin de bol kese güneş enerjisini insanlara ücretsiz dağıtmak gibi bir niyeti yoktur.
2) Petrol ve Doğalgazın bulunduğu yerler genelde Asya ve Afrikadadır. Bu toprakların üzerinde yaşayan insanların bulunduğu ülkeleri ele geçirip onlardan bu ürünleri bedavaya söküp almak daha önce denenmiştir ancak buraları tutmak için gereken harcamaların astarı yüzünden pahalıya gelmiştir. Bu sebeple buralardaki insanların kendi ülkelerini yönetmesi ve petrolle doğalgazlarını satması çok daha ucuza patlar.
3) Zengin Petrol ve Doğalgaz rezervlerinin üstünde oturan ülkelerin mümkünse küçük ve az nüfuslu olması gerekir ki kazandıkları parayla gelişip üstüne bir de modern ordular kurarak Batının başına bela olmasınlar. Küçük ülkeler aldıkları trilyonlarca dolar parayı zaten harcayacak yer bulamazlar. Yöneticileri ultra lüks içinde yaşayıp birde ülkelerindeki olası isyanları bastıracak ölçüde minik ordular beslerlerse bu onlar için yeterlidir. Bu ülkelere verilen görev Batıdan aldıkları parayı gene Batıya iade etmek için türlü bahanelerle para harcamaktır. Çölün ortasında stadyum kurmaktan tutun altın kaplamalı Ferrariler alıp bir kaç sene sonra sokağa çürümeye bırakmalarının sebebi budur.
O paranın harcanması ve Batıya geri dönmesi lazımdır.
4) Hem petrolü hemde doğalgazı olupta tehlike yaratabilecek kadar büyüklüğe sahip Irak ve Libya parçalara bölünmüştür. Petrol ve Doğalgazın yolu üzerinde duran Suriye de ufaltılarak devreden çıkmıştır. Diğer Arap şeyhlikleri zaten ufacıktır ve en büyükleri Suudi Arabistan’ın çoğunluğu çöl ve nüfusu azdır. Sırada ufaltılması gereken bir tek İran kalmıştır ve Katar bahane edilerek yakın zamanda üstüne gidilecektir. Katarda laf dinlemediği için şu aralar bir kaç şamar yemektedir.
5) Türkiye de ne yazık ki bu enerji yolları üzerindedir ve o da bölünüp ufaltılmak istenen ülkeler arasındadır. Ülkemizde yıllardır bitmeyen PKK-Ergenekon-FETÖ-İŞİD-Laiklik-İslamcılık gibi tonlarca tartışmanın sebebi budur. Türlü Algı Operasyonlarıyla Türkiyeyi mümkün olduğunca birbirine düşman ve bölünmeye hazır hale getirmek istemektedirler. Rusya’nın kendisini şimdilik bu işlerden kurtarmasının sebebi Putin ve elindeki nükleer silahlardır ancak Putin sonrası Rusya’nın da bölünüp parçalanma işleri Putin sonrası dönemde kaldığı yerden devam edecektir.
6) Türkiye’de bir çok kesim bu basit denklemi göremediği için saçma sapan bir şekilde “Hükümet bizi Batıdan uzaklaştırıyor” falan diye bağırmaktadırlar. Bu arkadaşlara Batı dediğiniz odağın (ki içinde İsrail de) vardır tek derdinin Türkiyeyi en az üç parçaya bölmek olduğunu anlatmak hala mümkün olmamıştır.
7) Devletimiz bu satranç hamlelerini görmüş ve 15 Temmuzda bu işin şakasının olmadığını anlamıştır. Rusya-İran-Türkiye ittifakı birbirimizi çok sevdiğimiz için değil üstüne gelen kanlı silindirin amacının ne olduğunu anlamış ve buna karşı ancak bir araya gelerek mücadele edebileceğini kabul etmiş üç ülkenin zorunlu beraberliğidir. Çünkü tek yakalanırsa hiç bir ülkenin bu odaklar karşısında çok fazla şansı yoktur.
Sonuç olarak saçma sapan günlük siyasi çekişmeler ve bir türlü bitmeyen “yaşam tarzı” kavgalarımızı bırakarak üstümüze gelen bu silindiri görmemiz lazımdır. Şu anda dünyada ve ülkemizde ardı ardına devreye sokulan Algı Yönetimi saldırılarının temelinde bu tehlikeli satranç bulunmaktadır.
Örneğin bu gün gazetelerden birinde gördüğüm “özel” haberde 15 Temmuzda sokaklara inen insanların “çakma” ve “sahte” olduklarının “bilinçaltı” olarak ima edilmesi hiç de boşuna yapılmış bir hamle değildir. Algı Yönetimi insanlara “havaya bak” demez,”Gökyüzünde kaçırmaman gereken harika bir görüntü var” diyerek insanları havaya baktırır. Ülkemizde “haber” diye verilen bir çok “çalışma”nın amacı “haber vermek” değil. İnsanları belli duygu durumlarına sokmaktır.
Zihninizi açtığınız şeylere çok dikkat edin.
Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru
www.serdarkuru.com
Bir yanıt yazın