1.. Aşağıda belirtilen web siteleri, Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen’ in İncirlik’ teki Alman birliklerinin çekilmesini hükümetinin kabul ettiğini bildiriyor…. von der Leyen : “ Türkiye’ nin halen Alman MV’ lerinin İncirlik’ teki birliklerimizi ziyaretlerine izin vermediği için, oradaki birliklerimizi Ürdün’ e yerleştirmeye karar verdik” dedi….
- Tert.am ve Armenianweekly.com, ABD Parlamentosu Ermeni Grubu üyelerinin Ermenistan’ a yardımda kesinti yapmaya yönelik Trump yönetimi önerisinde değişiklik yapılmasını araştırıyorlar….Daha önceki mesajlarımızda da belirttiğimiz gibi, Trump Yönetimi Ermenistan’ a dış yardım konusunda % 67 ‘ lik bir indirimle 2016 yılındaki 20. 4 milyonluk yardımı 6.8 milyon dolara düşürmeyi önermişti…
- Tert.am’ de yer alan habere göre Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Katar’ ı destekleyenleri hapis cezası ile tehdit etti…Bir grup devlet, terör örgütlerine finans desteği sağlamakla suçladıkları Katar ile ilişkilerini kesmişlerdi. Çarşamba günü, BAE Katar vatandaşlarının ülkelerine girişlerini yasakladılar ve Katar’ a sempati besleyen kişileri de 15 yıla kadar hapis ile cezalandıracaklarını ilan ettiler…. ( Not ilginç bir tehdit !.. Bizimkiler şimdi demezler mi; “ Eyyy Katar, bizi tehdit edemezsin, yakında Türk askeri de orada olacak, dikkatli konuş!….,o.t.)
- News.am’ de yer alan haberin başlığı : “ Nalbandyan: Uluslar arası toplumun Bakü’yü dizginleme yönünde işlevsel adımlar atmasının zamanıdır.” Haberden özet : “ Uluslar arası toplum Bakü’nün provokatif politikasını dizginleme yönünde işlevsel adımlar atmalıdır. Bugün 7 Haziran’da Roma’da, Roma’ya akredite diplomatlar, uzmanlar ve medya mensuplarına Ermenistan’ın dış politikasına ilişkin yaptığı konuşmayla Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan Dağlık Karabağ sorununa ilişkin olarak şunları söyledi : “ 1921 yılında Josef Stalin’in tek başına verdiği kararla Dağlık Karabağ zorla Sovyet Azerbaycanı idari bünyesine otonom eyalet statüsüyle sokuldu, oysa Dağlık Karabağ sakinlerinin %90’ı Ermeniydi, asla bağımsız Azerbaycan’ın bir parçası olmamıştır….1988 yılında o zamanki büyesinin %75’ni oluşturan Dağlık Karabağ Ermenileri, kader tayinine yönelik barışçıl bir hareket başlattılar. 1991 yılında referandum aracılığıyla Artsakh bağımsızlığını ilan etti. 1999 yılında Avrupa Parlamentosu, özel bir tasarıyla Dağlık Karabağ’ın diğer eski Sovyet cumhuriyetlerinin olduğu gibi kendi bağımsızlığını ilan etmiş olduğunu teyit etti…..Son yıllarda müzakereler Dağlık Karabağ çatışması çözüm esas ilkeleri, AGİT Minsk Grubu eşbakanı ülkeler tarafından önerilen Madrid İlkeleri zemininde ilerlemektedir. Eşbaşkanı ülke liderleri, çözümün kuvvet ve kuvvet tehdidi uygulamama, toprak bütünlüğü, halkların hukuki eşitliği ve kader tayini hakkı üzerine kurulu olması gerektiği ana hatlarını içeren 5 duyuruda bulundular. Onlar aynı zamanda Dağlık Karabağ’ın ilerdeki hukuki statüsünün sakinlerinin bağlayıcı hukuki gücü olan serbest irade beyanı aracılığıyla karar verilmesi gerektiğini de duyurdular……Müzakerelerin alternatifi yoktur ve Ermenistan eşbaşkanlarla beraber, çatışmanın kesinlikle barışçı çözümüne yönelik çabalarını sürdürecektir.ʺ
- Ermeni Radyosu web sitesinde yer alan haberin başlığı : “ Dışişleri Bakanı Nalbandian tarafından Ermenistan dış politikası öncelikleri ve meydan okumaları – ilk elden gözden geçirme.” Haberde , Ermenistan DİB Edward Nalbandian’ ın İtalya’ da verdiği bir konferansın tam metni yer alıyor…. Nalbandian, konuşmasının başlangıç bölümünü Ermeni – İtalyan ilişkilerinin tarihçesine Kilikya Krallığı ile Genova ve diğer İtalyan şehir devletleri arasındaki ilişkilerden günümüz ilişkilerine sitayişle bahsederek getirmiş… Bakan, kısa kısa şu hususlsra da değinmiş; “ Bu sonbaharda Brüksel’ de yapılacak AB Doğu Ortaklık Zirvesini, AB ve Ermenistan arasında Kapsamlı ve Geliştirilmiş Ortaklık Anlaşmasını sabırsızlıkla ve İtalya’ nın yakın gelecekteki AGİT Başkanlığını da dört gözle bekliyoruz……Bilindiği gibi coğrafya politik kimliği şekillendirir….Komşularımızı dikkate aldığınızda, bu belirsiz tanım bölgesel çevremizin ne kadar karmaşık olduğunu anlaşılır… Ermenistan Rusya, İran ve Gürcistan ile iyi komşuluk ilişkileri içersinde olup Türkiye ile ilişkileri bulunmamaktadır..…Bu konuya soru cevap bölümünde değineceğim,şimdi daha ziyade Dağlık Karabağ konusuna girmek, Azerbaycan tarafından engellenmek istenen çözümü ile ilgili ihtimalleri tartışmak istiyorum….” Nalbandian, Dağlık Karabağ sorununun çözümünde AGİT politikasını benimsediklerini ve barışçı çözümden yana olduklarını belirtiyor…Önümüzdeki yıl, BM Soykırımı Sözleşmesinin 70 inci yılı olacağına işaret ederek Ermeni <sözde> soykırımını da gündeme getiriyor…..<Sözde> soykırımdan geçirilmiş bir ulus olarak, insanlığa karşı suçların önlenmesinde uluslar arası çalışmalara katkıda bulunmanın manevi borçları olduğunu belirtiyor…..
- Armenpress’ te yer alan habere göre, İran etütleri uzmanı Gohar Iskandaryan, bir basın toplantısında İran ile Türkiye arasındaki ilişkilerin şu sıralardaki normalleşmesinin Dağlık Karabağ konusunda herhangi bir etkisi yoktur dedi….
- Massispost.com, Azerbaycan’ ın Ermenistan karşıtı girişiminin BM’ de başarısızlığa uğradığını bildiriyor. Haberde iddia edildiğine göre, Azerbaycan, Ermenistan İnsan Hakları Savunucusu ( Ombudsman) Arman Tatoyan’ ın faaliyetlerini aylardır engellemeye çalışıyordu…. Açıkça, Azerbaycan, Tatoyan’ ın Dağlık Karabağ sorunu konusunda uluslar arası tartışmalardaki aktif çalışmalarını arzu etmiyordu… Bu nedenle, BM’ den Tatoyan’ ın faaliyetlerini kısıtlamasını ve en üst düzey olan A statüsünün düşürülmesini istiyordu….BM, Azerbaycan’ ın talebini kabul etmedi, Ermeni Ombudsman’ ın çalışmalarından memnun olduğunu bildirdi…
- Panarmenian.net’ te yer alan habere göre, Mesud Barzani, 7 Haziran günü twiter üzerinden Irak Otonom Kürt yönetiminin bağımsızlık referandumunu 25 Eylül’ de yapmaya karar verdiğini açıkladı….Kürt Yönetiminin Iraktan ayrılıp ayrılmayacağı da referandum sonucuna göre kararlaştırılacak….( Not: Söz konusu bu mutasavver devletin bayrağını da uluslar arası platformda ilk defa biz çekmiş olacağız. Ne diyelim, Eyyy Barzani, desek de artık çok geç…,o.t.)
- Armenianweekly.com’ da ve Asbarez.com’ da yer alan habere göre, Türk Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu, 16 Mayıs’ ta Erdoğan’ ın korumalarının neden olduğu iddia edilen çatışma ile ilgili olarak ABD Temsilciler Meclisi’ nin aldığı kararı tenkit etti…. Sözcü; “ ABD Yasama organlarının konuyu çarpıtmak ve politize etmek üzere attığı adımlar yapıcı değildir…Önerge , ABD ile Türkiye arasındaki ittifak ortaklığı ruhuna da aykırıdır…” dedi….
- Armenianweekly.com’ da yer alan habere göre , Söz Filmi , 5 Haziran günü Kanada Parlamentosunda özel olarak gösterildi…. Özel akşam, Kanada – Ermeni Parlamenter Dostluk Grubu ve Kanada Ermeni Ulusal Komitesi tarafından müştereken düzenlendi…
- Agos Gazetesinde yer alan haberin başlığı ; “ İki emeklilik fonuna Türkiye yasağı.” Haberden bazı alıntılar ; “ Hürriyet gazetesinde 2 Haziran’da ‘California’da Ermenileri sevindiren karar’ başlıklı bir haber yayınlandı……..Geçen hafta California Eyalet Meclisi Genel Kurulu , ABD’nin en büyük iki emeklilik fonuna Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından kontrol edilen menkul değerlere ve varlıklara yatırım yasağı getiren kanun taslağını oybirliğiyle onayladı. Kanun tasarısı Eyalet Senatosu’nda görüşülüp kabul edilirse, Eyalet Valisi Jerry Brown’ın imzasıyla yürürlüğe girecek…….. AB 1597’ adını taşıyan yasa tasarısının yatırım yasağı getirdiği kurumlar, California Kamu Çalışanları Emeklilik Fonu (CAL PERS) ve California Öğretmenleri Emeklilik Fonu (CAL STRS). 2017 itibariyle CAL PERS 325 milyar doların, CAL STRS ise 206 milyar doların üzerinde devasa bir toplam yatırım varlığına sahip. ABD’nin en büyük iki fonu olan CAL PERS ve CAL STRS, dünyada da ilk 10’a giren, çok önemli ve güçlü iki fon özelliği taşıyorlar. Halen bu iki fonun Türkiye’ye yönelik yatırımları sadece 500 milyon dolar civarında ve bunun çoğunluğunu da devlet tahvilleri oluşturuyor. Bu çok önemli bir rakam gibi görünmese de bu yasak ileriye dönük olduğu için, Türkiye’ye yönelik gelecekteki yatırımları etkileyecek. Bugüne kadar Türkiye’de konuyla ilgili çıkan haberler, bu yasağın halen mevcut olan yatırımları da kapsadığını söyleseler de bu gerçeği yansıtmıyor. …….Yasak kararı, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, hükümet kontrolünde olan herhangi bir varlığa ekleme, yenileme veya yeni bir yatırım yapılmasını kapsıyor…..Halen yatırım yapılmış Türkiye’deki varlıkların tasfiyesi ise şayet ABD (Washinton yönetimi) Türkiye’ye karşı yaptırımlar içeren bir yasayı kabul …….California Eyalet Senatosu’nda yasa tasarısı teklifi Cumhuriyetçi Parti Senatörü Scott Wilk tarafından sunulacak. Demokrat Partili Nazarian’ın hazırladığı teklifin Cumhuriyetçi Wilk tarafından Senato’da sunulacak olması, yasanın Demokrat ve Cumhuriyetçilerin ortak çabasıyla yasalaşacağını gösteriyor……… Sonuç olarak, Ankara gerilimi artırmak yerine daha sakin ve insan hak ve özgürlüklerine saygılı bir tutum geliştirmeyi tercih etmezse California Eyaleti’nin arkasından başka eyaletler ve en sonunda da ABD Kongresi gelebilir.” (Not : California Valisi Jerry Brown’ a bir mektup daha gönderelim. Aramızda bu konunun uzmanları var, bir nevi kampanya olacak bu girişime bayraktarlık yapacak üyelerimiz bekleniyor…., o. t.)
Bir yanıt yazın