Aslına bakılacak olursa Türkiye’nin asıl gündeminin işsizlik olduğunu söyleyebiliriz. Her geçen gün daha da artan işsizliğe çözüm bulunamadığı takdirde sosyal alanda sıkıntıların daha da aratabileceği görülüyor.
Yıllardır artan nüfus, istihdamı artıracak yatırımların olmaması, çoğu iş yerlerinin kapanması, turizmdeki durguluk, tarım alanlarının yok edilmesi, sayıları 4 milyona yaklaşan Suriyeli sığınmacının aramıza katılması zaten var olan işsiz sayısını daha da artırmış görünüyor. İşin en sıkıntılı tarafı da üniversiteli işsizlerin daha da artmasıdır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)’in son verilerine kısaca göz atalım:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Şubat ayına ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, Şubat’ta geçen yılın aynı dönemine göre 676 bin kişi artarak, 3 milyon 900 bin kişiye ulaştı.
Türkiye’de işsizlik oranı, Şubat’ta geçen yılın aynı ayına göre 1.7 puanlık artışla yüzde 12.6 seviyesinde gerçekleşti. İşsiz sayısı da 676 bin kişi artarak 3.9 milyon kişi oldu. Gençlerde işsizlik oranı yüzde 23.3 oldu. Hesaba katılmayan işsizler dahil edildiğinde gerçek işsiz sayısı 6.5 milyonu buluyor.
Bu rakamlar hiç kuşkusuz devletin resmi rakamlarıdır. Ancak, TÜİK’in açıkladığı 3 milyon 900 bin işsize hesaplamalarda dahil edilmeyen ama halihazırda işsiz olan kişiler de eklendiğinde gerçek işsiz sayısı çok daha yüksek çıktığı da açık biçimde görülüyor.
TÜİK’in açıkladığı 3 milyon 900 bin işsize hesaplamalarda dahil edilmeyen ama halihazırda işsiz olan kişiler de eklendiğinde gerçek işsiz sayısı çok daha yüksek çıkıyor.
Aynı dönemde işsizlik oranı 1.7 puan yükselerek yüzde 12.6 oldu. İşsizlik oranı, Şubat’ta bir önceki aya göre ise 0.4 puan geriledi. Söz konusu oran, Ocak’ta yüzde 13 seviyesinde bulunuyordu.
Şubat’ta tarım dışı işsizlik, 2.1 puanlık artışla yüzde 14.8 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 4.7 puanlık artışla yüzde 23.3’e ulaştı. İşsizlik, 15-64 yaş grubunda ise 1.8 puanlık artışla yüzde 12.9 olarak gerçekleşti.
Türkiye’de istihdam edilenlerin sayısı, Şubat’ta geçen yılın aynı dönemine göre 500 bin kişi artarak 26 milyon 956 bin kişi, istihdam oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 45.3 oldu. İş gücü, Şubat’ta 2016’nın aynı dönemine göre 1 milyon 175 bin kişi artarak 30 milyon 855 bin kişi, iş gücüne katılma oranı ise 1 puan artarak yüzde 51.8 olarak gerçekleşti.
Şubat 2017 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0.7 puan artarak yüzde 32.8 olarak gerçekleşti. En yüksek kayıtdışılık oranı yine tarım sektöründe görüldü.
Toplam 5 milyon 36 bin kişinin istihdam edildiği tarım sektöründe hiçbir sosyal güvencesi olmadan (kayıtdışı) çalışanların sayısı 4 milyon 86 bin olarak gerçekleşti. Bu veriler tarım sektöründe çalışanların yüzde 81,1’inin güvencesiz olduğunu gösteriyor.
Mevsimlik çalışma, ev kadını olma, öğrencilik, gelir sahibi olma, emeklilik ve çalışamaz halde olma gibi nedenlerle iş aramayıp ancak işbaşı yapmaya hazır olduğunu belirten 1 milyon 774 bin kişi ve iş bulma ümidi kalmadığı için iş aramayan 715 bin kişi ve yılda birkaç ay çalışabilen sayıları 120 bini bulan mevsimlik işçiler eklendiğinde işsiz sayısı 6 milyon 509 bin kişiye ulaşıyor.
Sosyal yaşam koşullarının düzeltilememesi, işsizlik sorununun giderek artması, buna paralel pahalılık ve enflasyon rakamlarındaki artışlar bizi yönetenlere olan güveni de sarsıyor.
Peki, neler mi yapmalıyız?
Öncelikle yatırımların artması, istihdam alanlarının açılması, turizm sektörüne hareketlilik kazandırılması sağlanmalıdır. Bunun yanında tarım alanlarında çalışan sayısının da düşmesi ortada var olan işsizliği körüklüyor. Bu noktalarda alınması gereken önlemlerle ancak işsizliğin azaltılabileceği görülüyor.
Tarım sektörü, işsizliğin önlenmesi yönünde çok önemli bir alandır. Bu alanın desteklenerek çekici duruma getirilmesi sağlanamaz mı?
İç ve dış sorunlarımız sürekli artıyor. Öncelikle içinde bulunduğumuz sorunlardan kendimizi arındırmamız gerekiyor.
Yıllardır etkilenen ve çakılan turizm sektörü en az 500-600 bin kişiye iş fırsatı yaratırken, şimdi bu rakamlar işsizler ordusuna katılmış durumda. Bir de turizmin yan sektörlerinin de bundan etkilendiğini düşündüğümüzde ortaya çok daha endişe veren rakamlar çıkmaktadır.
Ekonomimizdeki kırılganlık, AB ile olan ilişkilerimizdeki gerginlikler hem yatırımların gelmesini etkiliyor, hem de turizm kapısının kapanmasına neden oluyor. Bu sıkıntıların da katlanarak artması bizi daha da kuşkulandırıyor.
Bizi yönetenlerin bugün için yapması gereken en önemli işlerden birisi, hızla yükselmekte olan işsizliğe mutlaka çözüm bulmaları olmalıdır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın