Yobazlar, ayağa kalktı…
Yobazlar, ülkemizin kurucusuna ve kurtarıcısına karşı saldırıya geçti…
Gericiler, çağdışı yaratıklar bunu hep yaparlar… Tarihimizde çok örneği vardır bu kalkışmaların…
Zamanı ve ortamı uygun buldukları anda başlarını kaldırırlar… Gizlendikleri inlerden dışarı çıkarlar…
Çevreye pislik saçarlar… Umutsuzluk saçarlar, karamsarlık saçarlar…
Vatanı zindana çevirirler…
Bilime, sanata, yeniliklere, aydın kişilere ve öncülere karşı çıkarlar… Bu gelenek, yüz yıl önce vardı, iki yüz yıl önce vardı ve karşı çıkmazsak, iki yüz yıl sonra da olacaktır…
Onlar babalarından, atalarından, dedelerinden böyle gördüler çünkü…
Tarihte hep böyle oldu…
Hangi iktidar, hangi devlet adamı, hangi vatandaş, her kim ki onların dinden elde ettikleri kazanca, din sömürüsüne, çıkarlarına engel oldu, ona karşı isyan bayrağı açtılar…
Topçu kışlasını karargâh yapıp İlerici subaylara bu nedenle saldırdılar…
Katliamlar yaptılar…
Onlara en büyük darbeyi ise Mustafa Kemal Atatürk halifeliği ve saltanatı kaldırarak vurmuştu…
Geçim kaynaklarını kurutmuştu…
İşte bu nedenle, Atatürk’e olan düşmanlıkları asla bitmez onların… İşte bu nedenle Cumhuriyete, laikliğe, demokratik kurumlara kinleri asla eksilmez…
Çünkü onlar yığınları ancak bir takım hurafelerle, boş inançlarla kendilerine bağlamakta, öteki dünya vaatleri ile üzerlerinde egemenlik kurarak sömürebilmektedirler.
İşte bu nedenle kitlelerin bilinçlenmesinden ödleri kopar onların. Halk düşünmeye, kendi mantığı ile olayları yorumlamaya, gerçekleri ve sahtekârların gerçek yüzünü görmeye başladığı zaman işleri bitmiş demektir.
Çünkü bilim, dogmacılığa, değişmeyen inanç kurallarına karşıdır. “Hayatta tek gerçek yol gösterici bilim, fen” olduğu zaman inanç, vicdanlara yerleşmek zorundadır. Din, Allah’la kul arasında kaldığı sürece, sömürü kaynağı, afyonlama aracı olmaktan çıkar ve siyasal İslamcılara yaşam hakkı tanımaz.
İşte bu nedenle, Kubilay’ı kör bağ bıçağı ile kesip, başını mızrak ucuna asarak sokaklarda dolaştırdılar… Sivas’ta, Madımak otelinde aydınlarımızı yaktılar…
Maraş katliamlarını bu nedenle gerçekleştirdiler…
Onların yüreklerinde ne acıma duygusu, ne merhamet ne de sevginin kırıntısı vardır…
Beyinlerini örümcek ağı sarmıştır…
Onlar vampirler gibi kandan, kan dökmekten hoşlanırlar ve bu eylemleri de kendi vatandaşlarına, kendi vatanına karşı dış güçlerle, düşmanla işbirliği yaparak yürütürler…
Bu konuda Atatürk şöyle der: ”Din daima siyaset aracı, menfaat aracı, istibdat aracı yapıldı. Bu hal Osmanlı tarihinde böyle idi, Abbasiler, Emeviler zamanında böyle idi…”
Onlar, bu yüce adamı bu sözleri söylediği için, “Din, devlet ve dünya işlerinden ayrılmalıdır” dediği için sevmezler.
İşte bu nedenle, günümüzde de, kendilerini âlim, tarihçi sanan bir takım meczuplar, apış arasına kilitledikleri yarım akılları ile Atatürk’e iftiralar atmaya kalktılar…
Onların ataları, dedeleri de Kurtuluş Savaşı yıllarında sömürgecilerle işbirliği yaparak Mustafa Kemal’i engelleyebilmek, efendilerine hizmet edebilmek için ellerinden geleni artlarına koymamışlardı.
Sait Mola’lar, Şeyhülislam Dürrizade’ler, Derviş Vahdeti’ler, Anzavur’lar isyanlar çıkarmışlar, Kuvayı Milliye ve Atatürk’e karşı direniş hareketlerine girişmişlerdi.
Bugün de bir takım fesli deliler çıkmış, babalarının, dedelerinin yolundan gidiyorlar… Şöyle konuşuyorlar:
“Keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı. Ne medreseler lağvedilirdi. Ne hocalar asılırdı. Hiç biri olmazdı…”
Yeni duyumlarımıza göre bu adamların ağababası da şimdi çıkmış, Türk paralarından Mustafa Kemal Atatürk’ün resimlerini kaldırıp, kendi resmini koymaya çalışıyormuş…
Ve bu paraların piyasaya sürülmesi halinde nasıl bir tepki alınacağı konusunda araştırmalar yaptırıyormuş…
Vatandaşlarımızı uyarıyoruz…
Böyle bir girişime kesinlikle izin vermeyelim…
Sesimizi yükseltelim… Demokratik haklarımızı sonuna dek kullanalım…
Atatürk’e karşı yapılan saldırılara karşı koyalım…
DAHA ÇOK TEPKİ GÖSTERELİM…
Tarihte olduğu gibi, son yıllarda yine meydanı boş bulup, Cumhuriyeti ve laik rejimi yıkmak isteyenlere asla ve kata fırsat vermeyelim…
Bu ülkenin kurucusuna ve kurtarıcısına ihanet etmek isteyenlere engel olalım, vatandaşlık görevimizi yerine getirelim…
Bir yanıt yazın