GÜZEL AHLAK NAMAZDAN ÖNCE GELİR…

Allah kabul etsin (ve lütfen hiç kimse yanlış anlamasın), başta askerlik ve fakülte yıllarım olmak üzere; kılamadığım dönemler, zaman zaman kaçırdıklarım ve vaktinde kılamadıklarım olsa da yaklaşık 35-40 yıldır beş vakit namazımı kılan birisiyim. Bu durumdan şikayetçi de değilim. Ancak yine de hep sorgularım; her gün beş vakit ve 40 rekat namazda, anlamını pek de bilmediğimiz bazı Kur'an ayetlerini okuyarak otomatiğe bağlanmış bir robot gibi bir takım figürleri icra etmekle, Müslüman olmanın gereğini tam olarak yapmış oluyor muyuz acaba? İnsan sadece namaz kılmak, oruç tutmak için mi yaratılmıştır? Bir olan Yaratıcıya kulluk etmenin yolu, sadece bir takım figürlerden ve ritüellerden ibaret namaz ve oruç mudur? Eğer paranız varsa gidip Kâbe'nin etrafında dönmek midir? Yobaza ve hokkabaza sorarsanız evet, bunları yerine getiriyorsanız Müslüman olmanın gereğini yapmış oluyoruz! Zira onlara göre; Hz. Peygamber "Dinin direği namazdır" buyurmuş, "Essalâtü imad'üd dîn" demiştir! Gördükleri her boş alana, meydana, parka zübükvari bir tavırla dört duvar örüp, kenarlarına da dört minare kondurmalarından da belli değil mi bu durum? Orucu, son 25-30 yıldır sokaklara ve caddelere taşacak biçim de kurulan gösterişli iftar sofralarına ve kamu kaynaklarıyla finanse edilen devasa iftar çadırlarına kadar indirgemelerinden de belli değil midir? Gösterişli kandil ve bayram kutlamalarından, uyduruk Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri düzenlemelerinden de anlaşılmıyor mu? Ancak, sadece namaz kılmakla, oruç tutmakla, sık sık hacca ve umreye gitmekle tam olarak Müslüman olunamayacağını düşünüyorum ben. Gerçi böyle düşünen sadece ben de değilim. İlahiyatçı Yazar Ayşe Sucu da böyle düşünüyor olmalı ki; şöyle yazmış 1 Mayıs 2017 tarihli ve "İslam özgür ilahiyata muhtaç" başlıklı yazısında: "Dindarlığı, siyasetleri ya da çıkarları uğruna zemininden kaydıranlar ve dini otomatiğe bağlanmış ibadetlere indirgeyenler; Nurettin Topçu'nun ifadesiyle -İslam ahlakını, İslam diyarına gömenlerdir-" Geçenlerde de yazdım; Hz. Peygamber "Ben güzel namaz kılmayı öğretmek için gönderildim" dememiştir, "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" demiştir(bkz. İmam Malik, Muvatta, Husnü'l Halk, 8; İmam Ahmet b. Hanbel, Müsned, 2/381). Türkçeden anlamayanlar için hadisin Arapçasını da vermiş olalım: بُعِثْتُ لأِتَمِّمَ حُسْنَ اْلاَخْلاَقِ Hz. Peygamber, sadece güzel ahlakı öğütlememiş, bunu bizzat kendi hayatına da uygulamıştır. Bunun içindir ki; Yüce Allah, peygamberine "Ve muhakkak ki sen, çok güzel namaz kılıyorsun" değil; "Ve muhakkak ki sen, mutlaka çok büyük (güzel) bir ahlâk üzeresin" buyurmuştur.(bkz. Kur'an-ı Kerim, Kalem Suresi, 68/4) Türkçeden anlamayanlar için isterseniz ayetin Arapçasını da verelim: وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ Son olarak şunu demek isterim ki; sadece namaz kılmakla ve oruç tutmakla Müslüman olunacağına inananlara, hele hele bu tür ibadetleri, başka insanları manen taciz edecek biçimde gösterişe kaçacak biçim ve boyutlarda icra edenlere, ayrıca bu tür ibadetleri siyasi ve ticari mesaj vermek için vasıta yapanlara bakınız Allah neler diyor kitabında: "Fakat veyl o namaz kılanlara ki; Namazlarında yanılmaktadırlar. Onlar ki, gösteriş yaparlar."(Kur'an-ı Kerim, Mâun Suresi, 107/4-6) - kedi
Allah kabul etsin (ve lütfen hiç kimse yanlış anlamasın), başta askerlik ve fakülte yıllarım olmak üzere; kılamadığım dönemler, zaman zaman kaçırdıklarım ve vaktinde kılamadıklarım olsa da yaklaşık 35-40 yıldır beş vakit namazımı kılan birisiyim.
Bu durumdan şikayetçi de değilim.
Ancak yine de hep sorgularım; her gün beş vakit ve 40 rekat namazda, anlamını pek de bilmediğimiz bazı Kur’an ayetlerini okuyarak otomatiğe bağlanmış bir robot gibi bir takım figürleri icra etmekle, Müslüman olmanın gereğini tam olarak yapmış oluyor muyuz acaba?
İnsan sadece namaz kılmak, oruç tutmak için mi yaratılmıştır?
Bir olan Yaratıcıya kulluk etmenin yolu, sadece bir takım figürlerden ve ritüellerden ibaret namaz ve oruç mudur?
Eğer paranız varsa gidip Kâbe’nin etrafında dönmek midir?
Yobaza ve hokkabaza sorarsanız evet, bunları yerine getiriyorsanız Müslüman olmanın gereğini yapmış oluyoruz!
Zira onlara göre; Hz. Peygamber “Dinin direği namazdır” buyurmuş, “Essalâtü imad’üd dîn” demiştir!
Gördükleri her boş alana, meydana, parka zübükvari bir tavırla dört duvar örüp, kenarlarına da dört minare kondurmalarından da belli değil mi bu durum?
Orucu, son 25-30 yıldır sokaklara ve caddelere taşacak biçim de kurulan gösterişli iftar sofralarına ve kamu kaynaklarıyla finanse edilen devasa iftar çadırlarına kadar indirgemelerinden de belli değil midir?
Gösterişli kandil ve bayram kutlamalarından, uyduruk Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri düzenlemelerinden de anlaşılmıyor mu?
Ancak, sadece namaz kılmakla, oruç tutmakla, sık sık hacca ve umreye gitmekle tam olarak Müslüman olunamayacağını düşünüyorum ben.
Gerçi böyle düşünen sadece ben de değilim.
İlahiyatçı Yazar Ayşe Sucu da böyle düşünüyor olmalı ki; şöyle yazmış 1 Mayıs 2017 tarihli ve “İslam özgür ilahiyata muhtaç” başlıklı yazısında:
“Dindarlığı, siyasetleri ya da çıkarları uğruna zemininden kaydıranlar ve dini otomatiğe bağlanmış ibadetlere indirgeyenler; Nurettin Topçu’nun ifadesiyle -İslam ahlakını, İslam diyarına gömenlerdir-“
Geçenlerde de yazdım; Hz. Peygamber “Ben güzel namaz kılmayı öğretmek için gönderildim” dememiştir, “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” demiştir(bkz. İmam Malik, Muvatta, Husnü’l Halk, 8; İmam Ahmet b. Hanbel, Müsned, 2/381).
Türkçeden anlamayanlar için hadisin Arapçasını da vermiş olalım:
بُعِثْتُ لأِتَمِّمَ حُسْنَ اْلاَخْلاَقِ
Hz. Peygamber, sadece güzel ahlakı öğütlememiş, bunu bizzat kendi hayatına da uygulamıştır.
Bunun içindir ki; Yüce Allah, peygamberine “Ve muhakkak ki sen, çok güzel namaz kılıyorsun” değil; “Ve muhakkak ki sen, mutlaka çok büyük (güzel) bir ahlâk üzeresin” buyurmuştur.(bkz. Kur’an-ı Kerim, Kalem Suresi, 68/4)
Türkçeden anlamayanlar için isterseniz ayetin Arapçasını da verelim:
وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ
Son olarak şunu demek isterim ki; sadece namaz kılmakla ve oruç tutmakla Müslüman olunacağına inananlara, hele hele bu tür ibadetleri, başka insanları manen taciz edecek biçimde gösterişe kaçacak biçim ve boyutlarda icra edenlere, ayrıca bu tür ibadetleri siyasi ve ticari mesaj vermek için vasıta yapanlara bakınız Allah neler diyor kitabında: “Fakat veyl o namaz kılanlara ki; Namazlarında yanılmaktadırlar. Onlar ki, gösteriş yaparlar.”(Kur’an-ı Kerim, Mâun Suresi, 107/4-6)
Allah kabul etsin (ve lütfen hiç kimse yanlış anlamasın), başta askerlik ve fakülte yıllarım olmak üzere; kılamadığım dönemler, zaman zaman kaçırdıklarım ve vaktinde kılamadıklarım olsa da yaklaşık 35-40 yıldır beş vakit namazımı kılan birisiyim. Bu durumdan şikayetçi de değilim. Ancak yine de hep sorgularım; her gün beş vakit ve 40 rekat namazda, anlamını pek de bilmediğimiz bazı Kur'an ayetlerini okuyarak otomatiğe bağlanmış bir robot gibi bir takım figürleri icra etmekle, Müslüman olmanın gereğini tam olarak yapmış oluyor muyuz acaba? İnsan sadece namaz kılmak, oruç tutmak için mi yaratılmıştır? Bir olan Yaratıcıya kulluk etmenin yolu, sadece bir takım figürlerden ve ritüellerden ibaret namaz ve oruç mudur? Eğer paranız varsa gidip Kâbe'nin etrafında dönmek midir? Yobaza ve hokkabaza sorarsanız evet, bunları yerine getiriyorsanız Müslüman olmanın gereğini yapmış oluyoruz! Zira onlara göre; Hz. Peygamber "Dinin direği namazdır" buyurmuş, "Essalâtü imad'üd dîn" demiştir! Gördükleri her boş alana, meydana, parka zübükvari bir tavırla dört duvar örüp, kenarlarına da dört minare kondurmalarından da belli değil mi bu durum? Orucu, son 25-30 yıldır sokaklara ve caddelere taşacak biçim de kurulan gösterişli iftar sofralarına ve kamu kaynaklarıyla finanse edilen devasa iftar çadırlarına kadar indirgemelerinden de belli değil midir? Gösterişli kandil ve bayram kutlamalarından, uyduruk Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri düzenlemelerinden de anlaşılmıyor mu? Ancak, sadece namaz kılmakla, oruç tutmakla, sık sık hacca ve umreye gitmekle tam olarak Müslüman olunamayacağını düşünüyorum ben. Gerçi böyle düşünen sadece ben de değilim. İlahiyatçı Yazar Ayşe Sucu da böyle düşünüyor olmalı ki; şöyle yazmış 1 Mayıs 2017 tarihli ve "İslam özgür ilahiyata muhtaç" başlıklı yazısında: "Dindarlığı, siyasetleri ya da çıkarları uğruna zemininden kaydıranlar ve dini otomatiğe bağlanmış ibadetlere indirgeyenler; Nurettin Topçu'nun ifadesiyle -İslam ahlakını, İslam diyarına gömenlerdir-" Geçenlerde de yazdım; Hz. Peygamber "Ben güzel namaz kılmayı öğretmek için gönderildim" dememiştir, "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" demiştir(bkz. İmam Malik, Muvatta, Husnü'l Halk, 8; İmam Ahmet b. Hanbel, Müsned, 2/381). Türkçeden anlamayanlar için hadisin Arapçasını da vermiş olalım: بُعِثْتُ لأِتَمِّمَ حُسْنَ اْلاَخْلاَقِ Hz. Peygamber, sadece güzel ahlakı öğütlememiş, bunu bizzat kendi hayatına da uygulamıştır. Bunun içindir ki; Yüce Allah, peygamberine "Ve muhakkak ki sen, çok güzel namaz kılıyorsun" değil; "Ve muhakkak ki sen, mutlaka çok büyük (güzel) bir ahlâk üzeresin" buyurmuştur.(bkz. Kur'an-ı Kerim, Kalem Suresi, 68/4) Türkçeden anlamayanlar için isterseniz ayetin Arapçasını da verelim: وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ Son olarak şunu demek isterim ki; sadece namaz kılmakla ve oruç tutmakla Müslüman olunacağına inananlara, hele hele bu tür ibadetleri, başka insanları manen taciz edecek biçimde gösterişe kaçacak biçim ve boyutlarda icra edenlere, ayrıca bu tür ibadetleri siyasi ve ticari mesaj vermek için vasıta yapanlara bakınız Allah neler diyor kitabında: "Fakat veyl o namaz kılanlara ki; Namazlarında yanılmaktadırlar. Onlar ki, gösteriş yaparlar."(Kur'an-ı Kerim, Mâun Suresi, 107/4-6) - kedi

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir