Lenam Memedova
Bir gün bütün ağlamayan çocuklar ağlayan çocuklara neden ağladıklarını sorsunlar.
Ağlayan çocuklar da cevabında:
“Bizi aç bıraktılar;
Bizim annemizi aldılar; biz babamızı tanımadık;
Bize hırsızlık yaptırdılar;
Bize içinden hızla uçup insanı bi daha uyandırmayan bir kuşun çıktığı aleti tanıttılar, ismi” tabanca”ymış, kuşun ismi de” kurşun”muş;
Bize tecavüz ettiler;
Biz vücudumuzu amcalara sattık ama anlamadan; biz mendil de sattık, ama para aldık, mendil almadılar.
Keşke vücudumuzu da almasalardı; bizim mendilleri otobanın ortasına fırlatanlar da oldu;
Bizim şehrimiz yıldızlar düşerken harabeye dönüverdi;
Yine bizim şehrimizde biz çimenlerde değil, taşların üzerinde uyuduk; biz sizin çöp dediğinizi üç öyün midemize ziyafet olarak sunduk;
Biz büyüklerin korktuğu sokak köpeklerinin sıcacık tüylerine yaslanarak uyuduk; biz köpeklerden değil, üstümüzü pis gördüğü için kapısının önünden kovan amcalardan ve teyzelerden korktuk; biz sizden de korktuk;
Siz top oynarken biz sizi izlemekten bile korktuk, hani olur da içinize çektiğiniz havaya virüsümüz bulaşır, sonra anne ve baba diye hitap ettiğiniz teyzeler ve amcalar gelip bizi döverler, yada bütün ağlayan çocukların bir birine cehennem etdiyi küçük binaya kapattırırlar bizi;
Biz güzel şarkı dediğiniz şarkılardaki dünyayı göremedik, dinledik ama anlayamadık; biz sizinle aynı boyda ama amcalar ve teyzelerle aynı yaşta gibiyiz;
Biz korkunun korku olduğunu sizin bize bakışlarınızda tanıdık, yoksa biz neden korkalım ki?; biz korkunun içinde doğduk, insan anne karnından korkar mı?;
Biz büyüyoruz, pantalonlarımız kısa geliyor, eteklerimiz kısa geliyor; biz büyüyoruz ama amcalar yırtık-pırtık eteklerimize değil, içinden sarkan zayif bacaklarımıza bakıyor;
Biz büyüyoruz ama amcalar pantalonlarımızın boyuna değil, ayakkabısız ama sağlam basan ayaklarımıza bakıyor; neden mi bakıyorlar?; siz bilemezsiniz, ama biz biliyoruz;
Çünkü amcalar her şeyi almak isterler, arabaysa parasıyla, yetimse zoruyla; bizi ya satarlar, ya da kullanırlar;
Ama biz kullanıldıktan sonra ofis menejeri olmuyoruz;
Biz kullanıldıktan sonra sosyal tabakanın çöp tabakası oluyoruz;
Yanı ofis menejerlerinin de kullanabileceği, tabii hâlâ kullanilabilir haldeysek; bizim aylarca içinde beklediğimiz anne karınları bile bakım kremlerinin fiyatına göre farklıymış;
Ağlayan biz miyiz, şimdi? Göz yaşı ekmek bulmak için beş para etmez bizim alemde, ama siz ağlarsanız belki rüyanızı süsleyen akıllı telefonlarınıza kavuşursunuz.
Biz bu Dünyaya kavuşamadık, siz kavuşun bari… Belki bizi de unutmazsınız. Ama unutun! Hayal dünyanız, gerçeklerle kirlenmesin. Unutun bizi!” desinler…
Bir yanıt yazın