LUCCA’DA İSLAMCI İDEOLOJİ İLE SAVAŞ KONUŞULDU

İtalya’da Paola Gentiloni hükümeti, 26-27 Mayıs’ta Taormina’da G7 Zirvesi’nin öncesinde,
10-11 Nisan’da Lucca’da “Uluslararası Politika ve Güvenlik Sorunları”nı konuşmak üzere G7 Dışişleri Bakanları toplantısı tertipledi.
G7 ülkeleri; Libya’nın yok edilmesi: Aynı şeyin Suriye’de de tekrarlanma girişiminin Rus müdahalesi sayesinde başarısız olması: Irak’ta savaşın yeniden başlatılmasıyla kışkırtılan bütün bu kargaşa ve şiddettin başlıca sorumlusudurlar.
 
*
Bugün Lucca’da ki, Dışişleri Bakanları Avrupa’nın güvenliğinde;
Dayatmalarını gün geçtikçe arttırmak: Kırım’ı ilhakından sonra saldırgan eylemleriyle Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlalle itham ettikleri,
Rusya’nın tehditlerini nasıl önleyebileceklerini konuştular.
 
*
Avrupa’nın güvenliğini garantiye almak üzere;
Yarattıkları gerilimleri ve çatışmaları beslemek için bilinçli stratejik bir araç olarak planladıkları, 
Yaşadıkları topraklarından söküp atılan, Avrupa’ya gidebilmek için yaşamlarını hiçe sayan milyonlarca kişinin yürek yakan büyük göçünü,
Avrupa istikrarının sınırlar ötesine yansıtılmasını meşrulaştırmak için somut kanıtlarla belgelendiği üzere İslamcı terörizmi kullanarak gelinen bu noktada;
Afrika ve Ortadoğu’nun en önemli stratejik ve ekonomik bölgelerinde askeri güçlerini nasıl konuşlandıracaklarını da tartıştılar…
 
*
Bu sırada ABD’de ana akım medyası, Demokrat Parti liderliğinde istihbarat kurumlarının bazı kesimleriyle birlikte,
Başkan D.Trump’ı gözden düşürmek ve muhtemelen görevden almak için işbirliği sürdürüyordu.
Rusya’nın ABD seçimlerindeki rolü etrafında Washington’da yaşanan siyasi fırtına;
22-23 Mart tarihinde Washington’da IŞİD karşıtı koalisyon toplantısını derinden etkilemişti. 
Koalisyonun 68 ülkesi, bu örgüte karşı mücadele iradelerini yeniden ifade etseler de gerçekte aralarındaki bölünme ortaya serildi…
 
*
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Başkan Trump’ın Kongre önünde verdiği,
Obama yönetiminin ifade ettiği gibi IŞİD’i küçültmeyi değil ama ortadan kaldırma taahhütünden bahsetti.
Ama koalisyon üyeleri konuyu tartışmaksızın, bir oldu bitti karşısında bırakılmış olmalarına itiraz ettiler.
Avrupa ülkelerinin tamamı İngiliz ve Fransızların peşine dizilmiş gibiydi.
Eğer İŞİD terör örgütünün yok edilmesi söz konusuysa, Avrupalılar kendi cihatçılarını nasıl kurtarabilecekti, cihatçılara bir yer göstermek gerekmez miydi? 
ABD liderliğindeki koalisyon, İŞİD’in yok edilmesi harekâtı için Rusya ve Şam ile nasıl müzakere edecekti?
Ya da Kuzey Suriye koridorunda; başta İngiltere ve Fransa’nın çıkarları  nasıl temsil edilecekti?
 
*
Kimse bir şey bilmiyordu.
Çünkü ABD Başkanı Trump’ın yönetim politikasının bazı alanları partizan kavgalarının konusuydu.
Pentagon hâlâ iki partili desteğin tadını çıkarıyordu.
Üstelik üst düzey askeri yetkililer; Savunma Bakanı J. Mattis, Ulusal Güvenlik Danışmanı Danışmanı McMaster ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford,
İslam Devleti savaşı da dahil olmak üzere önceki Obama Yönetimi bürokrasisinin politikasıyla hiç değilse bir ölçüde sürekliliğini muhafaza etmek durumundaydı.
 
*
ABD-Rusya ilişkisi de partizan mücadelenin  odağındaydı…
Halbuki, bu durum ABD-Rusya işbirliğinin çok önemli olduğu kilit dış politika alanlarında ciddi engel oluşturmaktadır.
Kuzey Kore’nin hem bir nükleer silah hem de uzun menzilli balistik füzeler arayışı davası: Avrupa kıtasındaki ve Ortadoğu’daki terörizm: Küresel istikrar için mücadele gibi tehlikeli konular,
Rusya karşıtı çevreler tarafından rehin alınmıştı…
 
*
Rusya’nın seçimlere müdahalesi, siber casusluk ve kimi utanç verici belgelerden sızma yoluyla yapılan ciddi iddialar üzerindeki tartışmalar,
Mesela, Ortadoğu’da yaşanan krizin siyasal çözümü çabalarını kapatmak için bir bahane oluyordu.
Yine de ABD yönetimi bir taraftan Başkan Trump ile Başkan Putin arasındaki zirve toplantısının  düzenlemelerini yapıyor,
Diğer taraftan İslamcı Cihad İdeolojisi ve IŞİD’i yok etme niyetinin giderek çoğalan işaretlerini veriyordu…
 
*
Ama ABD-Rus ilişkileri büyük işlere dayanan devasa bürokratik sistemlerdir.
İki ülkenin Dünya düzeninde diğer devletlerle ilişkileri, objektif stratejik çıkarları üzerinden herhangi bir politika yapıcıya fırsat koridoru kazandırması,
Sonra o politikacının bu çıkarları kökten kırması kolay şey değildir…
 
*
Bu çerçevede Başkan D.Trump; ABD’nin düne ait;
Rus askeri-sanayi kompleksinin, nükleer endüstrisinin azami ölçüde azaltılmasına:
Eski SSCB’nin yeniden entegrasyonunun önlenmesine:
Sosyalizmin çöküş sonuçlarının konsolide edilmesine:
Rus yakıt ve enerji kompleksinin merkezden uzaklaştırılmasına:
Moskova ile Pekin arasındaki ittifakın güçlenmesine izin vermemeye:
İki  kutuplu dünya düzeni projesine engel olmaya:
Ve Rusya’nın, ABD’nin dünya düzeni modeli ile mücadele etmeye dayalı stratejilerinde; 
 
*
Bunlarla birlikte iki ülkenin, bugüne ait;
OrtaDoğu Krizinin siyasi çözümü:
Nükleer silahların yayılmasına karşı ortak mücadele:
Füze savunması konusunda ve silah kontrolünde stratejik diyalog,
İran ve Kuzey Kore nükleer programları etrafındaki krizler:
Enerji alanında ortaklık:
Rusya’nın yeniden G8’e katılımı gibi stratejik konularda mutlaka işbirliği ortamını yaratması gerekiyor.
 
*
O yüzden D.Trump’ı gözden düşürmek için Washington’daki artan komplikasyonlara,
ABD ve Avrupa’da Rusya ile kooperatif ilişkilerini yeniden inşa etme vaadini de içeren dış politikasına karşı geliştirilen ağır muhalefete kulak asmamak gerekiyor.
Daha geçen hafta, Başkan D.Trump, Washington’da ağırladığı Ürdün Kralı II.Abdullah ile Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nin gün yüzüne çıkardığı İslamcılık ideolojisi ve aşırılığı teşvik eden cihatçı örgütlerin kesinlikle yok edilmesi tavrında kararlılığını göstermiş,
İsrail-Filistin konusuna kalıcı bir barış getirilmesinde gereken her şeyin yapılacağını açıklamıştır…
 
*
Bu sırada FBI ve çeşitli istihbarat teşkilatları, Rusya’nın 2016 seçimlerine müdahale ettiği iddiasıyla devam eden bir soruşturmayı yoğunlaştırmış,
Rusya Devlet Başkanı V.Putin’in, Rus istihbarat servisleri ve Trump’ın seçim kampanyası arasındaki bağlantıları ve bir siber müdahaleyi araştırmaktadır ki;
Başkan Trump’ın, aşırılığı teşvik eden İslamcılık ideolojisinin ve cihatçı örgütlerin kesinlikle yok edilmesinde kararlılığına yönelik;
Bir senaryo mu sahneye konmuştur, doğrusu pek çok şüphe bulunuyor…
ABD, Suriye Arap Ordusuna isnat ettiği bir kimyasal silah saldırısını cezalandırmaya yönelik Şayrat Askeri Hava Üssünü vuruyor…
 
*
Mesela, neden Suriye ordusunun işletiminde Rus yapımı S-300 füzeleri veya Rusya Ordusunun işletiminde S-400 füzelerinden oluşan Suriye hava savunma sistemi ateşlenmemiştir?
Rus Ordusu ya da Suriye Arap Ordusunun hiçbir savunma sistemi füzesini ateşlememesinde kasıt mı vardır?
Ama kimyasal silah ve füze saldırıları milyonlarca insanın dikkatini çeken olay kategorisindedir.
Nitekim Rus hackerlara, ayarlanmış bir zamanda bir bilişim sistemindeki verileri bozmak, yok etmek, değiştirmek üzere çok sayıda algoritmalı internet trolü ve botu kullandığı bir durumun ayarlanmış olmadığını kim iddia edebilir?
 
*
Rusya ve ABD birbirlerini suçlamaya devam ededursun, mükemmel bir karartma oluşturulmuştur.
Belki, şu dakikada milyonlarca herhangi bir internet cihazının birleşik gücü, muazzam trafik ve hız gücüyle tek bir hedefe kilitli ve beklemededir. .
Hedef, ABD Başkanı D.Trump’ın bakış açısıyla İslamcı ideolojinin lideri, küresel cihatçı hareketi örgütleyen “Tek Adam”ın 16 Nisan’ıdır…
 
*
Bu sırada İtalya’nın Lucca kentinde;
ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Japonya, Kanada ve İtalya’nın oluşturduğu G7 dışişleri bakanları,
Başlıca konu olarak Suriye konusunu görüştüler.
Suriye’deki krizin ortak çözümü için Rusya’yı kazanmak istediler.
Onlara göre İran, Tahran-Şam-Beyrut hatındaki Şii eksenini tutabilmek için B.Esad’a destek vermek zorundadır.
Ama Rusya’nın Suriye angajmanı; ancak Moskova’nın bu ülkeyi Suudi Arabistan gibi Sünni ülkelere uzanan bir köprünün ayağı olarak kullanması halinde,
Ya da Esad’ı kurban etmesi durumunda işleyebilecektir… 
 
*
Yine de Irak ve Suriye topraklarından IŞİD’in temizlenmesi için neler yapılabileceğinin Başkan Trump ile Başkan Putin arasındaki zirve toplantısında kararlaştırılacağını lütfettiler.
Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, görüşmenin 16 Nisan’dan sonraki bir tarihte yapılması  için bugün Moskova’dadır…
 
12.4.2017
 
İtalya'da Paola Gentiloni hükümeti, 26-27 Mayıs'ta Taormina'da G7 Zirvesi'nin öncesinde,
10-11 Nisan'da Lucca'da "Uluslararası Politika ve Güvenlik Sorunları"nı konuşmak üzere G7 Dışişleri Bakanları toplantısı tertipledi.
G7 ülkeleri; Libya'nın yok edilmesi: Aynı şeyin Suriye'de de tekrarlanma girişiminin Rus müdahalesi sayesinde başarısız olması: Irak'ta savaşın yeniden başlatılmasıyla kışkırtılan bütün bu kargaşa ve şiddettin başlıca sorumlusudurlar.
 
*
Bugün Lucca'da ki, Dışişleri Bakanları Avrupa'nın güvenliğinde;
Dayatmalarını gün geçtikçe arttırmak: Kırım'ı ilhakından sonra saldırgan eylemleriyle Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlalle itham ettikleri,
Rusya'nın tehditlerini nasıl önleyebileceklerini konuştular.
 
*
Avrupa'nın güvenliğini garantiye almak üzere;
Yarattıkları gerilimleri ve çatışmaları beslemek için bilinçli stratejik bir araç olarak planladıkları, 
Yaşadıkları topraklarından söküp atılan, Avrupa'ya gidebilmek için yaşamlarını hiçe sayan milyonlarca kişinin yürek yakan büyük göçünü,
Avrupa istikrarının sınırlar ötesine yansıtılmasını meşrulaştırmak için somut kanıtlarla belgelendiği üzere İslamcı terörizmi kullanarak gelinen bu noktada;
Afrika ve Ortadoğu'nun en önemli stratejik ve ekonomik bölgelerinde askeri güçlerini nasıl konuşlandıracaklarını da tartıştılar...
 
*
Bu sırada ABD'de ana akım medyası, Demokrat Parti liderliğinde istihbarat kurumlarının bazı kesimleriyle birlikte,
Başkan D.Trump'ı gözden düşürmek ve muhtemelen görevden almak için işbirliği sürdürüyordu.
Rusya'nın ABD seçimlerindeki rolü etrafında Washington'da yaşanan siyasi fırtına;
22-23 Mart tarihinde Washington'da IŞİD karşıtı koalisyon toplantısını derinden etkilemişti. 
Koalisyonun 68 ülkesi, bu örgüte karşı mücadele iradelerini yeniden ifade etseler de gerçekte aralarındaki bölünme ortaya serildi...
 
*
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Başkan Trump'ın Kongre önünde verdiği,
Obama yönetiminin ifade ettiği gibi IŞİD'i küçültmeyi değil ama ortadan kaldırma taahhütünden bahsetti.
Ama koalisyon üyeleri konuyu tartışmaksızın, bir oldu bitti karşısında bırakılmış olmalarına itiraz ettiler.
Avrupa ülkelerinin tamamı İngiliz ve Fransızların peşine dizilmiş gibiydi.
Eğer İŞİD terör örgütünün yok edilmesi söz konusuysa, Avrupalılar kendi cihatçılarını nasıl kurtarabilecekti, cihatçılara bir yer göstermek gerekmez miydi? 
ABD liderliğindeki koalisyon, İŞİD'in yok edilmesi harekâtı için Rusya ve Şam ile nasıl müzakere edecekti?
Ya da Kuzey Suriye koridorunda; başta İngiltere ve Fransa'nın çıkarları  nasıl temsil edilecekti?
 
*
Kimse bir şey bilmiyordu.
Çünkü ABD Başkanı Trump'ın yönetim politikasının bazı alanları partizan kavgalarının konusuydu.
Pentagon hâlâ iki partili desteğin tadını çıkarıyordu.
Üstelik üst düzey askeri yetkililer; Savunma Bakanı J. Mattis, Ulusal Güvenlik Danışmanı Danışmanı McMaster ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford,
İslam Devleti savaşı da dahil olmak üzere önceki Obama Yönetimi bürokrasisinin politikasıyla hiç değilse bir ölçüde sürekliliğini muhafaza etmek durumundaydı.
 
*
ABD-Rusya ilişkisi de partizan mücadelenin  odağındaydı...
Halbuki, bu durum ABD-Rusya işbirliğinin çok önemli olduğu kilit dış politika alanlarında ciddi engel oluşturmaktadır.
Kuzey Kore'nin hem bir nükleer silah hem de uzun menzilli balistik füzeler arayışı davası: Avrupa kıtasındaki ve Ortadoğu'daki terörizm: Küresel istikrar için mücadele gibi tehlikeli konular,
Rusya karşıtı çevreler tarafından rehin alınmıştı...
 
*
Rusya'nın seçimlere müdahalesi, siber casusluk ve kimi utanç verici belgelerden sızma yoluyla yapılan ciddi iddialar üzerindeki tartışmalar,
Mesela, Ortadoğu'da yaşanan krizin siyasal çözümü çabalarını kapatmak için bir bahane oluyordu.
Yine de ABD yönetimi bir taraftan Başkan Trump ile Başkan Putin arasındaki zirve toplantısının  düzenlemelerini yapıyor,
Diğer taraftan İslamcı Cihad İdeolojisi ve IŞİD'i yok etme niyetinin giderek çoğalan işaretlerini veriyordu...
 
*
Ama ABD-Rus ilişkileri büyük işlere dayanan devasa bürokratik sistemlerdir.
İki ülkenin Dünya düzeninde diğer devletlerle ilişkileri, objektif stratejik çıkarları üzerinden herhangi bir politika yapıcıya fırsat koridoru kazandırması,
Sonra o politikacının bu çıkarları kökten kırması kolay şey değildir...
 
*
Bu çerçevede Başkan D.Trump; ABD'nin düne ait;
Rus askeri-sanayi kompleksinin, nükleer endüstrisinin azami ölçüde azaltılmasına:
Eski SSCB'nin yeniden entegrasyonunun önlenmesine:
Sosyalizmin çöküş sonuçlarının konsolide edilmesine:
Rus yakıt ve enerji kompleksinin merkezden uzaklaştırılmasına:
Moskova ile Pekin arasındaki ittifakın güçlenmesine izin vermemeye:
İki  kutuplu dünya düzeni projesine engel olmaya:
Ve Rusya'nın, ABD'nin dünya düzeni modeli ile mücadele etmeye dayalı stratejilerinde; 
 
*
Bunlarla birlikte iki ülkenin, bugüne ait;
OrtaDoğu Krizinin siyasi çözümü:
Nükleer silahların yayılmasına karşı ortak mücadele:
Füze savunması konusunda ve silah kontrolünde stratejik diyalog,
İran ve Kuzey Kore nükleer programları etrafındaki krizler:
Enerji alanında ortaklık:
Rusya'nın yeniden G8'e katılımı gibi stratejik konularda mutlaka işbirliği ortamını yaratması gerekiyor.
 
*
O yüzden D.Trump'ı gözden düşürmek için Washington'daki artan komplikasyonlara,
ABD ve Avrupa'da Rusya ile kooperatif ilişkilerini yeniden inşa etme vaadini de içeren dış politikasına karşı geliştirilen ağır muhalefete kulak asmamak gerekiyor.
Daha geçen hafta, Başkan D.Trump, Washington'da ağırladığı Ürdün Kralı II.Abdullah ile Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nin gün yüzüne çıkardığı İslamcılık ideolojisi ve aşırılığı teşvik eden cihatçı örgütlerin kesinlikle yok edilmesi tavrında kararlılığını göstermiş,
İsrail-Filistin konusuna kalıcı bir barış getirilmesinde gereken her şeyin yapılacağını açıklamıştır...
 
*
Bu sırada FBI ve çeşitli istihbarat teşkilatları, Rusya'nın 2016 seçimlerine müdahale ettiği iddiasıyla devam eden bir soruşturmayı yoğunlaştırmış,
Rusya Devlet Başkanı V.Putin'in, Rus istihbarat servisleri ve Trump'ın seçim kampanyası arasındaki bağlantıları ve bir siber müdahaleyi araştırmaktadır ki;
Başkan Trump'ın, aşırılığı teşvik eden İslamcılık ideolojisinin ve cihatçı örgütlerin kesinlikle yok edilmesinde kararlılığına yönelik;
Bir senaryo mu sahneye konmuştur, doğrusu pek çok şüphe bulunuyor...
ABD, Suriye Arap Ordusuna isnat ettiği bir kimyasal silah saldırısını cezalandırmaya yönelik Şayrat Askeri Hava Üssünü vuruyor...
 
*
Mesela, neden Suriye ordusunun işletiminde Rus yapımı S-300 füzeleri veya Rusya Ordusunun işletiminde S-400 füzelerinden oluşan Suriye hava savunma sistemi ateşlenmemiştir?
Rus Ordusu ya da Suriye Arap Ordusunun hiçbir savunma sistemi füzesini ateşlememesinde kasıt mı vardır?
Ama kimyasal silah ve füze saldırıları milyonlarca insanın dikkatini çeken olay kategorisindedir.
Nitekim Rus hackerlara, ayarlanmış bir zamanda bir bilişim sistemindeki verileri bozmak, yok etmek, değiştirmek üzere çok sayıda algoritmalı internet trolü ve botu kullandığı bir durumun ayarlanmış olmadığını kim iddia edebilir?
 
*
Rusya ve ABD birbirlerini suçlamaya devam ededursun, mükemmel bir karartma oluşturulmuştur.
Belki, şu dakikada milyonlarca herhangi bir internet cihazının birleşik gücü, muazzam trafik ve hız gücüyle tek bir hedefe kilitli ve beklemededir. .
Hedef, ABD Başkanı D.Trump'ın bakış açısıyla İslamcı ideolojinin lideri, küresel cihatçı hareketi örgütleyen "Tek Adam"ın 16 Nisan'ıdır...
 
*
Bu sırada İtalya'nın Lucca kentinde;
ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Japonya, Kanada ve İtalya'nın oluşturduğu G7 dışişleri bakanları,
Başlıca konu olarak Suriye konusunu görüştüler. Suriye'deki krizin ortak çözümü için Rusya'yı kazanmak istediler.
Onlara göre İran, Tahran-Şam-Beyrut hatındaki Şii eksenini tutabilmek için B.Esad'a destek vermek zorundadır.
Ama Rusya'nın Suriye angajmanı; ancak Moskova'nın bu ülkeyi Suudi Arabistan gibi Sünni ülkelere uzanan bir köprünün ayağı olarak kullanması halinde,
Ya da Esad'ı kurban etmesi durumunda işleyebilecektir... 
 
* Yine de Irak ve Suriye topraklarından IŞİD'in temizlenmesi için neler yapılabileceğinin Başkan Trump ile Başkan Putin arasındaki zirve toplantısında kararlaştırılacağını lütfettiler.
Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, görüşmenin 16 Nisan'dan sonraki bir tarihte yapılması  için bugün Moskova'dadır...
 
12.4.2017
  - islamcilik demokrasi hayir

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir