İSTANBUL – KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu NTV’de canlı yayına katılarak, Ankara temsilcisi Murat Akgün’ün sorularını yanıtladı.
Eroğlu Hristofyas’ın Karpaz ve Güzelyurt’u istemesi ile ilgili olarak şunları kaydetti:
“Bu aşırı bir istek. Bu istekler olursa bizim lrada yaşama şansımız asgariye inecek. Biz kendi ulusumuzu yerleştirecek toprak bulamayacağız. Barış istiyorlarsa, bizim de yaşama hakkımızı teslim etmeleri gerekiyor. Toprak konusu en son görüşülecek konudur. Ne kadar az insanımız yerinden olursa, bu anlaşma o kadar yaşayabilir. ‘Anlaşma olacak, barış olacak’ Bunlar güzel sözler. Ama 1975’ten beri oturduğu topraklardan kalkan bir kişinin nereye gideceği bile belli değilken, o toprağa oturmaya gelen kişiye dost gözüyle bakması mümkün mü? Bu yine düşmanlığı artırır.”
Eroğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum lider Dimitris Hristofyas’ın yürüttüğü müzakere süreci şöyle değerlendirdi:
“Şu ana kadar tam mutabakata varılmamasına rağmen, toprak teklifiyle gelinmesi Rum’un samimiyetinin göstergesidir. Sayın Talat Kıbrıs’ta barışı en fazla isteyen kişidir. Kendisi 2010 başına kadar barış beklentisi içindedir. Ancak Hristofyas’ın talebine bakınca, bu pek mümkün değil. Bence Rumlar bu işi 2009’un sonuna kadar getirecekler. Biliyorsunuz Türkiye ile müzakerelerde 8 başlık açılmadı. Şimdi limanların açılması ve onlara göre ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tanınmasını isteyecekler. Dora Bakoyanni’nin de sözlerine bakarsak, “Bizim isteklerimizi yapmazsanız, Türkiye AB’ye giremez” gibi tehdit eden bir uslupları var. Tabii bunu konuşturanlara bakmak lazım. Arkasında Almanya mı var, Yunanistan mı var, hepsi mi var… Buna bakmak lazım.
KIBRIS TÜRK HALKI DA MÜZAKERELERDEN USANDI
Kaç sene daha müzakere masasında dirsek çürütülecek, ya da kaç sene daha insanlar “Yerimden edilecek miyim?” diye psikolojik sıkıntı çekecek? Müzakere masasına her oturulduğunda Türk halkı sıkıntı yaşıyor. Ancak bugün Türk halkı eskisi kadar heyecanlı değil müzakerelerle ilgili. Bize müzakereleri değil, ekonomik durumu soruyorlar. Türk halkı da artık bu müzakerelerden usanmıştır, gına gelmiştir.
Ankara’dan bazı talepleri olduğunu belirten Eroğlu, önceliğinin Kıbrıs ekonomisinin durumu olduğunu söyledi:
“Biliyorsunuz KKTC sadece Türkiye’den kredi alabiliyor. KKTC’ye aktarılan paranın 14 milyon doları kalmış, bütçenin 475 milyon açığı var. Bunu bizim kapatmamız mümkün değil. Kredi miktarının artırılması talebimiz oldu. Ama neticede kemerlerin sıkılması, bizim için de bir mecburiyet.”
PETROL ARAMA SAVAŞA BİLE GÖTÜRÜR
Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’de petrol araması ile ilgili olarak Eroğlu şöyle konuştu:
“Amerikalı bir şirketin de bu arama sürecine girmesi bizi üzmüştür. Ancak Doğu Akdeniz’de petrol arama, silhalı çatışmaya bile götürebilecek bir sorundur. Bu konuda Türkiye de kararlı, biz de kararlıyız, ama Rum Yönetimi de vazgeçmiyor.”
2010 yılında KKTC’de gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olup olmayacağı sorusuna ise Eroğlu şu yanıtı verdi: “Tek başına iktidar sözü vermiştim, onu yerine getirdim. Şu anda tek isteğim Kıbrıs ekonomisini düzeltmek. Cumhurbaşkanlık seçimlerine ise daha vakit var.”
Bir yanıt yazın