Mayınlı Araziler Mayın Şehitlerine Verilmelidir

Yaklaşık 510 km. uzunluğundaki Suriye sınırı boyunca uzanan 350 metre enindeki mayınlı arazideki mayınların temizlenmesi ve mayından temizlenecek arazilerin tahsisi hakkındaki tartışmaların ayyuka çıktığı geçen hafta (28 Mayıs 2009 günü), Hakkari’nin Çukurca ilçesinde 6 askerimizin şehit olmasına sebep olan mayın patlaması olayından sonra aklıma şöyle bir soru geldi: Mayından arındırılacak bölge, acaba mayın şehitleri başta olmak üzere terör olaylarında şehit düşenlerin yakınlarına ve bu olaylarda yaralanarak gazi durumuna düşenlere ve bunların yakınlarına verilemez mi? Sonra da şu kanaate vardım: Bence verilebilir. Hem de çok şık ve anlamlı olur.mayin2

Sorumluluk hisseden bir vatandaş olarak daha sonra da oturdum, bu kanaatimi, elektronik posta olarak bazı siyasal partilere ve Genel Kurmay Başkanlığı’na yazdım. Umarım birilerinin dikkatini çeker de, Türkiye’de böyle bir hizmetin gerçekleşmesine ve ilgili yasanın bu istikamette çıkmasına yardımcı olmuş oluruz! Diyeceksiniz ki; hastir, milletin işi gücü yok da senin fantezilerinle mi uğraşacak? Sen kim, yasa teklifi vermek kim? Büyüklerimiz her şeyi düşünmüşlerdir. Sade sen mi düşünüyorsun şehit ve gazileri?

Olsun; topal karınca misali, karınca kararınca ben teklifimi yapayım da, dikkate alınmazsa yine alınmasın. Üstelik, bana göre; yapmış olduğum yasa teklifi, Nasrettin Hoca’nın göle yoğurt mayası çalmasından çok daha mantıklı, çok daha tutarlı ve amacına ulaşma ihtimali, göl suyunun yoğurda dönüşmesi olasılığından çok daha yüksek. Tavsiye ederim; siz de öyle yapın. Böyle yapmakla en azından beyninizdeki düşünce gazını boşaltmış olursunuz. Bu tür teklifler ve yazılar, insan beyninde, gaz kaçırmanın bağırsaklarda sebep olduğu rahatlamaya benzer bir rahatlama yaratmaktadır. Bu durum, tecrübe ile sabittir efendim…

Malum; Türkiye, günlerdir ülkemizin Suriye sınırındaki mayınlı bölgenin temizlenmesi hususunda TBMM Genel Kurulu’na getirilen sonra da komisyona geri çekilen yasa tasarısı ile yatıp kalkmaktadır. Söz konusu bölgenin mayınlardan temizlenmesi elbette önemlidir. Çünkü Suriye, bugün sınırdaki tel örgülere kadar olan topraklarını ekip biçerken, biz sınırdan 350 metreye kadar derinlikte olan 510 km. uzunluğundaki topraklarımızı boş bekletiyoruz. Bu bakımdan mayınlı bölgenin temizlenmesi son derece önemlidir.

Suriye bizden korkmamışken, bizim Suriye’den çekinmemiz de anlaşılır gibi değildir. Yani söz konusu bölgeye neden mayın döşendi hala anlayabilmiş değilim! Tıpkı bu mayınları döşeyenlerin, “Biz temizleyemeyiz” demelerini anlayamadığım gibi…

Kanaatimizce bu bölgenin temizlenmesi, mutlaka yerli firmalarca veya TSK tarafından yapılmalıdır. Bu konuda teknoloji yetersizse yeterli hale getirilmelidir. Ancak ihale, hizmet satın alınması şeklinde yabancı firmalara ve NAMSA’ya da verilebilir. Önemli olan, söz konusu bölge mayınlardan temizlendikten sonra elde edilecek tarıma elverişli ve altında zengin petrol yatakları bulunduğu söylenen arazinin kime ya da kimlere nasıl tahsis edileceğidir. Bu toprakların yabancılara, bu arada İsrail firmalarına verilmesinin kamu vicdanını sızlatacağı aşikârdır. Türk Milleti, vatanına, hele de sınırlarına NAMUS nazarıyla bakan bir milletir. “VATAN SANA CANIM FEDA” sözünü esasen bunun için söylemektedir. Bu bakımdan namusunun yabancılara teslimini asla hoş görmeyecektir. Buna sebep olanları da asla affetmeyecektir.

Mayın döşeli alan, bilebildiğim kadarıyla hazine arazilerinden ve bedeli ödenmek suretiyle kamulaştırılmış arazilerden oluşmaktadır. Dolayısıyla bu alan, devletin malıdır. Bu sebeple devlet, kendi arazisini istediği gibi değerlendirebilir. BANA KALIRSA MAYINLARDAN TEMİZLENECEK BU TOPRAKLAR, MAYINA BASARAK ŞEHİT OLANLARIN YAKINLARIYLA YİNE MAYIN PATLAMASINDA SAKAT KALAN GAZİLER BAŞTA OLMAK ÜZERE TERÖRLE MÜCADALEDE ŞEHİT OLANLARIN YAKINLARIYLA GAZİLERE VERİLMELİDİR. BÖYLE YAPILIRSA GERÇEKTEN DE ÇOK ANLAMLI OLACAKTIR.

Öyle ya; madem bu insanlar namusumuzu beklerken öldüler veya sakat kaldılar, o halde namusumuz yine bunlara ve bunların yakınlarına emanet edilmelidir. Bundan daha anlamlı ne olabilir?

KİMLERE TAHSİS EDİLMELİDİR

Bu sebeple devlet, bölge halkının, aşiretlerin ve ağaların koparmış oldukları gürültüye ve cayırtıya kulak asmaksızın serinkanlılıkla duruma el koymalı ve mayından temizlenecek arazileri en iyi şekilde değerlendirmelidir. Bana göre söz konusu araziler, öncelik sırasına göre şu altı grup insana tahsis edilmelidir;
1- Terörle mücadelede şehit düşenlerin dul ve yetimlerine tahsis edilmelidir.
2- Terörle mücadelede yaralanan gazi ve gazi yakınlarına tahsis edilmelidir.
3- Terör saldırılarında mağdur olmuş sivil halka tahsis edilmelidir.
4- Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin dışında kalan bölgelerde yaşayan fakir ve dar gelirli ailelere tahsis edilmelidir.
5- Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan fakir ve dar gelirli ailelere tahsis edilmelidir.
6- Diğer Türk vatandaşlarına tahsis edilmelidir.

TAHSİS ŞEKLİ NASIL OLMALIDIR

1-Topraklar ekonomik olarak işletilecek büyüklükte bölünerek tahsis edilmelidir.
2- Şehit yakınları ile gazi ve gazi yakınlarına bilabedel (bedelsiz) tahsis edilmelidir
3-Şehit yakınları ile gazi ve gazi yakınlarına bedelsiz tahsis edilecek araziler için Mülkiyet devri söz konusu olmamalıdır. Mülkiyet söz konusu edilecekse belli bir süre satış yasağı getirilmelidir.
4-Şehit ve gazi yakınları dışındaki fakir ve dar gelirlilerden küçük meblağlarla da olsa kira alınmalıdır. Bunlara verilecek araziler için mülkiyet devri söz konusu edilecekse bu arazilere sürekli satış yasağı getirilmelidir. Aynı yasak şehit yakınları ile gazilere bedelsiz tahsis edilecek araziler için de söz konusu edilebilir.
5- Diğer isteklilerden ise mutlaka kira alınmalı veya bu araziler istekli Türk vatandaşlarına yabancılara satış yasağı getirilmek kaydı ve ihale ile satılmalıdır.

HATIRLATMA

Sınırdaki toprakların, Doğu ve Güneydoğu dışındaki bölgelerde yaşayan fakir ve dar gelirlilere tahsis edilmesi, terörle mücadeleye katkıda bulunacağı gibi, bölgedeki insanların diğer bölgelerle kaynaşması, entegrasyonu, yakınlaşması, kültür alışverişinde bulunması ve devlete bağlılık duygularının gelişmesi açısından son derece önemlidir. Bu yöntem geçmişte denenmiştir ve oldukça da başarılı olmuştur. Çünkü geçmişte, gerek bazı doğu illerinden getirilerek orta ve batı bölgelerine yerleştirilen vatandaşlarımız, gerekse bazı Doğu illeriyle Hatay gibi bazı güney illerine yerleştirilen Karadenizliler, gittikleri yerin halklarıyla pek ala kaynaşmış durumdadırlar. Öte yandan Karadeniz bölgesinden getirilerek bazı doğu ve güney illerine yerleştirilen insanlarımız, bugün bulundukları şehirlerin ekonomilerine yön verir hale gelmiş bulunmaktadırlar. Aynı uygulama mayından temizlenecek araziler konusunda da yapılabilir.

Mayınlı bölgedeki arazilerin temizlenmesi ve tahsis işlerini belirtilen şekilde çözecek insanların ve partilerin sırtı Türkiye’de asla yere gelmeyecektir. “ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ” şeklindeki öngörü ise slogan atmakla, bağırıp çağırmakla değil, ancak şehit yakınlarına ve gazilerimize sahip çıkmakla gerçekleşecektir.

Yaklaşık 510 km. uzunluğundaki Suriye sınırı boyunca uzanan 350 metre enindeki mayınlı arazideki mayınların temizlenmesi ve mayından temizlenecek arazilerin tahsisi hakkındaki tartışmaların ayyuka çıktığı geçen hafta (28 Mayıs 2009 günü), Hakkari’nin Çukurca ilçesinde 6 askerimizin şehit olmasına sebep olan mayın patlaması olayından sonra aklıma şöyle bir soru geldi: Mayından arındırılacak bölge, acaba mayın şehitleri başta olmak üzere terör olaylarında şehit düşenlerin yakınlarına ve bu olaylarda yaralanarak gazi durumuna düşenlere ve bunların yakınlarına verilemez mi? Sonra da şu kanaate vardım: Bence verilebilir. Hem de çok şık ve anlamlı olur. - mayin2

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir