Bu iktidarın ve bu iktidarın amansız savunucularının Türkiye’ye verdikleri en büyük zarar

Bugünlerin yarınları var

OLMAZ ya, diyelim oldu…

Bu iktidar gitti, yerine başka bir iktidar geldi.

*

Gelen yeni iktidar…
Polisleri görevden aldığında…
MİT’i iktidarını pekiştirmek için kullanmaya kalktığında…
Savcılara müdahale ettiğinde…
“Dış mihraklar bize komplo kuruyor” dediğinde…
TRT’yi bırakın borazan yapmayı, bando takımı yaptığında…
Vergi cezalarını iş dünyasını dize getirmek için kullandığında…
Denetimden kaçtığında, Sayıştay’ı işlevsiz bıraktığında…
Hayır hasenatı teşvik adı altında ihalelerden kendi vakıflarına pay istediğinde…
En az 7 gazeteyi doğrudan kendine bağladığında…
Falanca tarikat ya da filanca cemaati, “Paralel devlet oldular” gerekçesiyle devletten temizlemeye kalkıştığında…
Yargıyı kontrol altına almaya çalıştığında…
“Kendi ideolojime göre nesiller yetiştireceğim” diyerek eğitim politikalarını darmadağın ettiğinde…
Kimse itiraz edemeyecek.

*

Kimse itiraz edemeyecek, çünkü…
“Bizden önceki yapınca iyiydi de biz yapınca mı kötü” cümlesi, bir kılıç gibi sallanacak tepelerde, tepemizde.

*

Bu iktidarın ve bu iktidarın amansız savunucularının Türkiye’ye verdikleri en büyük zarar budur.

*

Benim açımdan ise durum değişmeyecek:
Ben yine “Onlar yanlış yaptılar diye siz de yanlış yapmak zorunda mısınız” diye yazıp çizerek…
Yeni iktidarın da “düşman belledikleri” arasında yer alacağım.

Bir siyasi parti nasıl tutulur

BİR: Partinin en tepesinden gelen emir ve yasakları, en azından birazcık olsun akıl, fikir ve izan penceresinden geçirmeye çalışarak…

*

İKİ: Partinin “tek adamdan ibaretmiş gibi” algılanmasına şiddetle itiraz ederek…

*

ÜÇ: “Lider kültü” yaratılması yerine “idealler bütünü” yaratılmasına çaba göstererek…

*

DÖRT: Emir komuta sistemi yerine ortak aklı talep ederek…

*

BEŞ: Partide “birinci adam ve diğerleri” şeklinde bir yönetim şemasının ortaya çıkmasını engelleyerek…

*

ALTI: Partiye dışarıdan yönelen saldırıları bertaraf etmenin tek ve etkili yolunun parti içi eleştiri mekanizmasını çalıştırmaktan geçtiğini bilerek…

*

YEDİ: Parti çevrelerinde yer alanları “goygoycular” ve “idealistler” olarak tasnif edebilme becerisini sergileyerek…

Ahmet Hakan


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir