Bardağı taşıran damla…

NECDET BULUZ

Şimdi Rusya ile bahar havası yaşıyoruz. Suriye ve Irak ile olan ilişkilerimizi düzeltme yoluna gittik. İran ile ilişkilerimizde de bir iyileşme söz konusu. Özellikle terörle mücadele konusunda attığımız adımlar birer birer hedefine ulaşıyor.
Buraya kadar her şey iyi de, bu durumdan rahatsız olanlar yok mu? Var, özellikle de Amerika ve Batı’dan halen baskı görüyoruz. Amerika’nın Suriye, Irak ve bölgedeki planları alt-üst oluyor. Müttefikimiz bu durum karşısında sessiz kalır mı? Yeni oyunlar peşinde düşer mi? Bunların da iyiden iyiye hesap edilmesi gerekiyor.
Nitekim Amerika Suriye’de halen PKK’nın uzantısı PYD ve onun silahlı gücü YPG’ ye destek veriyor. Son gelen haberler ve belgeler, müttefikimizin bununla da yetinmediği, PKK’ya bile eğitim verdiğini ortaya koyuyor.
TSK, Suriye ve Irak’ta PKK’ya darbe vururken, Türkiye ile müttefik olan Amerika’nın terör örgütlerini eğittiğine dair yeni görüntüler ortaya çıkması ve bunların medyada yayınlanması bardağı taşıran son damla olarak değerlendiriliyor. Afrin’de çekildiği öne sürülen yeni görüntüler ise dehşet verici nitelikte.
Haber Sözcü Gazetesi’nden arkadaşımız Saygı Öztürk’e ait. Dehşet verici görüntülerde PYD’li teröristlerin yanında PKK’lılara da Amerikalılar tarafından eğitim verildiği gözler önüne seriliyor. Saygı Öztürk’ün haberine göz atalım:
“Türkiye’nin müttefiki ABD’nin, bölücü terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG’ye ağır silahlar verip, Afrin bölgesindeki kamplarda eğittiğinin ortaya çıkması gündeme bomba gibi düştü. Skandala ilişkin yeni görüntüler ise hain ittifakı tüm gerçekliği ile gözler önüne serdi. Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneği Başkanı Güngör Yavuzaslan tarafından yayınlanan en son fotoğraflar da Afrin kent merkezinde çekildi. Yavuzaslan ”Terör yuvası Afrin, Danimarka, Fransa, Norveç, Belçika, Almanya, İngiltere, İsrail, Almanya, Kanada ile Brazilya’dan gelen yabancılarla dolu. Bunların bir çoğu paralı savaşçı ve eski asker. Terör yuvasının komutası ise Amerikalılarda” dedi. Bölgede örgütün en fazla militanının sınır komşumuz Afrin’de olduğu ve bu sayının 15 bine ulaştığı bildirildi.”
Haberin içeriğine dikkat ettiğimizde, bölgede sadece Amerika’nın değil, Batılıların da bulunduğunu görüyoruz. Bu da bölgenin Amerika ve Batı için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Çünkü haberde bölgede sadece YPG değil, dışarıdan gelen başka yabancı teröristlerin de eğitildiğine dikkat çekiliyor.
Daha önce konu ile ilgili yazdığımız bir yazıda Amerika’nın bölgede bir üs kurduğunu vurgulamıştık. Şimdi ise gelen haberlerde ikinci üssün de kurulduğu belirtiliyor. Bu konudaki gelişmeler ve haberler de şöyle:
“ABD özel kuvvetlerinin de Tişrin Barajı’ndaki üste bulunduğu açıklandı. ABD, Suriye’de Ayn El-Arap’ın (Kobani) güneyinde ikinci bir askeri hava üssü de inşa etti. Yine Haseke kırsalındaki Rumeylan Hava Üssü ve Fırat üzerindeki Tişrin Barajı yanında üssü var. ABD buralarda PKK militanlarına askeri malzeme yardımı yapıyor. Irak’ta bulunan üslerden de Suriye’deki PKK’lı teröristlere silah desteği yapılıyor. Irak’taki gibi Kuzey Suriye’de de yeni bir askeri yapılanma başladı. IŞİD’den kurtarılan bölgelere PYD-PKK unsurları yerleştiriliyor. Buralardaki Türkmen ve Arap nüfus da göç ettiriliyor ABD, Menbiç başta olmak üzere Rakka hattında ve PKK’lıların kamplarında konuşlanmış durumda. ABD’li askerler ise lojistik desteğini İncirlik Üssü’nden sağlıyor. Barack Obama’nın IŞİD ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk da Suriye ziyaretlerinde önce İncirlik Üssü’ne gelip daha sonra Suriye’ye geçmişti.”
Söylemek istediklerimize gelelim:
Rusya, Suriye, Irak ve İran ile olan ilişkilerimizin iyileşmeye doğru gitmesi, bölgedeki dengeleri kuşkusuz değiştirecektir. Şimdiden bu ndengelerde değişiklikler olduğu görülüyor. Amerika’nın ve Batı’nın asıl rahatsızlığının da buradan kaynaklandığının altını çizelim.
Buna Amerika ve Batı seyirci kalır mı? Kalmaz. Eğer bölgeden gelen son haber ve görüntülere bakılacak olursa kalmayacağını açıkça görürüz. Bu durum, terörle mücadelemizde sınır dışı operasyonlarımızın derinliği için bir engel oluşturabilir.
Amerika’da 20 Ocak’ta Trump ve ekibi göreve başlayacak. Yeni strateji ne olur buna da bakmak gerekiyor. Ancak uzmanlar “Amerika’da devamlılık esastır. Yönetim değişse de anlayış değişmez. Çok küçük kırılganlıklar olabilir ama stratejilerin ana gövdeleri sarsılmaz” diyorlar.
Bizim için önemli olan ülkemizin birlik ve bütünlüğüdür. Bunun için de terörle mücadeleye ara vermeden devam etmek durumundayız.
Yüzlerce şehit verdik ve vermeye devam ediyoruz. Suriye’de El Bab’taki mücadelemizin asıl amacı da sınırımızı terörist gruplardan temizlemektir. IŞİD ile mücadele ettiklerini söyleyenler bile bize karşı şimdi IŞİD’ı güçlendirmeye çalışıyor.
Bizi terörle mücadelede yalnız başımıza bırakan, üstelik teröristlere destek, silah ve eğitim veren dış güçlere karşı da yeni stratejileri devreye sokmak durumundayız. Hem dost, müttefik, hem de sıkı bir düşmanlık bir arada olmaz.
Terörle mücadelede “var olma, yok olma” mücadelesi içindeyiz. İç ve dış düşmanlarımızca çevrilmiş ve köşeye sıkıştırılmaya çalışıyoruz. Eğer ayakta kalmak ve başarmak istiyorsak, dost görünen düşmanlara karşı da gereğini yapmaktan kaçınmamalıyız.
Bugünlerde gündemde olan “İncirlik kapatılsın mı, kapatılmasın mı?” tartışmalarına da son noktayı koymak gerektiği görüşündeyiz.
Eğer düşman içimizdeyse bunun barınmasına izin vermenin bir anlamı var mı?
Amerika “Çekiç Güç” ile İncirlik Üssü’nden Özal döneminde dağlarda barınan PKK militanlarına da helikopterlerle yardım malzemesi atmadı mı? İncirlik Üssü’nü adeta teröristlere destek amacı ile kullanmadı mı?
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz

.

NECDET BULUZ - military askeri helikopter rus