PUTİN YANLIŞ YAPIYOR
——————————–
Gereksiz ve zamansız bir şekilde Rus uçağının Suriye’de düşürülmesinden sonra Rusya’nın Türkiye’ye karşı takındığı düşmanca tavır yanlıştır. Bu tutum ve davranışı ülkemize olduğu kadar Rusya’ya da büyük zararlar verecektir.
Muhtemel bir Türk-Rus çatışmasının sadece iki ülkeye değil bölge ve dünya barışına çok önemli ve asla karşılanamayacak büyük zararları olacaktır.
Bugün Rusya ve Türkiye’nin milli güç mukayesesini rakamlar üzerinden yapanlar Rusya’yı yenilmez bir dünya gücü olarak göstermektedir. Bunlar cahilce yapılan değerlendirmelerdir. Tarihi ve coğrafi gerçekleri bilmeden yapılan boş sözlerden ibarettir..
1492’de Rus Çarı III.IVAN’ın Osmanlı Padişahı II.BEYAZIT’a gönderdiği mektupla başlayan ve 523 yılı geride bırakan ilişkiler incelendiğinde, Rusya’nın “sıcak denizlere inmek” şeklindeki değişmeyen hedefini önleyen Türkiye ile Rusya’nın devamlı savaş halinde olduğu görülecektir.
Türkler ve Ruslar en son 1 nci Cihan Harbinde karşı karşıya gelmişlerdir. Savaş sebebiyle İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının Rusya’ya kapatılması ile her alanda çöken Rusya’ya yardım için gelen İngiltere, Fransa gibi dünya devlerinin 1915 ‘te Çanakkale’de uğradıkları hezimet asla unutulmamalıdır. Bu savaş sonunda Osmanlı yenilmiştir. Ama Rusya’da yenilmiştir. 500 yıllık Çarlık Rusyası kanlı olaylarla rejim değiştirerek komünizmin boyunduruğuna girmiştir.
Bugün her alanda Türkiye ve Türklere karşı bir seri yaptırımlar uygulamaya kalkan Putin’in göz önüne alması gereken husus Türk Boğazlarındaki egemenliğin hâla TC’nin elinde olduğudur.
Bu boğazlardan her dört dakikada bir Karadeniz ülkelerine ait büyük ticaret gemilerinin geçtiği asla unutulmamalıdır. Boğazların herhangi bir şekilde kapatıldığı takdirde ne olacağı hususu 1914-1918 Rus arşivlerinde açıkça yer almaktadır. Bu vesile ile gözden geçirilmesinde yarar vardır.
Bugün hangi olumsuz görünüm altında olursa olsun Türkiye Cumhuriyetinin milli güç potansiyeli asla küçümsenmemelidir.
2015 Rusyası hâla dev bir dünya gücüdür. Rusya, BM Güvenlik Konseyi karar alma sistemi içinde ‘Veto Hakkı’ olan beş ülkeden biridir. Nitekim bu gücünü Suriye’ye yaptırım uygulamak isteyen BM kararlarını Çin ile birlikte veto ederek kanıtlamıştır.
SSCB’den sonraki siyasi yapılanma dolayısıyla artık Rusya sınır komşumuz değildir. Fakat bölge ülkesi olarak ve Türk Dünyası ile olan ilişkilerini de gözönüne alarak baktığımızda Türkiye’nin dış politikasında Rusya’nın daima gözönünde tutması gereken ülkelerin başında yer aldığını görürüz.
Eğer Türkiye bölgemizde söz sahibi olmak istiyorsa Rusya ile ilişkilerini en üst düzeyde tutmak ve gerekirse stratejik ortaklık seviyesinde bu ilişkiyi güçlendirmek durumundadır. Bu birlikteliğe en az Türkiye kadar
Rusya’nın da ihtiyacı vardır. Çünkü bölgemizde paylaşacağımız pek çok ortak yönümüz bulunmaktadır.
Türkiye’nin bir bölge ülkesi olarak Rusya ile çıkarları örtüşmektedir. Birlikte hareket etmeleri ve dayanışma içinde bulunmalarında sayısız yararlar vardır. Yöneticilerimiz Rusya’nın var olduğunu ve hemen yanıbaşımızda bulunduğunu hatırlamalı, dış ilişkilerimizde Rusya’ya ağırlıklı olarak yer vermemiz gerektiğini unutmamalıdır..
Sonuç olarak; Rusya Federasyonu; Türkiye’yi geçen 523 yıl¬lık tarihi, siyasi, kültürel, sosyal, ekonomik ve askeri ilişkilerimizin engin tecrübesi ile kendi milli çıkar ve amaçları doğrultusunda değerlendirmek zorundadır. Bunun aksi bir tutum ve davranış coğrafyanın gerçeklerine ters düşeceği gibi jeopolitik ve jeostratejik kavramlara da tamamen aykırı bir durum meydana getirebilecektir.
Özetle muhtemel bir Türk-Rus savaşının kazananı asla Türkler ve Ruslar olmayacaktır. .
Dr. Tahir Tamer Kumkale
,
Bir yanıt yazın