Mekke’de izdiham sebebiyle Suudi makamlarına göre 769, Pakistan-Hindistan resmi makamlarına göre 1000’in, İran resmi makamlarına göre ise 4000’in üzerinde (4173) insanın telef olması üzerine, ülkemizde çeşitli kesimlerden çeşitli tepkilerin geldiği malum. Aynı tepkiyi, bazı AKP’li siyasiler de gösterdiler. Ta ki; Cumhurbaşkanı ortaya çıkıp gerekli azarlamayı yapıncaya kadar!
Cumhurbaşkanı’nın en azından Suriye politikası konusunda Katar ile birlikte iki müttefikinden birisi olan Suudi Arabistan’ı koruma niyetiyle yapmış olduğu açıklamadan hemen sonra AKP’li siyasiler göstermiş oldukları tepkileri yumuşatma yoluna gittiler ki; bu konuda en keskin tepkiyi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek verdi. Melih Gökçek’in sildiği twit şöyle: “Hacda 717 hacı vefat etti. İçinde Türk hacılar da var. Acımız çok büyük. Bu böyle devam etmemeli. Sorunu bize teslim etsinler, biz çözelim…”.
Melih Gökçek silme nedenini şöyle açıklamış atmış olduğu başka bir twitinde: “Ben bu tweeti attıktan sonra Hacda bulunan bir arkadaşım beni aradı ve dedi ki; ‘Başkan twitini okudum, bu tiwit senin niyetini bilmeme rağmen Suud tarafından yanlış anlaşılabilir. Lütfen tiwitini siler misin?” (Cumhuriyet: 27.09.2015)
Anlaşılıyor ki; Melih Gökçek, bu konuda Cumhurbaşkanı’nın tepkisini değil, Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdülaziz’in muhtemel tepkisini dikkate almış! Ne de olsa o bir kral ve krallara yanlış yapılmaz! Demek ki; Melih Bey, 2011 yılında Ankara’yı gayri resmi olarak ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı N.Sarkozy’nin karşısında sakız çiğneme konusunda da dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den değil, dönemin Suudi Kralı Abdullah Bin Abdülaziz’den icazet almıştı!
Aynı “U” dönüşünü Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de yapmış bulunuyor. Mina’daki izdihamın yaşandığı Kurban Bayramı’nın birinci günü; “Her şeyden önce orada ciddi bir yönetim sorunu var. Yöneticilerin ciddi ihmalleri olduğu anlaşılıyor. Bu izdihamın nasıl meydana geldiğini anlamakta ben şahsen zorluk çekiyorum. Bir sivrisinek, bir börtü böceğe dahi dokunmanın caiz olmadığı bir ibadettir hac ibadeti. Fakat bu ibadet esnasında sebebi ne olursa olsun 700’ü aşkın kardeşimizin çiğnenerek ölmesinin hiçbir makul izahı olamaz…” diyen Mehmet Görmez, bu açıklamasından sadece 2 gün sonra ve elbette Cumhurbaşkanı’nın konuya ilişkin açıklamasından sonra olmak üzere; Mekke’de düzenlenen Dünya Hac Organizasyonları Başkanları Toplantısı’nda ani bir “U” dönüşü yaparak; “Ben kimseyi itham etmedim…Burada bize her sene ev sahipliği yapan kardeşlerimize çok daha fazla yardımcı olmamız gerekiyor” demiştir. Konuya ilişkin gazete haberine göre; Görmez’in ilk açıklaması sırasında Suudi Makamları, Türkiye’ye yapılan canlı yayın bağlantılarını kesip, Görmez’in programa katıldığı Türk televizyonlarına da canlı yayın yasağı getirmiştir(Hürriyet: 28.09.2015).
İdris Güllüce, Recai Berber ve Mehmet Ali Şahin gibi hac konusunda önemli tozutmalarda bulunan AKP’li siyasiler nasıl bir dönüş yaptılar veya yapmayı düşünüyorlar mı bilmiyorum; ancak Recai Berber izdihamda ölenleri “Af edersiniz hayvan gibi öldüler” diyerek hayvanlara benzetmiş, Mehmet Ali Şahin ise memleketi Karabük’te yapmış olduğu tozutmada;
“…Bize versinler, Türkiye oradaki organizasyonu kimsenin burnu kanamadan hac vazifesini yaptırır Allah’ın izniyle. Ücret de talep etmiyoruz. Suudi Arabistan hükümetine sesleniyorum; Verin bize, Türkiye’ye. Türkiye olarak oradaki organizasyonu çok nizami bir şekilde hallederiz, çözeriz…” şeklinde laflar etmiştir.
Birkaç yüz kişinin katıldığı karşıt görüşlü en küçük miting ve gösteri yürüyüşlerinde bile şehirleri savaş alanına dönen Türkiye’nin, birkaç milyon kişinin Mekke gibi dar bir alana sıkışmak zorunda kaldığı bir organizasyonu adam gibi düzenleyeceğine asla inanmıyoruz. Ancak hac organizasyonunu düzenlemek zorunda kalan Arabistan ve diğer İslam ülkelerinin, Sen Piyer meydanına milyonlarca kişiyi toplayıp vaaz veren Papa ile Vatikan ve İtalyan hükümetlerinden bu konuda alacakları çok dersler bulunduğuna kesinlikle inanıyoruz…
Bir yanıt yazın