AKP’nin Akil adamlarından TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’ndan, yanına başta Memur-Sen isimli hükümet yanlısı memur sendikasının başkanı olmak üzere; üç beş STK başkanını ve temsilcisini de alarak 17 Eylül günü Ankara’da “Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet” ismiyle bir yürüyüş tertip edeceklerini duyunca, notumu şöyle düşmüştüm faceboook sayfama:
“Anlaşılıyor ki; bu yürüyüş, bir AKP mitingidir. Zira bu mitingin İstanbul’da yapılacak muadili olan ‘Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses’ mitingine hem Cumhurbaşkanı, hem de diğer AKP şefleri katılacak. Bu durumda MHP’ye yakınlığı ile bilinen ve eski başkanı 7 Haziran seçimlerinde MHP’den aday olan TÜRKİYE KAMU SEN ve bu konfederasyona bağlı sendikaların bu mitinglere katılması doğru değildir ve AKP’ye hizmetten başka bir amaç taşımayacaktır.
Zira TÜRKİYE KAMU-SEN’e bağlı sendikalara üye memurlar, Perşembe günü Ankara’da gerçekleştirilecek yürüyüşe katılmak için yarım gün iş bırakma eylemi gerçekleştireceklermiş. Muhtemelen bu adamların içinde, söz konusu mitinglerde BOZKURT işareti yapacaklar da çıkacaktır. Peki Ülkücüler bu durumu nasıl açıklayacaklardır. Yine ‘Onlar çakma Ülkücüler’ deyip konuyu örtbas etme yoluna mı gidecekler. MHP milletvekili adayı Bircan Akyıldız’ın ve İsmail Hakkı Koncuk’un bu konudaki tavırlarını doğrusu pek merak ediyorum. Elbette MHP ve Ülkü Ocakları yönetiminin tavrını da…”
…
Geçtiğimiz Perşembe ve Pazar günleri gördük ki; Ankara’da ve İstanbul’da tam bir gövde gösterisi yapıldı! Sözüm ona PKK’ya gözdağı verildi! Oysa yapılan şey, tamamıyla PKK’nın reklâmından ve şimdilik buzdolabına kaldırıldığı söylenen çözüm sürecinde devletin elini daha da zayıflatmaktan başka bir şey değildir. Kandil’deki PKK şefleri, zevkten dört köşe bir şekilde, dağdaki inlerinde kahvelerini yudumlarken, televizyonlarında geçtiğimiz Perşembe günü Ankara’da, Pazar günü de İstanbul’da gerçekleştirilen nümayişi keyifle izlemiş olmalılar. Çünkü hiçbir güç, Ankara’yı ve İstanbul’u bu şekilde sokağa dökememişti şimdiye kadar. Ancak PKK döktü işte!
Doğrusu ya ben, bu nümayişlerin, bir türlü koalisyon hükümeti kurmayı beceremeyenleri ya da koalisyona engel olanları protesto maksadıyla düzenlenmesini beklerdim milleten. Ancak millet, AKP’nin ve AKP’ye çalışan STK’ların güdümünde ve onların dolduruşuna geldi yine. Çünkü bu gösterilerin özellikle İstanbul ayağında gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Başbakan Davutoğlu tarafından sarf edilen sözler, bir daha gösterdi ki; AKP cephesinde değişen bir şey yok! Onlar yine 400 milletvekili sayıklıyorlar ve yine başkanlık hayali peşindeler. Ankara’da ve İstanbul’da bayrağını kucaklayıp gelen insanlar da ne yazık ki; AKP şeflerinin bu tür isteklerinin daha geniş kitlelere ulaştırılmasına bilerek veya bilmeyerek vasıta olmuş bulunuyorlar.
Oysa; Prof. Dr. Ahmet Nizamettin Aktay’ın da isabetle dile getirdiği gibi, devlet miting ve gösteri yürüyüşü yapmaz, sorun çözer. Dolayısıyla; devleti, siyanürle altın arama işine karşı gösteriler yapan Bergama köylülerinin durumuna, kendilerini de nümayişçi köylülerin tabiî lideri “Hopdediks Bayram” pozisyonuna düşürenlere isyanım vardır benim. Bu sebeple merhum gazeteci Necdet Sevinç’in de dediği gibi; devlet bir an önce kurtarılmalıdır devlet!
Bir yanıt yazın