“AKP’nin büyüsü bozuluyor…”
Bu sözü ben söylemiyorum.
Bunu AKP’ye yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak gazetesinin Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi söylüyor…
Evet, “Büyü bozuluyor” artık… Büyü bozulacak… Bozulmak zorunda… Zamanı geldi…
Yeryüzünde “Yalan, dolan, talan, üzerine kurulmuş, “Vatan satıcılığı yapan” bir iktidarın yaşamını uzun süre devam ettirdiği görülmemiştir…
Hele hele tüm dünyayı gezseniz, AKP iktidarının bir eşine, menendine rastlayamazsınız. Bugün ak dediğine yarın kara diyen, terör örgütü ile görüşmediğini söyleyip, ertesi gün devlet kuruluşlarının onunla gizli gizli müzakereler yaptığını itiraf eden bir devlet adamı görmek mümkün müdür yeryüzünde?
Adaletsizliğin, hukuksuzluğun zirve yaptığı 13 yıllık bir dönem yaşadık…
Sabah karanlığında evler basıldı…
Koca koca komutanlar enselerinden tutulup arabalara dolduruldu…
Bunların arasında hastalananlar oldu. Ölenler, canına kıyanlar oldu… Ama asla karamsarlığa düşmedik. Umudumuzu yitirmedik…
Günü saati geldiğinde, “Ali Tatar’ların, Kuddisi Okkır’ların, İlhan Selçuk’ların, Türkan Saylan’ların hesabı sorulacak” dedik hep…
Sen adamın güneşini, ışığını çal, onu çoluğundan çocuğundan, yuvasından kopar, mesleğinden et ve yıllarca zindanlarda tut, sonra da “PARDON, yanılmışım, aldatılmışım” de… Salıver…
O kadar basit değil bu iş…
Sen ayakkabı kutularını, para kasalarını ağzına kadar dolarlarla, avrolarla doldur, para sayma makineleri ile say, sonra da “Bu paraları evime PARALEL YAPI koydu” de, suçu kendi yarattığın bir çetenin üzerine at ve rekor sayılabilecek kısa bir yargılama sürecinin ardından beraat edip, bavullar dolusu paraları faizi ile geri al…
Yemezler…
Yedirmezler…
Önce bebek katilleri ile kapalı kapılar arkasında vatanı bölme pazarlıkları yap, binlerce yıllık vatanı lime lime et, parçalara ayır, sonra da çıkıp:
“Hâlâ varsa, yoksa Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu? Artık böyle bir şey yok… Kardeşim neyin eksik senin? Bir Kürt olarak sen bu ülkede cumhurbaşkanı oldun mu? Oldun. Başbakan çıkardın mı? Çıkardın. Devletin en üst kademelerinde yönetici gönderiyor musun? Var. Türk Silahlı Kuvvetlerinde var mısın? Var. Ne istiyorsun daha? Bizden farklı neyiniz var. Her şeye sahipsiniz…” de… (Cumhurbaşkanı RTE’nin Balıkesir konuşmasından)
Ama Terörist Başı böyle söylemiyor… “Kürt sorunu var” diyor… Hem de Kürtlere özerklik ve toprak talebinde bulunuyor…
Besleyip, büyütülen, şımartılan bu yaratık, bol keseden atıp tutuyor şimdi… TBMM’de bir “HAKİKAT VE YÜZLEŞME KOMİSYONU” kurulmasını ve bu komisyonun;
“-“İşkence, kayıplar, yargısız infazlar, faili meçhul cinayetler, zorunlu göçe tabi tutma, toplu öldürmeler, kontra gerilla faaliyetleri, insanlığa karşı suçlar, soykırım suçlarını” araştırmasını,
-“Mağdur ve faillerin hem bireysel, hem de toplu başvurularını inceleyerek”, Savcılık makamını harekete geçirmesini,
-Devlete ait gizli ya da açık tüm arşivlerde inceleme yapmasını, Türkiye Cumhuriyetinin GEÇMİŞİYLE HASAPLAŞMASINI” istiyor.
Elbette bu hesaplaşmanın içerisinde Yüce önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yargılanması ve ulus devletin mahkûmiyeti de var.
Bebek Katili daha başka ne istiyor?
“Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde özgür ve eşit Anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum olmayı… Çatışmacı, tüketici, yıkıcı milliyetçiliğin doğurduğu ulus devletleri, demokratik siyasetle aşarak, ortaklaşmaya geçmeyi…”
Bu cümleden ne anlıyoruz?
Üniter devlet, ulus devlet olmayacak…
Tek devlet, tek bayrak, tek dil olmayacak…
“Çatışmacı, tüketici, yıkıcı Türk milliyetçiliğine” son verilecek…
Türk adı silinip tarihe karışacak, bundan böyle Türk vatandaşı yerine Türkiye vatandaşı terimi kullanılacak…
Böyle bir gelişmeyi, ne Türk milleti ne de Türk ordusu kabul eder… Nitekim Terörist başının Türk ve Kürt halkları arasında “Eşme Ruhunu yeni tarihin sembolü olarak selamlamasına” bakın Genel Kurmayın yanıtı ne oldu?
“1. Bazı basın yayın organlarında; hiçbir zaman muhatabımız olmayan ve olmayacak olan terörist başının “EŞME RUHU” açıklamasına atfen, Süleyman Şah Saygı Karakolu’nun SURİYE toprakları içinde yer değiştirmesi ile ilgili olarak “TSK ile PYD/PKK’nın işbirliği yaptığı” yolundaki yayın ve haberler tamamen gerçek dışı olup; 31 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasal düzenini değiştirmeyi hedefleyen bir terör örgütü ile silahlı mücadele eden ve bu uğurda binlerce şehit ve gazi vermiş olan şerefli, haysiyetli ve onurlu Millî Ordu Türk Silahlı Kuvvetlerine bu yakıştırmayı yapan kişileri ve yayın organlarını Yüce Türk Milleti önünde şiddetle kınıyoruz…”
Yurtsever güçler ayakta… Vatanın parçalanmasına, bölünmesine karşı seslerini yükseltmeye başladılar…
Bu karşı koyma, öfke seli karşısında AKP iktidarı perişan… Ekonomik kriz ve politik çıkarlar onu sıkboğaz ediyor… AKP Şaşkın, panik içinde… Birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmeye başladılar… Partinin ağır topları artık yandaşlarının hırsızlıklarını, hukuksuzluklarını, vurgunlarını açık etme yoluna girdi…
Onlar da kendilerinden önceki politikacılar gibi birbirlerine düşüp yok olacaklardır… Tıpkı Özal – Mesut Yılmaz çekişmesinde olduğu gibi…
Dağların doruklarından güneş yeniden doğmak üzeredir… Aydınlık yüzünü göstermiştir…
Bir yanıt yazın