PKK TERÖR ÖRGÜTÜDÜR AMA

Irak- Suriye tezkeresi “BM’nin üyesi tüm ülkelere, BM Güvenlik Konseyi kararı ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun biçimde IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı  gerekli tedbirleri alma çağrısı” doğrultusu,
Irak’ın kuzey bölgesinde silahlı PKK terör unsurlarının varlığı,Suriye ve Irak’ta diğer terör unsurlarının sayısı ve ortaya koydukları tehditte artış,Türk toprağı  kabul edilen Süleyman Şah Saygı Karakolu’na dönük güvenlik riskinin artması gerekçesi,
Gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak amacıyla çıkarıldı.

*
Bu sırada IŞİD, Rojava’da Kobane’ye saldırırken,tezkerede IŞİD’i dengelemek adına PKK ve isimlendirmeden PYD’nin de terör grupları arasında gösterilmesi,PKK- PYD ile IŞİD’in eşitlendiği izlenimini verdi.
Bu durum Kürt Sorunu’nun Barışçıl çözümünü etkilemeye devam ediyor.

*
Devletinin ulus bağlantısından kopmuş PKK’lı  milyonlarca Kürt, Türkiye’de merkeziyetçi yönetime karşı çıkan BDP/HDP çatısı altında, tüm kitle örgütlerinde ve yönetimlerinde sonuçlarını toplumda daha çok hissettirecek yerel yönetimlerden en ücradaki evlere kadar örgütlenmiş, hükümetin çözüm sürecinde ilerleme kaydetmemesine karşı özerklik yönünde daha geniş adımlar atmaya yönelmiştir.
Doğu ve Güneydoğu’da ekonomi alanında faaliyet gösteren dernekleri bünyesinde toplayarak güçlü bir sivil toplum olmayı amaçlayan bir grup işadamı ve sanayici, Kürdistan coğrafyasında yaşayan halkların birliği,Kürdistan ulusal ekonomik politikalarının oluşturulması,bu sermayenin küresel rekabet düzeyinde sahada yer alması amacıyla “Kürdistan Sanayici ve İşadamları Derneği”ni kurmuştur.
Seçimle işbaşına gelinmiş  Diyarbakır, Mardin, Van büyükşehirlerinde etnik, kültürel ve dini  faktörler altında kendi yönetim biçimini bizzat belirleyen Demokratik Özerklik inşası sürdürülüyor.
Başta petrol ürünleri ve bakır, kalay, krom gibi önemli madenlerin ve Karakaya, Atatürk, Keban gibi büyük barajların, hidroelektrik santrallerinin işletilmesinde karar sahibi olmak ve gelirlerinden pay isteniyor.
Kürdistan değerleri üzerinde özerk bölge hakkının müzakereler ve anlaşmalarla belirleneceğine vurgu yapılıyor…

*
Cizre’nin Suriye tarafındaki Derik’ten, Kilis’in Suriye tarafında Efrin’e kadar yaklaşık 700 kilometrelik alan Kuzey Suriye’de Kürdistan coğrafyasıdır, Suriye nüfusunun yüzde 15’ini oluşturan  2-2.5 milyon Kürt yaşıyor.
Kürtler Cizire, Kobane ve Efrin Bölgesi’nde “Demokratik Özerklik” ilan etmiştir, bu 3 Kanton tamamen PKK’ya bağlı Kürt Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve “Halkçı Koruma Birlikleri” YPG’nin kontrolündedir.

*
Türkiye ve Suriye’li PKK’lılar bu iki devletin hem ulusal, hem küresel ekonomi hedeflerine karşı direniş ekonomisi karşılığında Kürt halkının özgür ve demokratik yaşam sisteminin kurumsallaşmasını hedefliyor.
Bütün ekonomik faaliyetler toplumun ihtiyaçlarını karşılama amacı taşırken, kapitalizmin sınırlandırılması hedeflenecektir.
Mülkiyet sorununda verimlilik ölçü alınıyor, ne aşırı bireysel mülkiyetçilik, ne de devlet mülkiyetçiliği Demokratik Özerklik kapsamına girmiyor.
Üretim alanına dönük  kooperatifleşmenin yanında tüketim alanına dönük  kooperatifleşme ile özel şirket ekonomilerinin daraltılması ve tekelleşmelerin engellemesi düşünülüyor.
Ne Borsa, ne repo, hisse senetleri alış-verişi, ne de bono, faiz vb. finans-kapitalin enstrümanları kullanılmayacaktır.
Banka sisteminin değiştirilmesini esas alınırken, bankaların borsa oyuncusu olarak ekonomi üzerinde etkili olmasına, sanayi ile iç içe geçmesine izin verilmeyecektir.
Herkesin kendi işinin ve iş yerinin emekçisi olduğu bir ekonomik üretim sistemi temel ilkedir.
Vergi konusunun genel hükümleri devletle yapılan müzakerelerle oluşacak,toplumcu ve adil bir vergi sistemi halkın onayından geçen bir kanunla düzenlenecektir.

*
Nerede? Hem Türkiye’de,hem Suriye’de!

*
Ne ki, PKK’nın bu vizyonu finansal karakterli işlem ve davranışlara yansıyor.
Bölgenin barışa evrilmesi halinde dahi kurulması öngörülen ulusal ekonomik, politik, kültürel yapı bir dizi ulus ötesi gelişmeye ve koalisyonuna engel olarak duruyor.
İlgili felsefeyle gelişmemiş üretim biçimi, eksik yurtiçi aktiviteleri, işte finansman kısıtlılığı, zayıf yatırım talebi gibi sorunlar nedeniyle, yabancı yatırım çekemeyecekleri, teknolojiyi yükseltemeyecekleri,yerli üretimi ve hizmeti geliştiremeyecekleri, sonuçta  genel ekonominin bir paraziti olarak kalacakları ve  şiddet üreten merkezler haline gelecekleri öngörülüyor.
Reddediliyor,çünkü bu vizyonu elde etmek için başvurulan etnikçi terörü, dünden bugüne-bugünden yarına taşıyan hiçbir merkeze ihtiyaç bulunmuyor.

*
İşte tezkere;PKK’yı  açıkça yok edilmesi hedeflenen terör örgütü olarak gösteriyor, PKK önderleri yolun sonuna geliyor.
Bu sırada KCK Yürütme Konseyi,Türkiye’yi Rojava’ya saygı göstermeye davet ediyor.
Eşbaşkanlık, Kobane’deki gelişmelerle ilgili açıklamasında, “Bu vicdani, ahlaki, insani, sosyolojik, kimlik ve akrabalık bağları itibariyle de böyledir. Kürtlerden tepkisiz kalmalarını istemek, köleliğin de ötesinde insanlığından ve kimliğinden vazgeçmelerini istemek demektir” deniyor.
Ardından “Aksi durumda ne çözüm süreci gelişebilir, ne de halkımız direnişten vazgeçer. Kobane bu kadar önemlidir” tehditi geliyor.

*
Hükümet ve Batı,Kobane’de yaşanan trajediye  timsah gözyaşları dökmektedir…
Neden ABD Dışişleri Bakanı J.Kerry Kobane’yi kurtarmanın stratejilerinin bir parçası olmadığını söylüyor?
“Kobane düşüyor” haberi üzerine gelişen Kürt tepkisi sokakları ve siyasi ortamı sarsarken,sanki bir “Kurt Kapanı” kurulmuş gibidir.
Buna bir katkı da yavaş yavaş  gelişiyor,mesela Fransa Cumhurbaşkanı F Hollande, “Kobani’nin teröristlerin eline düşmemesi için Türkiye’nin sınırlarını açması gerekiyor” demeci, akıllara ‘ kimbilir daha ne tür kapanlar var?” sorusunu getiriyor.

*
Türkiye’de hükümetin temsil ettiği İslamcı kültürün İslamiyet’in sadece bir din değil topyekün bir hayat tarzı olduğu fikri, bu fikrin yarattığı taassub, taassubun yarattığı İslami Cihad inanışıyla mücadele ise sırasını bekliyor.
Alman Die Welt gazetesi,”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İŞİD’in gülümseyen suç ortağı ” başlığıyla çıkıyor…

15.10.2014


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir