Bir şahsın yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey,
kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmasıdır.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Çanakkale sahilleri ve İzmit Körfezi’nde görülen Pasifik türü ‘Chrysaora Mediterranea’ cinsi zehirli denizanaları İzmir Körfezi’nde de görüldü (02.05.2009-Milliyet)
Değerli arkadaşlar,
Güzel ülkemize yaz geliyor. Bu süreçte kıyılarımızın temiz tutulması ve her türlü ve de özellikle plastik türü kirleticilerden arındırılması gerekiyor. Bunun içinde yerel yönetimlere ve çevre kurum-kuruluşlarına büyük iş düşüyor. Yukarıda değindiğim gibi önce Çanakkale, sonra İzmit ve şimdi de İzmir kıyılarında görülen zehirli deniz analarından halkımızı korumalıyız. Özellikle el, yüz ve üreme organlarının temastan korunması ve deniz analarının vücuda değdiği bölgenin tuzlu su ve amonyak ile kısa süre içinde temizlenmesini anımsatmak isterim.
Domuz gribi salgını için gereken önlemleri almak, halkımızı bilgilendirmek ve salgını iyi takip etmek zorundayız. Sadece hava alanları ile gelenleri değil, karayolu ve deniz yolu ile gelenleri de kontrol etmeliyiz. Aksi halde 34 ülkede görülen ve yaklaşık 6000 kişide etkin olan domuz gribinin ülkemize sıçraması ile hem halkımız büyük bir risk altına girecek ve hem de Turizm gelirlerimizde büyük bir azalma olacaktır. IMF Başekonomisti Oliver Blanchardın da belirttiği gibi Domuz gribi görülen ve 60 kişinin öldüğü Meksika, hayalet ülke haline geldi. Turizmden gelen yıllık 13 milyar dolar kazancında büyük düşmeler olacakmış (02.05.2009-Milliyet).
30 Nisan her yıl bütün dünyada Uluslararası Ağaç Günü olarak kutlanır. Fidan dikme ve ağaç sevgisi anılır. Ne yazık ki ülkemizde bu konuda bir kutlama ve ağaç dikme kampanyaları düzenlenmedi. Tam tersi Manisa ilimize bağlı Gediz ovasındaki Çal dağında, İngiliz sermayeli SARDES madencilik nikel madeni çıkarımı için 280.000 ağacımızı kesecek ve çevreyi kirletecekmiş (10.05.2009-Milliyet). Bu şirkete seçim sonrası acele olarak maden arama izni verenleri kınıyorum.
Bu yıl olası orman yangınlarına hazırmıyız. Geçen yıl Manavgat ve Serik te 6 gün süren ve ülkemizin en büyük ikinci orman yangınında 20.000 hektarlık alanda ağaçlarımızı kaybettik. TEDAŞ’a ait enerji nakil hatlarından çıktığı iddia edilen bu yangında can kaybı, hayvan kaybı oldu ve köylerimizi kaybettik (09.09.2008-Cumhuriyet). Bu yangında silahlı kuvvetlerimizden, özellikle de hava kuvvetlerimizden gereken katkı ve işbirliğini göremedik. Nedenini merak ediyorum.
Konya ovasında açılan kaçak artezyenler ve bilinçsizce kullanılan su yüzünden, yer altı sularında büyük miktarda azalmalar oldu. Nitekim bu azalmalar ve yüzeyin gereğinden fazla sulanması sonucunda, Konyanın, Karapınar ve Çumra bölgesinde 100’den fazla obruğun oluştuğu bildirilmektedir. Akkuyu yaylasında 70 m çapında ve 80 m derinlikte oluşan obruklar halk arasında büyük korkulara neden olmaktadır (11.05.2009-Milliyet).
Değerli arkadaşlar,
2030 yılında dünyanın yarısı susuz kalacak. Bu nedenle 700 milyon kişi su kıtlığı yüzünden göç edecekmiş (18.03.2009- Milliyet). Gelişmekte olan ülkelerde yıllık 3 milyona yakın erken ölümün sebebi temiz su olmayışıdır. Üstelik su kaynağına olan ihtiyacın 2002 ye oranla 2030 da %60 artacağı belirtiliyor. Ayrıca Avrupanın en kurak 10 kentinden 6 sı Türkiye’deymiş (İzmir, Manisa, Adana, Antalya, Konya ve Antep) (25.09.2008-Milliyet). Bu yüzden su kaynaklarımız koruyalım ve onlara sahip çıkalım. Aksi takdirde uluslararası emperyalizm gelip suyumuza el koyacaktır.
2008 de İngilterede 2 milyar arı kaybolmuştu. ABD de ise 2006 da arıcılar, arı sayısının %30 unu ve kovan sayısının da %90 nını kaybettiklerini bildirmişlerdi (07.11.2008-Milliyet). Albert Einsteine göre “Arı olmazsa, tozlanma olmaz, bitki olmaz, hayvan olmaz, sonunda da insan olmaz.” Sn Tayfun Özkaya’nın, Cumhuriyette çıkan 27.04.2009 tarihli yazısında, Arılar olmazsa, insanların yalnızca 4 yıl ömrü kalır demektedir. Lütfen arılarımıza iyi bakalım!!!
Ülkemizde bulunan 107 organize sanayi bölgesinden yalnızca 33 ünde, 3325 belediyeden de yalnızca 322 sinde atık arıtma tesisi varmış. Turizm tesislerimizin %81 de atık arıtma sisteminin bulunmadığı açıklandı (06.02.2009-Cumhuriyet). Yani güzel ülkemizi elbirliği ile kirletiyoruz.
Esasen uygulanmayan geri dönüşüm yüzünden, tonlarca atık ekonomiye kazadırılmadan çöpe atılıyor. Bir ton kağıdın geri dönüştürülmesi ile 17 adet büyük ağacın kesilmesinin önlendiği hesaba katılırsa, yıllık kaybın ne kadar büyük olduğunu görebiliriz. İstanbulda Kadiköy, Beşiktaş ve Pendik belediyelerinin geri dönüşüm çalışmaları yaptığı belirtiliyor (07.01.2009-Cumhuriyet). Yine atıklara kadın eli değince çanta yapımı başladı. Ayvalıktaki atölyede 80, İstanbulda KEDV de 10 ve Diyarbakırda KAMER de 10 kadın iş buldu ve üretim yapmaktadır (15.01.2009-Cumhuriyet).
Umarım, yukarıda sıralamaya çalıştığım çevre felaketlerini önleyecek, çeşitli önlemleri hep birlikte alırız. Aksi halde dünyanın en güzel ülkesini göz göre göre kaybedeceğiz.
Sevgi ve saygılarımla (11.05.2009).
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
NOT:
1- Yabancılar 2003 yılından bu yılın Nisan sonuna kadar Türkiyedeki doğrudan yatırım karı ile portföy yatırımlarından 25 milyar dolarını ülkelerine transfer etti (17.06.2008-Cumhuriyet).
2- Tıp dergisi Lancet’te yayınlanan araştırmaya göre Doğu Avrupa ve Rusyadaki hızla yapılan özelleştirmeler, işsizliği arttırarak erkekleri alkole ve ölüme sürükledi, Çin uyarıldı (17.01.2009-Cumhuriyet).
3- Ekonomik krizden bunalan ve İMF den kurtulmak isteyen 1200 Letonyalı imza toplayarak, Rus iş adamı Abramovic’ten ülkelerini satın almasını istedi (30.12.2008-Milliyet).
Bir yanıt yazın