KIBRIS TÜRKLERİNE KARŞI “AKRİTAS SOYKIRIM PLANI” UYGULAMAYA
KONULDU
20-21.12.1963
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios başta olmak üzere, Temsilciler Meclisi Başkanı Glafkos Kleridis, İçişleri Bakanı Polikarpos Yorgacis, Çalışma Bakanı Tassos Papadopulos, EOKA’cı Nikos Sampson gibi isimlerin Yunan Genel Kurmayı ile birlikte hazırladıkları Akritas Soykırım Planı (Makarios Planı) uygulamaya konuldu.
Akritas Soykırım Planı’nın Kıbrıs’ta uygulamaya konması ile “Kanlı Noel” diye bilinen olaylar başladı. İlk saldırıda Zeki Halil ve Cemaliye Emirali öldürüldü (20/21 Aralık 1963).
Bu plana göre EOKA, en etkili darbeyi Lefkoşa’da vuracaktır. Sekiz saat içinde Lefkoşa’daki Türklerin tamamı yok edilecek, ya da teslim olmak için zorlanacaktır.
Yunanistan ve Makarios’un, Türk cevabını almasından, Yunan Genelkurmayı’nın Makarios (Akritas) Planı’nı servise koyması ve Yunan Savunma Bakanlığı’nın onaylamasından 15 gün sonra, 20-21 Aralık 1963 gecesi Kanlı Noel saldırıları ile Akritas Soykırım Planı uygulamaya konuldu.
Türkiye ve Kıbrıs Türkleri 6 Aralık 1963 günü Makrios’un Anyasa’nın 13 maddesini
değiştirerek Kıbrıs Türkleri’nin uluslararası antlaşmalarla kazanılmış haklarını ortadan kaldırma girişimine hayır cevabı vermiş, Yunan Genelkurmayı Makarios Planı adını verdiği Akritas Soykırım Planı’nı ayni gün (6 Aralık 1963) onaylayarak servise koymuş, Yunan Savunma Bakanlığı ayni planı 7 Aralık 1963 günü onaylamıştı.
AKRİTAS SOYKIRTIM PLAN’NIN TEMEL ÖZELLİKLERİ
1. Esas ve nihai hedef “ENOSİS”tir, Yani Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakıdır.
2. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması ile sorunun çözümlenmediği ve yeniden gözden
geçirilmesi gerektiği dünyaya duyurulacaktır.
3. Kıbrıs Türklerinin olumsuz ve işbirliğini engelleyici bir tutum içinde olduğu söylentisi yaygınlaştırılacaktır.
4. İçte ve dış dünyada, yukarıdaki üç amaca yönelik girişimler sürdürülürken anlaşmaları ve anayasayı kendi emelleri lehine değiştirmek ve adanın egemenliğini tümüyle sadece kendi ellerine geçirmek, böylece ENOSİS yolunu açmak için neler yapılacağı planda şöyle anlatıl-maktadır:
a. Kıbrıs anlaşmalarının halkın iradesi dışında bir olup bitti şeklinde zorla kabul ettirildiği, Türklere aşırı derecede ve iç düzeni sarsacak haklar verildiği, bu nedenle anayasanın ve
Rumların self–determinasyon hakkının engellendiği, ayrıca garantör ülkelere dıştan müdahale hakkı tanındığı için Garanti Antlaşması’nın ortadan kaldırılması gerektiği dış dünyada,
uluslararası platformlarda sürekli olarak anlatılacak.
b. Bu esnada anayasanın değiştirilmesi ve hem Garanti, hem de ittifak Antlaşmalarının de facto olarak ortadan kaldırılması için girişimlerde bulunulacak.
c. Bunlar gerçekleştirilince Rum halkı kendi iradesini serbestçe kullanıp Enosis kararı almak olanağına kavuşacaktır.
d). Bu gelişmeler karşısında, Türkiye’nin Garanti Antlaşması’na dayanarak müdahale etmesini önlemek için ilkin anayasayı değiştirmek yoluna başvurulmalıdır. Çünkü Anayasa değişikliği girişimi, müdahaleyi haklı gösterecek bir tehlike olarak değerlendirilemez.
Akritas Soykırım Planı’nda, bundan sonra anayasa değişikliğine Türklerin göstereceği tepkileri ele almakta ve bu durumda “TÜRKLERE KARŞI ANİ BASKINLAR, SALDIRI-LAR DÜZENLENMESİNİ, TÜRK BÖLGELERİNİN İŞGAL EDİLMESİNİ VE TÜRKLERİN BERTARAF EDİLMESİNİ” öngörmektedir.
Böylece, ileride yapılacak başka anayasa değişikliklerinin kolaylaşacağı öngörüldü. Plana göre “TÜRKLER, GÖSTERECEKLERİ TEPKİ VE DİRENİŞİN KENDİLERİNE PAHALIYA MAL OLACAĞINI İLK GİRİŞİMLERİ SONUCU ANLAMIŞ OLACAKLARDIR”. Türklerle çatışmaların yayılıp büyümesi halinde ise derhal ENOSİS ilan edilecektir.
Başta Makarios olmak üzere, Rum liderliği, Kıbrıs anayasası ve anlaşmalarıyla belirlenen “TÜRK HAKLARINI UYGULAMAMAK” konusunda daha ilk günden itibaren her yolu denemişler ve sonunda AKRİTAS SOYKIRIM PLANI’nı uygulamaya koymuşlardır.
Adanın 5 kasabasında ayrı Türk belediyelerin kurulmasını öngören maddeyi hiçe sayarak gerekli yasanın çıkması engellenmiştir. Bu konuda Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararı da hiçe saymışlardır. Anayasa Mahkemesi’nin tarafsız başkanı, tanınmış hukukçu, Alman bilim adamı Prof. Forsthoff ve yardımcısı Dr. Heinze’nin istifasına neden olmuşlardır.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük’e tanınan, dış ilişkiler, iç güvenlik ve savunma konularında Bakanlar kurulunda ve Mecliste alınan kararları VETO etme hakkını hiçe sayılmış ve değiştirmeye kalkışılomıştır.
Aynı şekilde, bazı yasaların geçerli olabilmesi için Meclisteki Türk üyelerin ayrı oy çoğunluğunu gerektiren anayasa kuralı da çalıştırılmamıştır.
Kamu hizmetinde 70 Rum 30 Türk oranının uygulanmasına, yine 60–40 oranını öngördüğü için Kıbrıs Ordusu’nun kurulmasına karşı çıkarak bu anayasa maddelerinin yaşama geçirilme-sine engel olmuşlardır.
Özetle, 1960 Antlaşmaları ve Anayasası’nda Kıbrıs Türk halkına ve Türkiye’ye tanınan tüm hakları ortadan kaldırmak veya kendi lehlerine değiştirmek için her yolu denemişlerdir.
Böylece Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş amacına, anayasanın sözüne ve ruhuna aykırı hareketlerle, iki toplum arasında kurulması öngörülen karşılıklı güvenin, işbirliği ve barışın oluşması planlı bir şekilde önlenmiştir.
Akritas Soykırım Planı’nın adım adım uygulanması ile Ortak Kıbrıs Cumhuriyeti yıkılarak sadece Rumların yönetiminde bir Helen Devleti’ne dönüştürülmüştür.
Sonuç Kıbrıs Türkleri için 1974 Türk Barış Harkâtı’na kadar sürecek olan kan, ölüm, acı ve gözyaşları ile dolu 11 yıllık bir felaket dönemi oldu. Evlerinden ve köylerinden sürülen Kıbrıs Türkleri Ada yüzölçümünün yüzde üçüne tekabül eden açık hava hapishanesi şeklindeki gettolarda yaşamak zorunda bırakılmışlardır. Devletteki tüm hakları ellerinden alınmıştır.
Bir yanıt yazın