NECDET BULUZ
Amerika’nın, arkasına aldığı koalisyon güçleri ile IŞİD’a karşı Irak ve Suriye’de top yekûn bir mücadeleye hazırlanması Türkiye’nin pozisyonunun da ne yönde olabileceği sorusunu gündeme getiriyor. Gerçi, Amerika Türkiye’nin oluşan bu koalisyon içinde hem de aktif rol alması için bastırıyor. Biz, sonunda ABD’nin isteklerinin olacağını söylemliyiz.
Öncelikle önümüzdeki şu tabloyu iye görmeliyiz:
IŞİD’a karşı İran, Irak, Suriye, kısacası tüm komşularımız aynı koalisyon içinde yer alıyor.
Bunun dışında IŞİD’a örtülü ya da doğrudan destek veren Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt ve diğer körfez ülkeleri de Amerika’nın çağrısına uyarak IŞİD karşıtı cephede yerlerini alıyorlar.
Başkan Obama’nın yaptığı açıklamaya göre 40’dan fazla ülke bu oluşan koalisyon içinde yer alıyor. Adı geçen ülkelerin asker göndermeyeceği, kara operasyonlarında sadece Irak ve Kürt askerlerinin görev alacağı belirtiliyor. Ayrıca, bu süre içinde Irak ve Kürtlere ağır silahlar ve diğer teçhizatlar da sağlanacak. IŞİD, hava operasyonları ile etkisiz hale getirilecek.
Şimdi asıl sorun şu:
Türkiye’nin IŞİD ile mücadelede çekinceleri bulunuyor. Bunlardan birisi IŞİD’ın elindeki 49 Türk yetkilinin hala serbest bırakılmamasıdır. Diğer çekincesi ise, Türkiye’de IŞİD militanlarının bombalı saldırılara geçebileceği ihtimalidir. Bunun yanı sıra Türkiye’nin IŞİD’a her konuda destek verdiği iddialarıdır.
Bunun dışında silahlandırılacak Irak ve Kürt grupların bu ağır silahlarının PKK’nın eline geçmesinden de endişe ediliyor.
Ancak, Amerika’nın öncülüğünde bütün dünyanın IŞİD ile mücadeleye hazırlandığı bu koalisyon içinde Türkiye’nin yer almaması demek, tamamen bölgede ve uluslar arası alanda yalnız kalması demek olacaktır. Kaldı ki, en büyük müttefikimiz Amerika ile de çok büyük sorunların yaşanacağı ortadadır.
Konuya bu açıdan bakıp değerlendirdiğimizde Türkiye’nin artık IŞİD konusunda tereddüt etmeden karar vermesi ve oluşan bu koalisyon içinde yerini alması doğru bir hareket ve karar olacaktır. Eğer, IŞİD konusunda Türkiye halen kararsız kalıp, yalpalarsa bunun bedelinin de günün birinde ağır biçimde ödenecek olduğunu görmesi gerekiyor.
AK Parti iktidarına destek veren ve bugünlere gelmesinde katkı sağlayan bazı grupların IŞİD’a sempati duyması, öyle sanıyoruz ki iktidarı oy kaygısı nedeni ile karar kara düşündürüyor olabilir. AK Parti iktidarının şu anda iki ara bir derede kaldığını görür gibiyiz. Ama, koşullar ne olursa olsun, karar verme ve uluslar arası alanda yalnızları oynamama durumundayız.
IŞİD’ın, İslamiyet adına işlediği cinayetler, sergilediği vahşet, katliamlar, kafa kesmeler Amerika ve Batı halkları arasında olduğu kadar, Arap ülkeleri arasında da artık tepkilere neden oluyor. IŞİD’ın yaptıkları artık daha düne kadar bu örgüte destek verenlerce de hoş karşılanmıyor. Giderek büyüyen bu tepkiler günün birinde bu örgütün sonunu getirecektir.
Dikkat edilecek olursa, daha önce IŞİD, ele geçirdiği her yeri kaybetmeye başladı. Giderek gücü de kırılıyor. Birçok savaşçı elamanını kaybettiği de biliniyor. Ele geçirdiği ağır silahların çoğunu da Amerika’nın hava operasyonları ile imha ettiği örgütün neredeyse nefes alacak hali kalmadı.
Suriye’deki IŞİD kalelerinin de vurulması ile bu örgüte son darbenin indirileceği hesapları yapılıyor. Bu alanda oluşturulan koalisyon güçleri Amerika’nın öncülüğünde hareket edecek, lojistik destek sağlayacak, hiçbir şekilde IŞİD’a destek verilmeyecek.
Bu konuda Türkiye’nin pozisyonu önem kazanıyor. Çünkü dünyanın birçok yerinden gelen IŞİD militanlarının Türkiye’yi ana istasyon olarak kullandıkları ifade ediliyor. Bu nedenle Türkiye’nin sınırlarını bu gruplara kapatması isteniliyor. Konu ile ilgili geniş bir terörist listesinin de Türk yetkililerine iletildiği belirtiliyor.
Lafı fazla uzatmaya gerek yok. Ortadaki gerçek şu:
Amerika, IŞİD’a karşı açılacak top yekûn savaşta İslam Dünyasının Batılı ülkelere tereddüt etmeden en şiddetli şekilde destek vermesi için çalışma yapıyor. Bu koalisyonun içinde de özellikle Türkiye’nin yer alması için bastırıyor. ABD Savunma Bakanı Hagel’in Türkiye ziyaretinin bu açıdan büyük önem taşıdığını biliyoruz.
Bizim de kafamızdaki asıl soru şu:
Amerika geçmişte “Saddam’ın elinde kitle imha silahları var” yalanı ile Irak’ı Afganistan’ı da “El Kaide kalesi” diyerek Usame Bin Ladin nedeni ile aynı yalanla işgal ederek bölgeyi ateş çemberine çevirdi. Şimdi de aynı Amerika’nın IŞİD’a karşı aynı ittifakı oluşturması kafalardaki soru işaretlerini artırıyor.
Dikkat edilmesi gereken de 1983 yılında oluşturulan Batı ağırlıklı koalisyonda Amerika’nın yanında yer almayan ülkeler şimdi IŞİD karşısında oluşturulan bu koalisyon içinde yer alıyor. İlginç değil mi?
e.mail: necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın