RUS OLTASINA TAKILMAK


Ukrayna’da Soğuk Savaş benzeri gerginlik yaşayan ABD, Rusya, AB ve Ukrayna’nın İsviçre/Cenevre’deki dörtlü zirvesinden anlaşma çıktı.
Zirvenin arka fonunda, ABD’nin uluslararası sistemi oluşturan Avrupa-Atlantik odaklı işleyişe karşı, Rusya’nın yakın çevre politikası ve Avrasyacı dış politika kalıpları doğrultusunda çok kutupluluk söylemini meşrulaştıracak yeni bir bölgesel yapılanma oluşturma isteğine karşı duruşu vardı.
Zirveye ABD, Rusya’nın Ukrayna’daki güçlerini silahsızlandırması, askeri varlığını azaltması ve Kırım’daki Rus askerlerinin üslerine geri çekilmesi,
Rusya, Ukrayna’da Rus nufusunun yoğun olduğu ve Rusça konuşulan bölgeler için özerklik önerisinin desteklenmesi talebiyle bulundular.
*
ABD, Rusya, AB ve Ukrayna gerginliği azaltıcı adımlar atılmasında görüş birliğine varmıştır.
Anlaşma Ukrayna’da tüm yasadışı askeri grupların lağvedilmesini, işgal edilen binaların boşaltılması, işgalcilerin silahsızlandırılması, Ukrayna’daki tüm hükümet karşıtı göstericiler için af çıkarılması, atılacak bu adımların  Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) gözlemcileri tarafından denetlenmesini, anayasal reformların yapılmasını ve Ukrayna’nın gevşek bir federasyona dönüşmesini öngörüyor.

*
Bu sonuçla kapanan Cenevre Zirvesi -birincisi;ABD’nin Rusya ile cepheleşmek istemediğini,Ukrayna anlaşmazlığını durgunluğa,küresel politikada Rusya ile ilişkileri Soğuk Savaş çerçevesine götürdüğünü,
İkincisi; Rusya’nın bağımsız birer devlet olan eski Sovyet topraklarında yaşayan Rus kökenlilerin yaşadıkları devlet ile etno-kültürel, tarihsel ya da siyasal anlamda sorun yaşamasını kullanarak,

Avrasyacı  dış politika doktriniyle Rusya’nın aleyhine hareket eden ve Batı ile yakınlaşan devletlerin toprak bütünlüğünü tehdit oluşturmak ve o devletlerin Rusya lehine hareket eder hale getirilmelerini sağlayacağı  bir sürece girileceğini gösterdi.
Şimdi Rusya merkezinden kopmuş donmuş çatışma bölgelerinin işlevsel hale geleceği bir süreç başlıyor.
*
Avrasyacılık SSCB’nin çöküşü sonrası Devlet Başkanı V.Putin’in Rusya Federasyonu’nun yeraltı kaynaklarına dayalı ekonomisi ve bu doğrultuda geliştirilen jeopolitik stratejiler arasında en değer verdiğidir.

Aleksandr Dugin’in “Jeopolitiğin Temelleri: Rusya’nın Jeopolitik Geleceği ” adlı eserine dayanıyor.
Rusya’nın özgün bir kimlik ve jeopolitik konuma sahip olduğu ve ABD hegemonyasına karşı bir tavır içinde olunmasını öngörüyor.
*
SSCB’nin ardından Rusya’nın coğrafî anlamda Avrupa’dan uzaklaştığı,Rusya’nın eski SSCB mekanı ile ilişkilerini koparmaması gerektiği savunuyor.
O yüzden Rus dış politikasının Batı ve Asya arasında denge kurması için Rusya’yı oluşturan Slav ve Türk, Ortodoks ve İslam unsurlarıyla karşılıklı anlayış ve uzlaşmaya dayanan işbirliğinde olunması gerekliliğine vurgu yapıyor.

*
Nitekim Rus dış politikasının yakın çevrede etkiyi koruma çabaları, Balkanlarda Batının politikalarına karşı çıkış, NATO’nun genişlemesine yönelik tepkiler, Çin’le, Hindistan ve İran’la geliştirilen ilişkiler Avrasyacı yaklaşımın resmi politikaya yansıması olarak öne çıkıyor.
ABD tek süper güç olarak kabul edilmiyor,Rusya-Çin ve İran’ın stratejik işbirliğiyle karşı kutup oluşturulması öngörülüyor.
Bu suretle Körfez’de ve Tayvan Boğazı’nda ABD’ye meydan okunuyor, Orta Asya ve Kafkasya’nın Rusya’nın etki alanında kalmasına önem veriliyor.
Bağımsız Devletler Topluluğu coğrafyasının önceliğinin korunması ve entegrasyon sürecinin derinleştirilmesi, AB ile geliştirilen ilişkiler, BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi değişik örgütlerin kurulması ve geliştirilmesinde faal rol alınarak çok kutuplu uluslararası sistemin alt yapısının hazırlanması Rus dış politikasının ana hedefini oluşturuyor.
Piyasacılığın yok ettiği toplumculuk, yardımlaşmak, yüksek ahlaklı olmak gibi geleneksel insani değerler millet kavramıyla beraber ön plana çıkarılıyor.
Batı’nın yok etmek için uğraştığı gelenekler ve yerel kültürel değerlerin korunması için daha küçük ölçekte eşitsizlikler sunan burjuva milli devletine ve çok büyük ölçekte eşitsizliklere yol açan Batıcı dünya devletine karşı kıta devletleri öneriliyor.

*
Bu yüzden Devlet Başkanı V.Putin,”SSCB’nin dağılması ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi ardından Batı’da bize karşı oluşan hırsın ve tek kutuplu dünyanın sağırlık döneminin sözde değil uygulamada sona ermesi gereklidir” diyor…

*
Rusya’nın Avrasyacı girişimlerde bulunması hali,NATO üyesi Türkiye’nin Ukrayna,Gürcistan,Azerbaycan,Ermenistan,İran,Kürdistan ve Suriye ile diplomatik ilişkilerinden zor süreçlere işaret ediyor…

Ve perdenin açılışı yeni Suriye kurulması için Cenevre III  Barış Konferansı’nı bekliyor.21.4.2014


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir