Küresel mafya tetiği neden çekti derseniz, sayılacak birçok neden var.
Küresel mafyanın bir ülkeyi soyması için, o ülkede demokrasi olup olmaması umurunda değildir…
Onun asıl derdi sermaye ihraç etmek, sermayesine yüksek getiri sağlamaktır.
Bu gerçekleştirmesi için, sermaye ihraç ettiği ülkenin her işine karışır. Kimin Başbakan olacağına, kimin Cumhurbaşkanı olacağına o karar verir.
Bu karışma, siyasi, ekonomik, askeri ve hatta kültürel düzeyde olur.
Bunu kendi sermayesinin getirisi ve ana sermayesini güvence altında tutmak için yapar.
Diyeceksiniz ki, küresel sermaye Türkiye’ye 11 yıldır, düzenli sermaye ihraç ederken, ne oldu da bu türbülansı yaratıyor.
Erdoğan, gerek iç sebeplerden, gerekse, ülkedeki işsizliğin ve sosyal direnişin yükselmesinden dolayı; yüksek faiz talebine direndi. Ya da öyle intiba verdi.
Küresel sermaye Erdoğan’a diyor ki; hem hesapsız harcama yapacaksın, borçlanacaksın, bu da yetmiyormuş gibi, bu işleri düşük faizle yapacağım diye diretiyorsun.
Ekonomik kıyamet buradan kopuyor.
Merkez Bankasının faizleri %12’ye çıkarması, piyasalar için yeterli olmadığı anlaşılıyor.(Küresel mafyanın emperyal dünyada ki adı; piyasalardır)
Dolar ve Euro’nun ateşi düşmedi.
Anlayacağımız; kedinin fare ile oynadığı gibi oynuyorlar.
Paçanızı küresel mafyaya kaptırırsanız, tıpkı bankalara paçayı kaptırmaya benzer. Faiz sizi eninde sonunda yutar. Elinizde avucunuzda ne varsa alır.
Küresel mafya AKP iktidarından alacağını aldı.
Cumhuriyetin dişinden tırnağından artırdığı tüm varlıklarını, özelleştirmelerle, bu küresel mafyaya sattı.
Ama bunlar doymazlar.
Bir soruyu cevaplamadan geçmeyelim.
ABD’de zor durumda, para basmasında güçlükler çıktı. Ayda 85 milyar dolar basıyorlardı. Bu durum ABD’yi krizden çıkaramadı. Hatta bazı başka sorunlar yarattı.
Dolar basmayı azalttılar. Faizler artı.
Artık ucuz para bulma dönemi kapandı.
Zamanında ülke insanını tasarrufa yöneltmeyenler, tüketimi pompalayarak ülkeyi borçlandıranlar, gelip duvara tosladılar.
Faizler arttı ama küresel mafyanın yerli ortakları bu miktarlardan memnun değil.
Ancak bu faizler bile, ülkedeki işsizliği daha da içinden çıkılmaz hale getirir.
Zaten işsizliğin tavan yaptığı yerde, Suriyeli dilencilerin yanına Türk dilencilerde de eklenecektir.
Bu kadar işsizlik olacakta, egemen sınıflar, bu işsizlerin arasında nasıl güvende yaşayacaklar.
Davos’ta buna da çare üretmişler.
İşsizleri ve yoksulları, egemen sınıfların yaşam alanlarının dışına sürmek.
Biz de ki, “kentsel dönüşüm”, “Kanal İstanbul” nereden çıktı diye düşünürdük!
Küresel mafya için AKP’nin kullanma ömrünün tamamlanmış olduğu anlaşılıyor.
Yeni bir “Türk Baharı” hazırlama peşindeler. Ancak, Türk halkı da Suriye halkı gibi direnirse, ne olacak diye hesap yapıyorlar.
Bir yanıt yazın