SUMERLER DE YAZARLARI HAPSE ATAR

Günümüzde yazarların cezaevine girdiğini gazetelerde, televizyon haber bültenlerinde sıkça duyuyor ve görüyoruz. Yaklaşık günümüzden 4.000 yıl öncesi, Sumer ülkesi, orada da Ridibagan adlı bir yazar ayaklarına zincir vurulmuş, cezaevinde. Fakat cezaevinde cezasını çekerken boş durmamış “Sa” olarak adlandırılan bir sözlük yazmış. Adını bilmediğimiz bir yazar da girdiği cezaevi, yargılanması ve cezaevi gardiyanı olan bir hanım hakkında bilgi bırakmış.
Tutuklu yazar, eserinde kültürle ilgili her konudan bahsettiği gibi Sumer’de cezaevlerinin de olduğunu 110 satırlık yazısıyla anlatıyor. Sumerler çiviyazılı tabletlerinde her konuyu genelde şiir şeklinde yazarlar, fakat bu yazarın yazısı nedense şiir şeklinde yazılmamış. Tableti çeviren Sumerologlar, bunun hapisteki ruh halinden olabileceğini düşünüyorlar. Bu yazı M.Ö. 1800 yılları başlarında Sumerler arasında o kadar çok sevilmiş ve edebiyat klasiği olarak görülmüş ki 55 tane kopyası yapılarak diğer şehirlere de gönderilmiş. Yazıda ilk kez bir Sumer cezaevinden, onun durumundan, gardiyanından, oraya girmeye neden olan yargıdan söz ediliyor.
Tabletin ilk kısımları kırık vaziyettedir. Metin, cezaevinin kötülüğü, binanın sağlamlığı, suçluları yakalama yeteneği ile başlamaktadır. İlgili metin şöyledir:
Metnin baş kısmı kırık ve anlaşılır gibi değildir.

26.Nungal, cezaevinin hanımı, göğü, yeri halelendiren güçlü kraliçe,
27.yeri yönettiği evin bir bölgesinde, kutsal kürsüde oturuyor.
28.toplantının ortasında krala bakıyor.
29.Işığını düşmanların üstüne tutuyor,
30.Dikkati hiçbir zaman bitmiyor.
31.Büyük ev düşman için bir tuzak,
32.Fakat ülke için bir öneri.
33.Korku dalgaları bir sel gibi nehir yataklarından taşıyor.
34.İçeri getirilen, onun (tanrıçanın) ışığına karşı koyamıyor.
35.Evrenin tanrıları yargıya karşı eğilmek zorundalar,
36.Yüce evin hanımı yüksekteki lacivert taştan kürsüsünde oturuyor.
37.Gözleri yargının ve kararların üzerinde. Doğruyu ve yanlışı biliyor.
38.Ülkenin üzerine, onun akıllıca örülmüş ağını atıyorlar.
39.Onun yolunu izlemeyen kötüler, ağdan kurtulamıyorlar,
40.Büyük evin kapısı kızgın bir fırtına, herkese ulaşan bir sel.
41.Tanrısı tarafından onaylanmayan biri kapıya gelince,
42.Cezaevi gardiyanı Nungal’in ilahi ellerine teslim edilir.
43.Bacakları açılmış, vahşi bir sığır gibi sıkı ve acı veren bir şekilde kavranmıştır.
44.Hanım onu hüzün evine gönderir.
45.Onun gözlerini bağlar, karanlıkta yürütür.
46.Adam yolunu unutur, geniş bir sokakta kaybolur.
47.Tanıdıkları onunla konuşmaz, ondan uzak dururlar.
48.Hiçbir kuvvetli kimse “açın bu kapıyı” diyemez. Yapılan büyüler etkisizdir.
49.Bu kapı yıkıntılar içinde bir şehre açılır, etrafı yok olmuştur.
50.İçerideki adam, büyük baykuşun pençesine yakalanmış serçeler gibidir ve kapının açılışına, güneşin
doğuşu gibi bakar.
51.Kardeş kardeşin şanssız günlerini sayar, fakat hesapları karışıktır.
52.Adam arkadaşını tanımaz, birbirlerine yabancı olmuşlardır.
53.Arkadaş arkadaşına yanıt vermez, dış görünüşleri değişmiştir.
54.Evin içinden feryat, figan ağlama sesleri gelir.
55.Tuğla duvarları kötüleri ezer, fakat dürüst insanın doğmasına öncülük eder.
56.Kızgın kalpler orada ağlayarak, inleyerek günlerini geçirir.
57.Duruşma günü geldiğinde cezaevi bir festival gibi düzenlenir.
58.Tanrılar sorgulama için hazırdır bu çetin sınavda.
59.Dürüstten kötüyü ayırırken, doğru kişinin çıkmasına yardımcı olur.
60.Hanım düşmanı sıkıştırır, onun kolunun uzunluğundan kaçamaz.
61.O anda hanımım kendini över.
62.Güçlü kraliçe, kutsal Nungal kendini kutlar.
Buradan sonra 75. satıra kadar kırıktır.
75.Acıma ve merhamet benim, kimseye baskı yapmam,
76.karabaşlı halkı izlerim, onlar gözaltınadır.
77.yaşam tabletlerini elimde tutarım, doğruları buraya yazarım.
78.Benden hiçbir şekilde kaçılmaz, yapılanları bilirim.
79.bütün ülkeler bana, kendi ana tanrıçaları gibi bakarlar.
80.sert cezaları yumuşatırım, ben şefkatli bir anneyim.
81.en kızgın kalpleri serinletirim, üstlerine serin su dökerim.
82.yaralı kalpleri sakinleştiririm, yok olmanın ağzından insanları kurtarırım.
83.ben evimi şefkatle kurdum, hayat veren bir hanımım.
84.gölgem, temiz yerde yetişen bir meşe ormanı gibidir.
85.güçlü olan kocam Birtum orada benimle oturur.
86.yüksek kürsüde oturup önemli emirler verir.
87.evimin ruhları, güzel gözlü melekler, insanları gelmeleri için çağırır.
88.baş denetleyicim İgalimma evimin ışığıdır.
89.evimin bakıcısıdır, insanları gelmeleri için çağırır.
90.habercim hiçbir şeyi unutmaz, sarayın gururudur.
91.Enlil’in isimlendirdiği şehirde doğru ile yanlışı bilirim.
92.Ninharrana haberleri getirir, onlar bana sunulur.
93.baş berberim, görkemli evde, sedirimi altıma koyar,
94.bu mutlu olayı Tanrı Nezilla organize eder.
95.bir kişi büyük eve getirildiği zaman önemli bir suçla suçlanır.
96.baş savcım Ninmug suçlayarak kolunu uzatır.
97.kişi ölüm cezasına çarpılır ama idam edilmez.
98. onun yerine bu kimse yok olmaktan kurtarılır.
99.benim “hayat evime” getirilir ve burada deneyim altında tutulur.
100.benim tozlu evimde kimse temiz elbise giyemez.
101.evim sarhoş biri gibi adamın üstüne düşer.
102.evin karanlığında o, yılanları, akrepleri dinler.
103.evim yalancıyı yok eder, doğru insanı doğurur.
104.dölyatağına benzeyen tuğla duvarlarını gözyaşıyla doldurdum, ama aynı zamanda burayı şefkatle inşa ettim.
105.bu adamın kalbini yumuşatırım, onu yatıştırırım.
106.onun için tanrısının kalbini yumuşattıktan sonra, bu adamı değerli maden gibi parlatırım.
107.tozların arasından onun ışıldamasını sağlarım.
108.kutsal bir vücuda uygulanmış iyi bir maden gibi kirini yıkar temizlerim.
109.onu tanrısının iyi ellerine teslim ederim.
110.böylece bu adamın tanrısı hep övülür,
111.aynı zamanda bu adam beni de över ve ululuğumdan söz eder.
Yazarın anlattığına göre gardiyan olan Nangal anne gibi şefkatli ve merhametli. Ağır cezaları hafifletiyor, insanları yok olmaktan kurtarıyor.
Görüldüğü üzere her devirde yazarlar cezaevlerine düşebiliyor, Dünyamızda değişen bir şey yok. Diğer yazılarımda görüşünceye dek esenlikle kalın.
Dip.Ark.Kadir YILDIRIMSAL
e-mail: kyildirimsal@istanbul.com

<p>Günümüzde yazarların cezaevine girdiğini gazetelerde, televizyon haber bültenlerinde sıkça duyuyor ve görüyoruz. Yaklaşık günümüzden 4.000 yıl öncesi, Sumer ülkesi, orada da Ridibagan adlı bir yazar ayaklarına zincir vurulmuş, cezaevinde. Fakat cezaevinde cezasını çekerken boş durmamış “Sa” olarak adlandırılan bir sözlük yazmış. Adını bilmediğimiz bir yazar da girdiği cezaevi, yargılanması ve cezaevi gardiyanı olan bir hanım hakkında bilgi bırakmış.
Tutuklu yazar, eserinde kültürle ilgili her konudan bahsettiği gibi Sumer’de cezaevlerinin de olduğunu 110 satırlık yazısıyla anlatıyor. Sumerler çiviyazılı tabletlerinde her konuyu genelde şiir şeklinde yazarlar, fakat bu yazarın yazısı nedense şiir şeklinde yazılmamış. Tableti çeviren Sumerologlar, bunun hapisteki ruh halinden olabileceğini düşünüyorlar. Bu yazı M.Ö. 1800 yılları başlarında Sumerler arasında o kadar çok sevilmiş ve edebiyat klasiği olarak görülmüş ki 55 tane kopyası yapılarak diğer şehirlere de gönderilmiş. Yazıda ilk kez bir Sumer cezaevinden, onun durumundan, gardiyanından, oraya girmeye neden olan yargıdan söz ediliyor.
Tabletin ilk kısımları kırık vaziyettedir. Metin, cezaevinin kötülüğü, binanın sağlamlığı, suçluları yakalama yeteneği ile başlamaktadır. İlgili metin şöyledir:
Metnin baş kısmı kırık ve anlaşılır gibi değildir.</p>
<p>26.Nungal, cezaevinin hanımı, göğü, yeri halelendiren güçlü kraliçe, 27.yeri yönettiği evin bir bölgesinde, kutsal kürsüde oturuyor. 28.toplantının ortasında krala bakıyor. 29.Işığını düşmanların üstüne tutuyor, 30.Dikkati hiçbir zaman bitmiyor. 31.Büyük ev düşman için bir tuzak, 32.Fakat ülke için bir öneri. 33.Korku dalgaları bir sel gibi nehir yataklarından taşıyor. 34.İçeri getirilen, onun (tanrıçanın) ışığına karşı koyamıyor. 35.Evrenin tanrıları yargıya karşı eğilmek zorundalar, 36.Yüce evin hanımı yüksekteki lacivert taştan kürsüsünde oturuyor. 37.Gözleri yargının ve kararların üzerinde. Doğruyu ve yanlışı biliyor. 38.Ülkenin üzerine, onun akıllıca örülmüş ağını atıyorlar. 39.Onun yolunu izlemeyen kötüler, ağdan kurtulamıyorlar, 40.Büyük evin kapısı kızgın bir fırtına, herkese ulaşan bir sel. 41.Tanrısı tarafından onaylanmayan biri kapıya gelince, 42.Cezaevi gardiyanı Nungal’in ilahi ellerine teslim edilir. 43.Bacakları açılmış, vahşi bir sığır gibi sıkı ve acı veren bir şekilde kavranmıştır. 44.Hanım onu hüzün evine gönderir. 45.Onun gözlerini bağlar, karanlıkta yürütür. 46.Adam yolunu unutur, geniş bir sokakta kaybolur. 47.Tanıdıkları onunla konuşmaz, ondan uzak dururlar. 48.Hiçbir kuvvetli kimse “açın bu kapıyı” diyemez. Yapılan büyüler etkisizdir. 49.Bu kapı yıkıntılar içinde bir şehre açılır, etrafı yok olmuştur. 50.İçerideki adam, büyük baykuşun pençesine yakalanmış serçeler gibidir ve kapının açılışına, güneşin doğuşu gibi bakar. 51.Kardeş kardeşin şanssız günlerini sayar, fakat hesapları karışıktır. 52.Adam arkadaşını tanımaz, birbirlerine yabancı olmuşlardır. 53.Arkadaş arkadaşına yanıt vermez, dış görünüşleri değişmiştir. 54.Evin içinden feryat, figan ağlama sesleri gelir. 55.Tuğla duvarları kötüleri ezer, fakat dürüst insanın doğmasına öncülük eder. 56.Kızgın kalpler orada ağlayarak, inleyerek günlerini geçirir. 57.Duruşma günü geldiğinde cezaevi bir festival gibi düzenlenir. 58.Tanrılar sorgulama için hazırdır bu çetin sınavda. 59.Dürüstten kötüyü ayırırken, doğru kişinin çıkmasına yardımcı olur. 60.Hanım düşmanı sıkıştırır, onun kolunun uzunluğundan kaçamaz. 61.O anda hanımım kendini över. 62.Güçlü kraliçe, kutsal Nungal kendini kutlar.
Buradan sonra 75. satıra kadar kırıktır. 75.Acıma ve merhamet benim, kimseye baskı yapmam, 76.karabaşlı halkı izlerim, onlar gözaltınadır. 77.yaşam tabletlerini elimde tutarım, doğruları buraya yazarım. 78.Benden hiçbir şekilde kaçılmaz, yapılanları bilirim. 79.bütün ülkeler bana, kendi ana tanrıçaları gibi bakarlar. 80.sert cezaları yumuşatırım, ben şefkatli bir anneyim. 81.en kızgın kalpleri serinletirim, üstlerine serin su dökerim. 82.yaralı kalpleri sakinleştiririm, yok olmanın ağzından insanları kurtarırım. 83.ben evimi şefkatle kurdum, hayat veren bir hanımım. 84.gölgem, temiz yerde yetişen bir meşe ormanı gibidir. 85.güçlü olan kocam Birtum orada benimle oturur. 86.yüksek kürsüde oturup önemli emirler verir. 87.evimin ruhları, güzel gözlü melekler, insanları gelmeleri için çağırır. 88.baş denetleyicim İgalimma evimin ışığıdır. 89.evimin bakıcısıdır, insanları gelmeleri için çağırır. 90.habercim hiçbir şeyi unutmaz, sarayın gururudur. 91.Enlil’in isimlendirdiği şehirde doğru ile yanlışı bilirim. 92.Ninharrana haberleri getirir, onlar bana sunulur. 93.baş berberim, görkemli evde, sedirimi altıma koyar, 94.bu mutlu olayı Tanrı Nezilla organize eder. 95.bir kişi büyük eve getirildiği zaman önemli bir suçla suçlanır. 96.baş savcım Ninmug suçlayarak kolunu uzatır. 97.kişi ölüm cezasına çarpılır ama idam edilmez. 98. onun yerine bu kimse yok olmaktan kurtarılır. 99.benim “hayat evime” getirilir ve burada deneyim altında tutulur. 100.benim tozlu evimde kimse temiz elbise giyemez. 101.evim sarhoş biri gibi adamın üstüne düşer. 102.evin karanlığında o, yılanları, akrepleri dinler. 103.evim yalancıyı yok eder, doğru insanı doğurur. 104.dölyatağına benzeyen tuğla duvarlarını gözyaşıyla doldurdum, ama aynı zamanda burayı şefkatle inşa ettim. 105.bu adamın kalbini yumuşatırım, onu yatıştırırım. 106.onun için tanrısının kalbini yumuşattıktan sonra, bu adamı değerli maden gibi parlatırım. 107.tozların arasından onun ışıldamasını sağlarım. 108.kutsal bir vücuda uygulanmış iyi bir maden gibi kirini yıkar temizlerim. 109.onu tanrısının iyi ellerine teslim ederim. 110.böylece bu adamın tanrısı hep övülür, 111.aynı zamanda bu adam beni de över ve ululuğumdan söz eder.
Yazarın anlattığına göre gardiyan olan Nangal anne gibi şefkatli ve merhametli. Ağır cezaları hafifletiyor, insanları yok olmaktan kurtarıyor.
Görüldüğü üzere her devirde yazarlar cezaevlerine düşebiliyor, Dünyamızda değişen bir şey yok. Diğer yazılarımda görüşünceye dek esenlikle kalın.
Dip.Ark.Kadir YILDIRIMSAL e-mail: kyildirimsal@istanbul.com</p> - tablet

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir