Rahmi TURAN
TEK taraflı bir kıyak bu! Hep istiyorlar, hiç vermiyorlar! Üstelik hálá bayrağımızı yakıyor, bize lanet yağdırıyorlar!
Kinci ve inatçı Ermenistan “Soykırım iddiasından asla vazgeçmeyiz” diyor, bugünkü Türkiye sınırını tanımıyor, Ağrı Dağı’nın kendilerinin olduğunu iddia ediyor, Doğu Anadolu’ya “Batı Ermenistan” diyor ve işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çıkmayı da kesinlikle reddediyor.
Obama istedi diye, kardeş Azerbaycan’la ilişkilerimizi bir kenara itip Ermenilerle masaya oturmamız ve onlar hiçbir şey vermeye razı olmadıkları halde bizim sınır kapılarını açmaya hazırlanmamız tam bir teslimiyetçi politika!
Kardeş Azerbaycan’ı darıltma pahasına Ankara ile Erivan arasında başlayan yakınlaşma bize yüz yıllık Ermeni yalanlarını yeniden hatırlattı!
“Dünyada hiçbir ulusun üzerine bu kadar yaygın, organize bir propagandayla gidilmemiştir!”
Bunu “Ermeni Talepleri” adlı ilginç kitabın yazarı Avukat Gülseren Aytaş söylüyor.
Türkiye’yi soykırımla suçlayanlar, İspanya’daki engizisyondan kaçan Yahudilerin, Hitler zulmünden kaçan Almanların, Saddam zulmünden kaçan Kürt peşmergelerin, işsiz ve aç kaldıkları için Ermenistan’dan kaçan 100 bin Ermeni’nin sığınıp iş bulduğu ülke olduğunu hatırlamak istemiyorlar. Vicdan ve ahlak bu mudur?
Ermeni propagandaları hukuki değil, siyasidir.
“Ermeni Talepleri” kitabında anlatılıyor. 2006 yılında Türkiye’nin, sözde soykırım iddialarına karşı uluslararası yargıya başvuracağı haberleri çıktı. Buna göre Türkiye ve Ermenistan üçer yargıç seçecek, bağımsız bir yargıç da başkan atanacak. Bu heyet 1915 olaylarının Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne göre soykırım olup olmadığına karar verecek. Daha doğrusu Türkiye soykırımcı ülkeler gibi yargılanacak!
Hakemlerin oyları eşit çıkarsa, mahkeme başkanının tek oyu kararı belirleyecek.
Böyle bir saçmalık olur mu? Ermeni yanlısı Batılılara güvenilir mi?
Yalnız Ermeni meselesi değil, pek çok sorun Atatürk zamanında uluslararası antlaşmalarla hukuken çözümlendi ve tasfiye edildi, şimdi yan çiziyorlar!
Osmanlı Devleti’ni yargılama istekleri 1918 tarihli Sevr Antlaşması’nda vardı. Mustafa Kemal, Osmanlı Hükümeti’nin yaptığı rezil anlaşmayı çöp kutusuna attı.
Ermeni sorunu 1920 Gümrü ve 1921 Kars Antlaşmaları ile çözüldü. Buna rağmen Ermeniler şimdi çamura yatıyor ve o antlaşmaları yok sayıyor.
Türk tarihinde soykırım, atom bombası veya kimyasal silah kullanımı gibi insanlık suçları yoktur. O insanlık dışı suçlar, bugün üstümüze gelen Amerika’ya ve Avrupa’ya aittir.
Ermeni sorunları Atatürk zamanında yapılan uluslararası antlaşmalarla hukuken çözümlenmiştir. Amerika ve Avrupa, utanmaz bir şekilde, Türkiye’nin haklarını yok sayıyor!
1878 ile 1920 yılları arasındaki Ermeni çetecilerin katliamları, isyan olarak değil, siyasi mücadele olarak nitelendiriliyor, isyan ve vatana ihanet kavramları değiştiriliyor. İşgalci ordularla işbirliğine girerek masum Anadolu halkına katliamlar yapmak vatana ihanet ve isyan faaliyetleri değil midir?
Ermeni diasporası en sonunda toprak ve tazminat talep edecek. Onların ve Türkiye’deki işbirlikçilerin sinsi planları bu! Kişiliksiz ve teslimiyetçi politikalar bizi batağa götürüyor!
Bir yanıt yazın