17 Eyl, 2014
Kapıya kilit vurmayanın kucağında ki çocuğun babası sorulmaz…
Bizim büyüklerimiz; “her işin içinde bir İngiliz oyunu vardır” derdi. Bu söz İngiltere’nin Osmanlı coğrafyasında oynadığı oyunların tecrübesiyle halk deyimi olarak köylere kadar yerleşmişti. İşte o İngiliz oyunu gene sahnede.
Güney sınırımızda bir tampon bölge oluşturulması isteniyor. Erdoğan hemen yeşil ışık yaktı. İşin içinde Fransa(herhalde Antep’te aklı kaldı), Almanya(şantaj CD’leri işe yaramış olmalı ki, rol kapmış), İngiltere var. Yabancı devletlerin istihbarat raporlarıyla rehin alınan uzun adam, “bana dokunmayın da, neyi alırsanız alın” havasında.
Hatırlayalım;
Mayınlı arazi 49 yıllığına mayın temizleme bahanesi ile İsrail’e verilmişti. O dönem büyük bir kamu baskısı oldu. Satış yargı Recepleşmeden “12 Eylül 2014” önce yapıldığı için iptal edildi.
Recep’in utanç verici bir beyanı olmuştu. “Orada İzak çalışmayacak, gene Ahmet, Mehmet çalışacak” diyordu. Bir yazımda; “Türk halkına köleliği, Yahudi’ye patronluğu layık görüyor. Bu adamın zihniyetini hala anlamadınız mı?” diye sormuştum. Anlamamışlar… Çünkü milletin anasına söve söve çocuklarını “işadamı kılıklı kefen soyguncularına” köle yaptılar.
O dönem mayın temizleme bahanesi ile sınırımız, yani namusumuz İsrail’e teslim edilmiş olsaydı; Türkiye dolaylı değil, Suriye ile sıcak savaşa çoktan girmiş olurdu. İsrail o dönem Suriye’ye savaş uçağı ile girip operasyon yaptıktan sonra Türkiye topraklarına da suç delili bırakmıştı. Bütün çabalarına rağmen Türk Ordusunu, Türk halkını Suriye’ye girmeye ikna edemeyince, dünyanın dört bir tarafından toplanan maaşlı katilleri besleyip Suriye’ye soktular.
Erdoğan Yahudi Kürdistan’ını kurmak için adeta yemin etmiştir. Biri Kraliçe’nin evlatlığı, diğeri Soros’un ayakçısı… Bir de parmak ile çağrılan özel görevli var… Şeytanın sacıyak ayağı… Üzerinde kin pişiyor. Hem de insan kemikleriyle.. Meclis denilen yer ABD Konsolosluğu adına casusluk yapan vekilimsilerden geçilmiyor.
Güneyimizde sınır kalmadı.
Siz hiç kapısız ev gördünüz mü? Genelevlerin bile bir kapısı vardır. Demek ki bir ilkeleri var. İsteyene değil, kontrolden geçirdiklerini içeri alıyorlar.
El Kaide, IŞİD, NUSRA, PKK, Hizbullah ve şimdi de Müslüman Kardeşler ülkeye sokuluyor… Peki, Müslüman Kardeşler örgütünü kim kurdu?
Hiç sorulur mu?
Tabii ki İNGİLTERE….
İsrail hançerini Ortadoğu’nun kalbine saplayan İngiltere…. O bıçak yarası mikrop almıştır. O mikrop içinde birçok kanser hücresi yetişmiş, siyasetçi, bürokrat, sivil-asker kılığında çevre bedenlere girip hastalığı yaymıştır.
Bilimden, akıldan, üretimden uzaklaşan Ortadoğu halkı, mistik kabala öğretilerini tasavvuf kaşığıyla yudumlayıp efsunlanmıştır. Uyuşmayı din, aptallığı teslimiyet, zulmü kader sayanı sadece şeytani güçler değil, kuralları belli olan evrensel irade de devre dışı bırakır.
Suriye Türkmenleri yeniden IŞİD, NUSRA, PYD arasına sıkıştırılıyor. Suriye’de tekrar büyük bir Türkmen kıyımı ile karşı karşıya kalabiliriz.
Ha, bu arada unuttuğumuz bir olayı da hatırlatayım. İnsan kaçakçılığını bahane ederek BM askeri Batı 2012 yılındaTrakya sınırına yerleştirilmiştir.
Türkiye korkunç bir kıskaç içine alınıyor.
Ülkeye yayılan “sapkın-acımasız terör örgütleri” ve nerede olduklarını takip edemeyen bir BİT’imiz var…
El Kaide, IŞİD, NUSRA, PKK, Hizbullah ve şimdi de Müslüman Kardeşler….
Onların ülkede ne aradığını sormaya hakkımız var mı?
Kapıya kilit vurmayanın, hatta kapısı bile kalmayanın kucağında ki çocuğun babası sorulmaz…
Kapısı olmayanın PİÇİ bol olur. Kırk uçurtmasını da sana yaptırırlar.
Ey Türk Milleti;
Ahlakına, onuruna, namusuna, vatanına, bayrağına sahip çıkmak mec-bu-ri-ye-tin-de-sin!!.
Keyfiyet değil, MECBURİYET!!. ARTIK ANLASANA!.
Bütün bu olanlara sessiz kalırsak; bırakın dirimizi, bu topraklar ölümüzü bile KUSAR!!.
Siyonist çetenin ENSES ilişkisinden(aile içi fikri ilişki-tabir bana ait) doğan ÇOCUKLARIN peydahladığı PİÇ çoğaltma sürecini daha ne kadar seyredeceksin?
REÇETE;
BURSA NUTKU!. BURSA NUTKU! BURSA NUTKU!..
Baka baka körleşir insan. Bakma!!. GÖÖÖR!!.
Otura otura aptallaşır insan. KALK!!. DİMDİK DUR!!. HEDEFE YÖNEL!!.
Her gün televizyonlardan beyinlerinize ateş ediliyor.
Hedeften çık. Ateş hattında ahmak ahmak bekleme!!.
Ve karar ver: BELİRLEDİĞİN HEDEFE YÖNEL!!.
Hedef olan değil, hedefi seçen ve gereğini yapan kazanır.
Seni senden başka kimse kurtaramaz. UNUTMA!!.
Bir de notum var:
Başı açık kadınları perdesiz eve benzeten bir ahlaksız vardı. “Perdesiz ev ya kiralıktır, ya da satılıktır” diyordu. Satmak kişinin keyfine bağlıdır. Müşteri istemezse alamaz. Kiraya vermek de ev sahibinin keyfine bağlıdır. Zorla kimse oturamaz.
CEVABIMDIR:
Bırakın perdeyi, sizin kapınız bile yok. Bütün kapıları içten attınız. Sonra yerinden çıkarıp yaktınız. Yani donsuz geziyorsunuz. Her an tecavüze hazır ve nazır. Çünkü kapısız eve girip çıkanın hesabı olmaz. Herkese açıktır.
Kucağınızda peydahlanan PİÇLERİN sayısını unuttuk. Şeriat kanunlarını uygularsak, taşlayarak öldürülmeniz gerekir. Ve ben sizlerin inanmadığınız Laik Cumhuriyetin mahkemelerinde değil, şeriat mahkemelerinde yargılanmanızı talep ediyorum. Hırsızların eli kesilecek. Zina yapanlar taşlanarak öldürülecek. O zaman bakalım kaçınızın eli sağlam kalacak?
İLK KURŞUN
Bir yanıt yazın