Sabahattin ÖNKİBAR
Önce Kıbrıs’da.
Ardından K.Irak’ta.
Ve şimdi de Ermenistan bağlamında ülkenin temel politikaları yani kırmızı çizgileri ayaklar altına alınıyor.
Malum, Türkiye’nin Ermenistan’a sınırını açmak için 3 olmazsa olmaz şartı vardı.
Bunlar:
1) Ermenistan’ın Türkiye’nin sınırlarını tanıması.
2) Erivan’ın soykırım iddiasından vazgeçmesi.
3) Karabağ’da işgal ettiği Azeri topraklarından çekilmesi.
Görüldüğü kadarı ile ilk iki maddenin lafı bile edilmiyor. Sadece Azerbeycan’ın tepkisi üzerine dikkatler Karabağ’a yoğunlaşmış durumda.
Sormak lazım sınırlarınızı bile tanımayan ve soykırım iddialarını sürdüren bir ülkeye kapı açmak olacak şey midir?
Belli ki ABD’nin gazabından kurtulmak için bu tavizi veriyorlar.
Ankara’nın öbür yakasında konuşulanlara göre, 24 Nisan sendromunu aşmak için Obama’ya devletin en tepesinden söz bile verilmiş.
Buna göre 24 Nisan öncesinde sınırın açılması ya da açılacak tarihin ilanı kesine yakınmış!
Diyeceksiniz ki yürütmenin başı olan Tayyip Erdoğan’ın ettiği “Karabağ sorunu aşılmadan sınır açılmaz” sözü ne olacak?
Geçiniz efendim, geçiniz.
Bu Tayyip Erdoğan değil miydi Rasmussen için NATO’ya asla Genel Sekreter olamaz diyen!
Velev ki Tayyip beyin Ermenistan sınırı ile ilgili beyanı tavırdan ziyade taktiği çağrıştırıyor, çünkü sınırın açılması için alt yapı çalışmasını yapıyoruz diyen de kendisidir.
Taktik olmasaydı böylesine ciddi bir söz o da gazetecilerin sorusu üzerine ayaküstü edilmezdi.
Belli ki Erdoğan Ermenistan’a mesaj veriyor ve yürütülen pazarlıklarda Türkiye’nin elini güçlendirmek istiyor.
Malum, Ankara Erivan’dan Karabağ’da işgalini sürdürdüğü 7 bölgeden en az 5’ini yani Akdam, Fuzuli, Ceberail, Zengilan ve Kubatlı’yı boşaltmasını istiyor ve bunun için hâlâ müzakereler devam ediyor. Tayyip beyin verdiği Karabağ şartlı demecin bu görüşmeler için olduğu sanılıyor.
Dolayısı ile görünen her hal ve şartta sınırların açılması noktasında 24 Nisan yani Ermeni tasarısının ABD Kongresinde görüşülmesinden önce somut bir adımın atılacağıdır.
Aslında Erivan’la ilişkileri götüren Cumhurbaşkanı Gül’ün bu süreçte devam eden ısrarlı suskunluğu da sınırların açılacağının bir başka işaretidir. Evet Ankara bugünlerde aslında aldığı karara kılıf hazırlamakla meşgul ve Karabağ’ın bir kısmını Ermeniler’e boşalttırmak ve geri kalan bölgeye de Barış Gücü benzeri bir kuvveti yerleştirmek gibi kamufle edici formülleri tasarlamaktadır.
Yazıları posta kutunda oku