Engin Alan Neden Hapiste, Tuncel Neden Dışarıda? MHP ve CHP Bu Soruya Bir Yanıt Vermeli…

5.1.2014_1-

Engin Alan bir milletvekili, Sabahat Tuncel de… Engin Alan MHP Milletvekili… Sabahat Tuncel PKK/BDP Milletvekili… Engin Alan terör örgütü üyesi olmaktan yargılanıyor, Sabahat Tuncel de… Ama Engin Alan hapiste, Sabahat Tuncel dışarıda… Üstelik Engin Akan kaçma şüphesi var diye hapiste, Sabahat Tuncel ise kaçma şüphesi yok diye dışarıda! NEDEN?
04 Ocak 2014 Cumartesi 18:28

MHP ve CHP bu soruya bir yanıt ararken, biz Engin Alan’ı konuşalım…
Engin Alan, emekli bir korgeneral…
Askerlik hayatının neredeyse tamamını özel kuvvetler içinde ve terörle mücadelede geçirmiş bir komutan…
Katil Abdullah Öcalan ve katil Şemdin Sakık’ın yakalanmaları sırasında da Özel Kuvvetler komutanıydı.

“Genelkurmay Özel kuvveti” demek; “Türk Vatanı, Türk Milleti ve Türk Bayrağı uğruna ölmek” demektir, ölümü yol saymak, unutulmasın hiç bu…

 
Engin Alan aynı zamanda halk iradesiyle seçilmiş bir Milletvekili’dir, milletin vekili, üstelik sözde değil özde…
12 Haziran genel seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nden “Milletvekili” seçildi…
Ama şimdi hapiste, üstelik “terör örgütü üyesi” diye hapiste, “terörist” diye hapiste…
MHP’nin ise Engin Alan’a destek olarak tanımlanabilecek bir etkinliği şimdiye kadar ortaya çıkmış değil…

 

MHP Meclis’te, Engin Alan hapiste…
Böylesi ağır bir trajedi karşısında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı olarak yürütüldüğüne inandığımız bu İstanbul soruşturmasında, MHP’nin genel tavrı “hukukun üstünlüğü” ya da “varsa darbeciler ortaya çıksın” ya da “sabırlı olun, mahkeme sonucunu bekleyin” gibisinden genel sözler, ayağı yere basmayan sözler, gerçekle uzaktan yakından bir ilgisi olmayan yuvarlak sözler…

 

Neden böylesi trajik bir tespitte bulunduk?

Dayanağımız nedir, anlatalım…

İstanbul’da yürütülen bir soruşturma var, kod adı Ergenekon. Üstelik bu soruşturma terörle mücadele adına yürütüldüğü iddia edilen bir soruşturma ve AKP siyaseti tarafından sahiplenen ve desteklenen bir soruşturma…

Bakın bu soruşturmaya, yakından bakın, iyice bakın: İddia edilen bu terör örgütünün kasası bizmişiz, hakkımızda sonu başı belli olmayan bir soruşturma yıllardır yürütülüyor…
Bu örgütün üyesi de bizmişiz, yine hakkımızda iddiası bile olmayan, ama kâğıt üzerinde, herkesten gizli ve saklı bir soruşturma, “sadece Zaman gazetesine dava açtığımız için” yürütülüyor.

İşin garibi birkaç ay önce de “PKK örgüt üyesi ve uyuşturucu” diye bir soruşturma yürütülüyordu bizim hakkımızda, yine “Zaman gazetesine dava açmıştık” sıralar…

Neden?

 
Eğer ki biz kasası isek bu sözde örgütün, bu örgüt çoktan çökmüş demektir, çünkü biz de para yok, hiç olmadı zaten…

İşin acısı, bizden önceki “örgüt kasa şüphelisi” de Kuddisi Okkır idi, o da parasızdı ve parasızlıktan cenazesini belediye kaldırdı…
Ama bu “sözde örgüt” nedeniyle Türk Ordusu’nun kahraman subay ve astsubayları hapiste, gazetecileri, siyasileri, akademisyenleri hapiste…
MHP bu noktaya dikkat etti mi hiç, bilmiyorum, bu bir…

 

Uyuşturucu diyorlarsa eğer, nerede bu uyuşturucu, yok, altı üstü bir kilo bal istedik Şemdinli’den, balı bile uyuşturucu diye yutturmak istedi bu vicdansızlar!
PKK diyorlarsa eğer, açsın kitaplarımızı okusunlar, ömrümüz geçti bu hainlerle mücadele ile… Ama yıllardır bizi izliyorlar, telefonlarımızı dinliyor, yıldırmaya çalışıyorlar…
Biz de yıllardır haykırıyoruz bu hukuksuzluğu ve adaletsizliği ama kimsenin dönüp baktığı yok, bir başımıza bu mücadeleyi sürdürüyoruz, olsun, sürdüreceğiz, kimseden “medet” beklediğimiz yok! Ama “MHP ne yapıyor bu konuda ” diye sormak hakkımızdır bizim, hepimizin…
Yeri belli, yurdu belli, gelmişi belli, geçmişi belli, öz yurdundan başka gidecek yeri olmayan ve gitmeyi de asla düşünmeyen, ömrünü terörle mücadele ile geçirmiş bu subaylar, general ve amiraller “adi bir terörist gibi” yakalanarak, “evi aranarak”, “bürosu, makamı, hatta yakınlarının evleri aranarak” gözaltına alınıyor…
Saatlerce, hatta günlerce savcı kapı önlerinde bekletiliyor ve ardından da büyük bir çoğunlukla hapse atılıyor, izledik televizyonlardan, MHP de izlemiştir…
Ama Habur’a getirilen, “ben teröristim” diye bağır bağır bağıran katiller, “pişman değiliz, örgütten kaçmadık” diye avaz avaz bağıran katiller, hainler, caniler hiç gözaltına alınmıyor, evleri aranmıyor…
Bırakın gözaltıyı, ifadeleri değiştirilip üstelik serbest bırakılıyor…

Şimdi MHP buna hukuk mu diyor, adalet bu mu?

 

Soruşturulan her askerin, her akademisyenin, her siyasinin, her gazetecinin yedi göbek yakınları dâhil banka kayıtları araştırılıyor, hatta el konuyor…

Kanarya adalarındaki şarapları getirilip satılıyor ama “PKK terör örgütünün kasası” araştırılmıyor…

Bunu da MHP biliyor. Evet, bunu MHP biliyor, çünkü Meclis tutanaklarında var… Soru önergesi veren de MHP’li bir milletvekili, “nedir bu kasa”, diyerek…
PKK’nın kasası İsviçre’de, hala da İsviçre’de ama onu araştıran yok, durduran yok, el koyan yok… Üstelik bu para, silah oluyor, bomba oluyor, mayın olup bizi şehit ediyor ama kimseden ses yok, MHP’den de ses yok, neden?

 

İstanbul’daki bu soruşturma ne adına yürütülmüştü?

Terörle mücadele adına…
Bakınız “askere karşı dalga dalda operasyon” yapılıyor ama PKK’ya operasyon yok…
Dağa taşa bomba atmakla terör bitmiyor, şehirlere indiler artık, güpegündüz şehit ediyor bizi bu katiller…
Peki, bizi şehit eden bu katiller nereden geliyor, Barzani’den, neden Barzani’ye operasyon yok?

 

Peki, MHP’nin tavrı ne?

“Hükümet terörle işbirliği yapıyor” söylemi ya da “peşmergeye haddi bildirilsin”, söylemi ya da “Kandil’e Türk Bayrağı’nı çekin” söylemi yetmiyor artık, çünkü Erdoğan siyasetinin bu söylemlere aldırdığı bile yok!

Bu durum karşısında MHP’nin alacağı başka hiç tavır kalmadı mı artık?

Engin Alan bir MHP Milletvekili’dir.

 

Daha geçenlerde hafta Engin Alan’la birlikte tutuklu olan askerler bir açıklama yaptı, bakın ne diyorlar:
“Darbe teşebbüsü suçlamasına esas teşkil eden sözde Balyoz planının tek dayanağı olan 11 numaralı CD sahtedir. Sahteliği bilirkişi raporlarında gösterilen yüzlerce örnekle ispatlanmıştır. CD’nin gerçek olduğuna yönelik somut hiçbir kanıt da yoktur…”
MHP bu haykırışı duymadı mı?

 

Dahası var açıklamanın:

“11 numaralı CD nin imajı, defalarca talep edilmesine rağmen CMK esasları ısrarla ihlal edilerek savunma avukatlarına verilmemektedir. İddia makamı çeşitli kurum ve kuruluşlardan gelen ve 11 numaralı CD nin sahteliğini gösteren ve sanıkların lehine olan belgeleri adli emanete(!) almak suretiyle savunmadan ve mahkemeden saklamakla kalmamış, aynı zamanda bu belgeleri çarpıtarak, bilerek ve yanlış yorumlayarak Mahkemeyi yanıltmıştır…”

 

Kim savunacak hapisteki askerin, sivilin hakkını, hukukunu ve adaletini?
Haykırıyorlar işte “yalan” diye, “bu kâğıtlar, bu CD ler sahte”, diye, kim duyacak bu haykırışı da harekete geçecek?

Ülkede demokrasi bitti mi artık?

Hesap sormak için meydanlara çıkmak da mı yasak artık?

Halkımıza gidip bu siyaseti ve bu siyasetin hukukunu şikâyet etmek de mi yasak oldu artık?

Egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi artık?
AKP siyasetinin ve hukukunun bu baskı ve yıldırma, bu korku ve tehdit oyunlarına karşı karşı koskoca MHP’nin gösterebileceği tavrın hepsi bu mu olacaktır, “hukuka saygılıyız” sözleri mi olacaktır?

 
İstanbul’da “hukuk katlediliyor hukuk”, hak ve adalet yok!

“Bırakın yargı işlesin” diyerek bu katliama seyirci kalınamaz!

 

Başta Engin Alan, tüm yurtseverler, milliyetçiler katlediliyor, “hukukun üstünlüğü” diyerek bu duruma seyirci kalınamaz, hesap sormalıyız hesap!
Biz sokağa çıkın dövüşün, demiyoruz, asla, asla kardeş kavgasına izin vermeyeceğiz…
Ama ülkede hukuk katlediliyorsa, bu katledilen hukukla da Türk Ordusu zayıflatılıyorsa, MHP’ninde, CHP’nin de yapacağı çok iş vardır, çok iş!

 

Meydanlara çıkın meydanlara, artık halkımıza anlatın derdinizi, AKP’ye değil!
Şimdi tekrar soruyoruz; Engin Alan neden hapiste, Sabahat Tuncel neden dışarıda…
 

Erdal Sarızeybek

“Genelkurmay Özel kuvveti” demek; “Türk Vatanı, Türk Milleti ve Türk Bayrağı uğruna ölmek” demektir, ölümü yol saymak, unutulmasın hiç bu… - 5.1.2014 1